Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz, kadına yönelik şiddeti önleme politikalarına ilişkin önemli tespit ve önerilerde bulundu. Şahbaz, anayasal bir hak olan evlenme özgürlüğüne müdahale niteliği taşıyacak uygulamaların doğru olmadığını söyledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz’ın tespit ve önerileri şöyle:

“Kadına yönelik şiddeti önlemenin yolu, evliliğe engel belgeler üretmekten değil; şiddet uygulayanlara etkili ve caydırıcı cezalar vermekten, mağdurları güçlü biçimde desteklemekten geçer.

Anayasal bir hak olan evlenme hakkına müdahale niteliği taşıyacak, Medeni Kanun’a müdahale anlamına gelen bir proje ile evlilik hakkı sınırlandırılamaz. Kısa süreli psikolojik testlerle değerlendirme yapmak, bireylerin şiddet eğilimini veya bir evliliğin başarısını güvenilir biçimde öngöremez. Yanlış pozitif/negatif sonuçların doğrudan hayatlara müdahale etme riski bulunmaktadır. Ayrıca psikolojik değerlendirme sonrası “siz evlenemezsiniz” demek resmi nikah olmaksızın birliktelikleri artırır ve yasal haklarını kullanamayan kadını daha da kırılgan hale getirebilir.

Zorunlu psikolojik rapor uygulaması, ruhsal destek alan ya da geçmişinde psikolojik zorluklar bulunan kişilerin damgalanmasına ve toplumsal hayattan dışlanmasına yol açabilir. Özellikle ruhsal tanısı olan bireyler, engelli kişiler veya sosyoekonomik açıdan kırılgan gruplar bu uygulamadan orantısız biçimde etkilenebilir.

Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerini önleme konusunda samimi iseniz öncelikle kadını ikincil cinsiyet, cinsel obje olarak gören ataerkil zihniyete ve politikalara son verin.

Ekonomik zorluklar, yoksulluk, hak arama mekanizmalarındaki engeller ve hukuksuzluk, cezasızlık politikaları toplumsal şiddeti artıran etmenlerdir. Bugün kadın cinayetleri intihar denilerek üzeri örtülmekte, şiddet cezasızlıkla ödüllendirilmektedir.

Aynı şekilde boşanma oranlarının artışı, nüfus artış hızının düşmesi ya da çiftlerin sosyoekonomik/kültürel farklılıklarını gizlemesi gibi toplumsal kaygılar da bireylerin özgürlüklerini sınırlayan raporlarla çözülemez.

Kadına yönelik şiddeti önlemenin yolu, evliliğe engel belgeler üretmekten değil; şiddet uygulayanlara etkili ve caydırıcı cezalar vermekten, mağdurları güçlü biçimde desteklemekten geçer. Şiddetin nedenleri etkin bir şekilde sorgulanmalı ve çözüm sosyal refahı artıran ekonomik politikalar ve kültürel destek mekanizmaları, kapsamlı eğitim programları ve Toplum Ruh Sağlığı hizmetlerinin ulaşılabilir hale getirilmesi ile ele alınmalıdır.

Şiddeti ve kadın cinayetlerini önleme politikaları, bireyin özgürlüğünü kısıtlamaktan çok, şiddetin nedenlerini sorgulamalı ve çözümü hedef almalıdır.