Günün Yirmi Dört Saate Taksimine Dair Kanunda değişiklik yapılmasını öngören teklifin gerekçesinde elektrik abonelerinin yüzde 87’sinin ülkenin batısında yaşadığı, iddia edildiği gibi elektrik tasarrufu sağlamadığı, öğrencilerin ve çalışanların sabahları gün ışımadan karanlıkta yola çıktıkları, can ve mal güvenliklerinin tehlikeye atıldığı ve elektrik faturalarında astronomik oranlarda artışların yaşandığı kaydedildi.

İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ TASARRUF YAPILMIYOR

CHP’li ÖzdemirTürkiye’nin orta noktasının 37,5° Doğu boylamı olduğuna dikkat çekerek, “Bu çizgi, Ordu ilinin Fatsa ilçesi ile Gaziantep ilinin Oğuzeli çizgisidir. EPDK’nin Kasım 2021 tarihli Elektrik Piyasası Sektör Raporu’na göre Türkiye genelinde 47 milyon 189 bin 111 elektrik abonesi bulunmaktadır. Elektrik abonelerinin yüzde 13’ü Ordu/Fatsa-Gaziantep/Oğuzeli çizgisinin doğusunda, yüzde 87’si ise batısında yaşamaktadır. Bu veriye göre, elektrik abonelerinin yüzde 87’si sosyal ve ekonomik yaşamlarını bu saat dilimine göre yapmaya mecbur bırakılıyorsa burada ‘tasarruf yapılıyor’ denilemez” dedi.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından yapılan açıklamanın da değerlendirildiği gerekçede, “İTÜ yaptığı açıklamayla kalıcı yaz saati uygulamasının başlamasından itibaren elde edilen toplam tasarrufun 6,82 milyar kWh’yi bulduğunu ileri sürmektedir. Oysa resmî verilere göre kalıcı yaz saati uygulamasının yapıldığı kış aylarında bir önceki yıla göre toplamda elektrik tüketiminde 7,1 milyar kWh saatlik artış yaşanmıştır. Uygulamanın ilk yılında kış saatine dönülmeyen beşinci ayında Türkiye’nin toplam enerji tüketimi yüzde 12,6 artmıştır. Dahası söz konusu dönemde elektrik tüketimini önemli ölçüde etkileyecek kadar sanayi üretiminde bir büyüme söz konusu olmamıştır” denildi.

KALICI YAZ SAATİNDE ŞİRKETLER KAZANÇLI

Gerekçede, özel şirketlere kamu kaynaklarından aktarılan miktarın arttığına dikkat çekilerek, “Uygulamanın başlaması ve tüketimin de artmasıyla doğal olarak elektrik üretim şirketlerinin daha fazla üretip daha fazla satış yaparak daha fazla kâr etmeleri sağlanmıştır. 2016 ile 2020 yılları arasında elektrik şirketlerine devlet, 110 milyar lira ödeme yapmıştır. 2021 yılının sadece 11 ayında elektrik şirketlerine devlet kasasından 49 milyar lira ödenmiştir. Uygulamaya devam edilmesine gerekçe olarak öne sürüldüğü gibi enerji tasarrufu ile şirketlere aktarılan kamu kaynakları karşılaştırıldığında bu uygulamadan elektrik şirketlerinin çok kazançlı çıktığı ortaya çıkmakta” olduğu kaydedildi.

CHP’li Özdemir, teklifin gerekçesinde şunları kaydetti:

FATURALAR KATLANDI

“Elektrik abonelerinin faturalara ödediği tutarlarda astronomik oranlarda artış yaşanmıştır. 1 Ocak 2022 itibariyle elektrik tüketimine yönelik fiyat artışı ve kademeli tarifeye geçiş, özelleştirme politikaları kapsamında elektrik üretim ve dağıtım şirketlerine kamu kaynaklarının aktarımıdır. Elektrik üretiminde kamu payı sadece yüzde 17 civarında iken özel sektör payı ise yüzde 83’e yükselmiştir. Üretimdeki payı artan özel sektör, fiyatları da saat uygulamasını da belirlemektedir.”

EN ÇOK ÖĞRENCİLER VE KADIN ÇALIŞANLAR ETKİLENİYOR

“Kalıcı yaz saatinin uygulanmasında milyonlarca vatandaşın can güvenliği ve sağlığı tehlikeye atılmıştır. Sokak aydınlatmasının olmadığı ya da yetersiz olduğu yerlerden geçmek zorunda olan kişilerde kaygı ve korku duygularında artış yaşanmıştır. Uygulamadan en çok etkilenen kesimler arasında öğrenciler ve işe giden kadınlar yer almıştır. Çok erken saatlerde ve gün ışımadan uyanmak, yola çıkmak ve hatta derse girmek zorunda kalan öğrencilerin başarı durumlarının düştüğü gözlenmiştir. Sabahları karanlıkta okula gitmek durumunda kalan öğrenciler, akşamları da hava kararınca okuldan çıkmak zorunda bırakılmaktadır. Ayrıca karanlıkta işe gidenlerin ve işe başlayanların iş verimliliğinin düştüğü kaydedilmiştir.”

HALK SAĞLIĞINA OLUMSUZ ETKİLERİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

“Kalıcı yaz saati uygulaması psikolojik tahribatlara da neden olmaktadır. Kış aylarında yaz saatinin uygulanması, biyolojik saatin işleyişini bozmaktadır. Sosyal saat ile biyolojik saat arasındaki mesafe uzadıkça uyum sorunları yaşanmaktadır. Gün ışığı ile daha az temas edilen kış aylarında okul ve çalışma saatlerinin gün ışığı ile maksimum temas edebilecek şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde uygulamanın toplum psikolojisine ve halk sağlığına olan olumsuz etkileri her geçen gün artmaya devam edecektir.”

SAAT DİLİMİNDE AVRUPA’DAN UZAKLAŞILDI

“Elektrik Mühendisleri Odası’nın uygulamaya ilişkin görüşü de bir an önce bu uygulamadan vazgeçilmesi yönündedir. Çünkü söz konusu uygulama ile özellikle Batı’ya doğru gidildikçe GMT+3’ün kış aylarında da uygulanması ile sabah karanlık ve alacakaranlıkta uyanıp işlerine, okullarına giden yurttaşlarımız akşam saatlerinde de yine karanlık ve alacakaranlıkta kalmaktadır. Bu durumun trafik, psikoloji, enerji tüketimi, kamu güvenliği gibi pek çok konuda olumsuz etki yaptığı bilinmektedir. Fransa, Almanya, İngiltere ve İtalya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri, gün ışığından daha fazla yararlanmak ve enerji tasarrufu yapmak için yaz saati ve kış saati uygulamasında yarar görüp birlikte uygulamaktadır. Ülkemizde ise sadece kış saati uygulamasına son verilmemiş, Türkiye’nin saat dilimi Avrupa ülkeleri ile özellikle ticari, ekonomik entegrasyon avantajı göz ardı edilerek Doğu’ya kaydırılmıştır.”