İSTANBUL (AA) - Türk diplomasisinin tarihini ve gelişimini ele alan "Cumhuriyet'in 100. Yılında Türk Dışişleri: Asırların Diplomasi Birikimi" sempozyumunun ikinci günü "Modern Diplomasi: Reform, Hariciye Nezareti ve Kongreler Çağı" başlıklı beşinci oturumla başladı.

Prof. Dr. Mehmet İpşirli'nin başkanlık yaptığı oturumda Haşim Koç, Zafer Çınar, Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Bostan ve Dr. Canan Parmaksızoğlu Aksoy bildirilerini sundu.

Programa Yükseköğretim Kurulu ve Türkiye Maarif Vakfından katılan Koç ile Çınar, "1. Dünya Savaşı Arifesinde Etiyopya'da Türk Diplomasisi ve Ahmet Mazhar Bey'in İstanbul'a Raporları" başlıklı sunumlarında, Etiyopya bölgesindeki Harar Başşehbenderliği (Başkonsolosluğu) ve ilk temsilcileri hakkında bilgi verdi.

Çınar, Necib Hac Bey'in şehbender (konsolos) olarak 1912'de Harar'a gönderilmesiyle Harar Başşehbenderliği olarak kullanılmaya başlanılan binanın şu anda Türkiye Maarif Vakfının eğitimleri için kullanıldığını dile getirdi.

Necib Hac Bey'in ardından Harar temsilcisi olan Ahmet Mazhar Bey'in Avrupa ülkelerinin bölgedeki faaliyetlerini İstanbul'a raporladığını ve isabetli tespitler yaptığını aktaran Koç, Ahmet Mazhar Bey'in 1919'a kadar görevini sürdürdüğünü ve 1920'de Cibuti'de vefat ettiğini anlattı.

- "II. Abdülhamid döneminde Hariciye ağı büyüdü"

Marmara Üniversitesinden Dr. Öğretim Üyesi Bostan, "II. Abdülhamid Dönemi'nde Hariciyenin Merkez ve Yurt Dışı Teşkilatı" başlıklı sunumunda, dış politika karar alma sürecinde padişahın ön plana çıkmasının, Hariciye'nin göz ardı edilmesine neden olduğunu ancak buna rağmen Hariciye'de gelişmeler kaydedildiğini söyledi.

Bostan, II. Abdülhamid döneminde ticaret, hukuk ve basın alanında çalışma yürüten birimlere yeni görevler eklendiğini ve bazı birimlerde de değişiklikler yapıldığını belirtti.

Hariciye içinde koordinasyon ve denetim sağlanması için yeni komisyonlar kurulduğunu aktaran Bostan, Hariciye'nin yurt dışı ağında da yeni elçilikler açılmasının gündeme geldiğini anlattı.

Bostan, Sırbistan ve Karadağ'ın yeni kurulan elçilikler arasında yer aldığını; bazı elçiliklerin de büyükelçiliğe yükseltildiğini; Tahran, Roma ve Washington'daki elçiliklerin ise statüsü değiştirildiğini; şehbenderlik ağının genişletildiğini ve muhalefetin takibi için İsviçre'nin başkenti Bern'de elçilik kurulduğunu dile getirdi.

- 19. asrın ikinci yarısında Osmanlı-Papalık ilişkileri olumluydu

Milli Savunma Üniversitesinden Dr. Aksoy, "Diplomatik Yazışmalar Işığında 19. Yüzyılın İkinci Yarısında Osmanlı Devleti ile Papalık Devleti Arasındaki İlişkiler" başlıklı sunumunda Osmanlı Devleti ile Papalık Devleti arasındaki ilişkilerinin özellikle 19. asrın ikinci yarısında olumlu bir sürece evrildiğini belirtti.

II. Abdulhamid'in dengeli dış politika sürdürdüğünü ve bu dönemde Papa'nın İstanbul'a davet edildiği aktaran Aksoy, Papalık makamına gönderilen bazı mektup yazışmalarını ve diplomatik ilişkilere dair bilgileri paylaştı.

Son olarak Aksoy, Papalık ile Osmanlı Devleti arasındaki ilişkilerin yoğun bir diplomatik temas halinde olduğunu ve müspet bir şekilde ilerlediğini kaydetti.

- Avrupa'ya giden ilk elçiler zorluklar yaşadı

İstanbul Medipol Üniversitesinden Prof. Dr. İpşirli, "Avrupa'ya Gönderilen İlk Daimi Elçilerin Diplomasideki Tecrübe Eksiklikleri, Yaşadıkları Sıkıntılar ve Bunların Sonuçları Üzerine Değerlendirmeler" başlıklı sunumunda Viyana bozgunu ve Karlofça Anlaşması ile Osmanlı Devleti'nin zayıfladığını, 18. yüzyılın başlangıcının Osmanlı Devleti için dönüm noktası olduğunu belirtti.

İpşirli, 18. yüzyılın son çeyreğinde Avrupa'daki hızlı gelişmeler ve yeni dengelerin takip edilmesi bakımından daimi elçiliklerin açılmasının gerekli görüldüğünü ifade etti.

Viyana ve Berlin gibi şehirlere elçilikler gönderildiği bilgisini paylaşan İşpirli, gönderilen kişilerin tüm çabalarına rağmen şartlar ve ortamın buna elverişli olmadığına dikkati çekti.

Avrupalılar arasında Osmanlı Devleti'ne yönelik küçümseyici bakıştan elçilerin de etkilendiğini belirten İşpirli, yabancı dil konusunun da elçiler için zorluk oluşturduğunu sözlerine ekledi.

Türk Tarih Kurumu ve Dışişleri Bakanlığınca yapılan sempozyum, İstanbul Üniversitesinde düzenleniyor.

Uzman akademisyen ve diplomatların katılımıyla yapılan sempozyumda, Türk diplomasisinin 16. yüzyıldan bugüne kadar uzanan kurumsallaşması ele alınıyor ve bu kapsamda Türk Dışişleri tarihinde önemli kişi, olay ve yapılara ait bir fotoğraf sergisi de yer alıyor.