Davutoğlu'nun açıkladığı 3 olası senaryo şöyle:

1- TBMM'de Anayasa oylamasında 360 oyun altında kalırsa reddedilir ve gündemden düşer. Bu durumda, Tayyip Erdoğan bu reddi, bütün 6'lı masayı sorumlu tutarak seçim kampanyasını bunun üzerine oturtur. Zaten şu anda başörtüsü ve dini özgürlüklerin kazanımları konusu bu geniş muhafazakar kitlelerin AK Partiden kopmaması için bir araç haline dönüştü. Halbuki bu özgürlüklerin teminatı, yolsuzlukları yapan bir iktidar değil temiz siyaseti savunan biziz.

2- Oylamada 360 ile 400 arasında bir destek alması bence en vahimi. Bu durumda referanduma gidilir. Referandumda, eğer Tayyip Erdoğan'ın kafasında üç sandık koymak varsa yani milletvekilliği, cumhurbaşkanı ve başörtüsü, bu Kenan Evren'in kendi cumhurbaşkanlığı ile anayasayı aynı anda oylaması gibi bir psikolojik etki uyandıran bir sonuç doğurur. Bu, başörtüsü referandumunun diğer seçimleri etkilemesi sonucunu doğurur. Önceden ayrı bir referandum gibi yapılırsa da ülkenin gündemi olan yoksullaşma, yolsuzluklar, enflasyon, tarımda ki sıkıntılar falan bunlar unutulur. Bir sembol üzerinde siyasi rekabet sürdürülür. Ben bu konunun kesinlikle referanduma gitmemesi gerektiği kanaatindeyim.

3- Üçüncü senaryo; 400 üzerinde bir oyla geçmesi. Bu durumda da cumhurbaşkanının referanduma götürme hakkı var. Bütün siyasi partiler de böyle bir durumda nasıl olsa bu süreç başlamışsa bu süreci tamamlayıp geride bırakabilmek için de 400'ün üzerinde bir oyla geçmesi, kapatılması ve seçim gündeminin bir maddesi haline asla getirilmemesi lazım.”