Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından yaşadıkları yerlerden gelerek Büyükçekmece’deki yakınlarının yanına yerleşen depremzede kadınlar, kendileri için düzenlenen yemekte buluştu.  Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ve eşi Hatice Akgün’ün ev sahipliğinde verilen yemeğe, sanatçı Demet Akbağ da katıldı. 

Büyükçekmece’de 5 bin civarında depremzede olduğunu belirten Başkan Akgün, şunları kaydetti:

“DEVLETİN ÇOK HIZLI ADIM ATMASI GEREKİYOR” 

“Daha çok kadın ve çocuklardan oluşuyor. Tabii çok kayıpları var. Ekiplerimiz onlarla sürekli temas halinde ama aynı zamanda rehabilite edilmeleri ve çocukların pedagojik anlamda mutlaka üzerlerinde durulması lazım. Bu hizmeti yaparken biz de dedik ki, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü bahane ederek bir görelim, bakalım durum nedir, ne çıkar? Bugün de bunu gerçekleştirdik, Demet Akbağ ile. Onları ağırladık eşimle, arkadaşlarımızla. Dinledik, sonuçta karşımıza çıkan iki tablo var: Sağa, sola geldi, yerleştiler. Hepimiz evlerimizi açtık. Yazlık, çocuklarımın kullandığı evim vardı ben de hemen ‘Bu yaz yazlık yok’ dedim. Ben de verdim diğer vatandaşlar gibi ama nereye kadar? Bir yere kadar bunlar. Devletin yapması gereken iş bu, insanlara kira yardımını mutlaka hızlandırmaları lazım. İşe yerleştirilmesi konusunda, işe alınmaları konusunda özel kontenjan belirlemeli bu ülkeyi yönetenler veya bu kişilerin bulundukları yerlerde yerel yönetimlerde, kaymakamlıklarda, devletin diğer kurumlarında öncelikle hızlı bir şekilde geçici olarak görevlendirilmesi, iş verilmesi için yasal düzenleme yapmaları lazım. En çok bunu gördük. Bizden iş istiyorlar çalışmak için ve kalacak yer istiyorlar. Devlet bugünler için vardır. Ülkesini koruması için, içerisine düştüğümüz zor günlerde vatandaşın yanında olması için. Vatandaşını koruyacak ki, yaşatacak ki o da yaşatsın devletini. Devletin de bu konuda çok hızlı adım atması gerektiğini düşünüyorum.’’

Depremzede kadınlar ile yakından ilgilenen ve geçmiş olsun dileklerini ileten Demet Akbağ da şunları söyledi: 

“Yıllardır mesleğimde kadınlarla kucaklaştım. Güçlü kadın, kadının önemi, kadının Türk toplumundaki yeri ile ilgili konuşmalar yaptım. Minik şakalarla, minik skeçlerle ya da eskiden anılarla hanımlarla olduğum bir gündür. Aynı zamanda 8 Mart annemin doğum günü. O yüzden ayrı bir coşkuyla kutlardım. Bu sene de ne yapacağımızı düşünürken maalesef 6 Şubat bütün Türkiye olarak korkunç bir felakete uyandık. Tabii ki Türkiye bir gün bir haberle alt üst oldu. Hepimizin dünyası karardı. Tabii ki ateş düştüğü yeri yaktı. Herkes büyük bir enkazın altında büyük bir acıyla mücadele ederken biz televizyon başında bir empati kurmaya çalışarak insanların çektikleri acıları anlamaya çalışırken kahrolduk ama ne kadar uğraşsak da çektiğiniz sıkıntıyı, acıyı, yakınını kaybetmenin acısını, çocuğunu kaybetmenin acısını yüreğimizde hissetmeye çalışsak da sizlerin çektiği acı sizleri yıktı. Bu gerçekten bir yüzyılın felaketi. Bizler yaralarımızı saracağız ama haklısınız hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hiçbir zaman canını, kanını kaybedenlerin ne kadar yerine koymaya çalışsak da kendimizi onlar bilecek o acıyı. Ben size daha umut dolu, daha güzel günlerde beraber olmayı vadediyorum.’’

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yemeğine katılan depremzede kadınlar ise duygu ve düşüncelerini, şu sözlerle dile getirdi: 

-Dicle Doğan: “Adıyamanlıyım. Ailem Adıyaman’dan geldi. Ben burada yaşıyorum. Biz depremi sadece televizyondan izleyeceğimiz bir haber olarak sanıyorduk. Yaşamak bambaşka bir şeymiş. Yakınlarımızı çok kaybettik, kaybımız var. Ailem iyi. Birinci dereceden kaybım yok fakat iyi değiliz aslında. Pek konuşamıyorum şu anda. Büyükçekmece Belediyesi’ne çok teşekkür ediyoruz. Bizi hiçbir şekilde yalnız bırakmadılar. Yanımızda oldular her anlamda.’’

-Ayten Arslan: “Adıyaman’dan geldim. Depremi anlatmak çok zor. Nasıl anlatabilirim yani o sarsıntı, o enkazın altında kalanların çaresizliği, kurtaranlar çok zor. Anlatamam yani. İlk iki gün, üç gün yardım yoktu. Kimsesizdi Adıyaman. Büyükçekmece Belediyesi’ne buradan teşekkür ediyorum yardımları için.’’

-Selver Ger: “İskenderun’dan geldik Hatay’dan. Depremden buraya kadar geldik. Kızımın evi yıkıldı. Çok şükür canları sağ, kurtulduk. Çocuk duvarı kırdı. İçinden çıktı, geldi. Buna şükür. Ölümüz yok ama maddi ve manevi kötü. Allah kimseye vermesin, kimseye göstermesin hiç kimseye. Teşekkür ederim Belediye Başkanı’na bu fırsatı bize tanıdığı için teşekkür ederim. Sağ ol, var olsun. Maddi ve manevi bize erzak gönderdi. Allah razı olsun. Allah kimseye bir daha böyle bir şey göstermesin.’’