Devrimci Anarşist Federasyonu'nda (DAF) gördükleri şiddet ve istismar üzerine ayrılan bireyler, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde  bir basın toplantısı yaparak, yaşadıkları süreci anlattı. Çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisinin de destek verdiği basın açıklamasında konuşan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, açıklamalarının bir örgüt değil 'bir yapılanmayı sömürü düzenine çeviren bir kişi' hakkında yapıldığına dikkat çekti. Keskin, kendisini anarşist olarak nitelendiren Serkan Bayrak’ın liseli öğrencilerle bir ilişki kurduğu ve kendi sömürü düzeni içerisinde ücretsiz bir şekilde çalıştırdığı, dövdüğü ve her türlü şiddeti uyguladığını söyledi. Keskin, şiddete maruz kalan kişiler için koruma kararı aldıklarını ve öğrencilerin yaşadıklarının bilimsel tespitleri üzerinden suç duyurusunda bulunacaklarını da belirtti.

"SERKAN BAYRAK DAF'TAN ATILDI"

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, DAF’tan ayrılan bireylerden Mine Yılmazoğlu, DAF içerisinde yer alan Serkan Bayrak, Çiğdem Bayrak ve bazı kişilerin baskısı, fiziksel ve psikolojik şiddeti, sömürüsüne maruz kaldıklarını söyledi. Yılmazoğlu, "Uzun yıllardır devam etmekte olan bu kötülük-şiddet sarmalını DAF içerisindeyken çok defa değiştirmeye çalışmış ve bu sebeple ötekileştirilmiş olan bizler, artık bugün bu değişmeyen kara düzeni herkese duyurmak için bir çaba içerisindeyiz" dedi.

"O ÇOCUKLAR ARTIK BÜYÜDÜ"

Yılmazoğlu, kendilerine yönelik "iftiracı, leş yiyici" suçlamalarına yanıt vererek, "Bize ulaşan insanların yazdığı yazılar, bizimle dayanışma gösteren herkesin yaşamış oldukları olayları da paylaşınca geri adım atıp, yazdıklarımızın doğruluğunu kabul ettiler. Serkan Bayrak’ın örgütten atıldığını beyan ettiler. Yapılan açıklamaların çocuk kandırmadan başka bir mantığı olduğuna da inanmıyoruz. Fakat bilsinler ki, o çocuklar artık büyüdü. Tüm stratejilerin farkındayız. Bu güruhun herhangi bir şekilde anarşizm adı altında yeniden ortaya çıkmalarını, kesin suretle reddediyoruz." dedi.

"SERKAN BAYRAK NEREDE?"

Devrimci mücadele ve anarşizm fikrinin adını kirleten bu tarikat yapılanmasını ifşa etmek gerektiğini vurgulayan Yılmazoğlu, şu soruları sordu: "Serkan Bayrak nerede? 26A’nın kasasıyla tatile mi gönderildi? DAF'a bağlı yapılanmalar da kendini feshedecek mi? Yoksa her bir yapı kendine yeni Serkan'ını mı seçecek? En az Serkan Bayrak kadar insanlara zulüm etmiş olan Çiğdem Bayrak, ihraç edilecek mi? Yoksa Çiğdem, mağdur rolüne devam mı edecek? DAF'ın yayınlamış olduğu metinlerde bahsi geçen yaptırımlar nedir? Bu yaptırımları kim belirlemektedir? Ruhsatı Serkan Bayrak'a ait olan Kadıköy 26A kafe, Bayrak ailesinin cebini doldurmaya devam mı edecek?"