Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Gezi Davası hükümlüsü Tayfun Kahraman hakkında Anayasa Mahkemesinin (AYM) verdiği hak ihlali kararını uygulamayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararına tepki gösterdi. Tanrıkulu, Hakimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) derhal toplanarak söz konusu hakim ve savcılar hakkında görevden el çektirme kararı alması gerektiğini söyledi.
TANRIKULU'NUN AÇIKLAMALARI
Tanrıkulu, yaptığı açıklamada, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin AYM'nin Tayfun Kahraman hakkındaki hak ihlali kararını uygulamayarak tahliye ve yeniden yargılama taleplerini reddetmesini değerlendirdi. Mahkemenin gerekçesinde, AYM'nin "yetki gaspı" yaptığını ve "süpertemyiz mahkemesi" olmadığını belirttiğini hatırlatan Tanrıkulu, "Bu kararın gerekçesi bize yabancı değil. Daha yakın zamanda Can Atalay ile ilgili benzer bir karar verilmişti ve bu kriz devam ediyor. Mehmet Altan ile ilgili de benzer bir süreç yaşanmıştı" ifadelerini kullandı.
Tanrıkulu, Anayasa'nın 153. maddesinin AYM kararlarının bağlayıcı olduğunu açıkça hükme bağladığını vurgulayarak, "Yerel mahkemelerin bu kadar takdir hakkı yok. Dolayısıyla bu yerel mahkeme, Anayasal düzene karşı suç işliyor. Derhal görevden el çektirilmeleri lazım" dedi.
"AÇIKÇA SUÇTUR"
Son dönemde Yargıtay Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Danıştay Başkanı'nın katıldığı bir sempozyumda AYM ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanması konusunda görüş birliği olduğuna dikkat çeken Tanrıkulu, "Anayasa uyarınca bağlayıcı olan bu karara yerel mahkemenin uymaması sıradan bir direnme kararı değil, açıkça suçtur. Anayasaya karşı suç işleyen bu hakimlerin görevde olmaması lazım" değerlendirmesinde bulundu.
Tanrıkulu, HSK'nın derhal toplanması, ilgili hakim ve savcılar hakkında görevden el çektirme kararı alınması ve yeni atamalar yapılarak AYM kararının uygulanmasının sağlanması gerektiğini belirtti. Aksi takdirde benzer süreçlerin yeniden yaşanacağını ifade eden Tanrıkulu, "Bu karar itiraza tabi ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gidecek. Ancak aynı karar verilirse, süreç yeniden AYM ve AİHM'de devam edecek. Bu süreçlere Anayasa kurban edilmemeli, Tayfun Kahraman'ın özgürlüğü kurban edilmemelidir" şeklinde konuştu.