Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan 2026 yılı bütçesini protesto amacıyla TBMM Dikmen Kapısı önünde bir basın açıklaması düzenledi. Sendika, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirerek "Sefalete teslim olmayacağız" sloganıyla grev hakkı içeren bir sendika yasası ve toplu sözleşme düzenlemesi talep etti.
PROTESTO VE TALEPLER DETAYLANDIRILDI
BES tarafından yapılan açıklamada, 2026 yılı bütçesi ile birlikte açıklanan 2027 ve 2028 tahmini bütçelerin emekçilere yönelik iyileştirme getirmediği vurgulandı. Orta Vadeli Program'da düşük ücret politikasının sürdürüleceğinin belirtildiği ve kamu kaynaklarının "ranta ve faize aktarılacağı" ifade edildi. Sendika, bütçe süreci boyunca yoksulluk politikalarına karşı bir mücadele takvimi başlatacaklarını duyurdu.
BES araştırma birimi BES-AR'ın Ekim 2025 verilerine göre, dört kişilik bir memur ailesi için sağlıklı beslenme maliyetinin 37 bin 287 lira, bekâr bir çalışanın yaşam maliyetinin 60 bin 990 lira ve yoksulluk sınırının 90 bin 378 lira olarak hesaplandığı açıklandı. Sendika, yoksulluğun nedenleri arasında gelir adaletsizliği ve hukuksuzlukların sürdürülmesini gösterdi.
Talep listesinde, bütçeden emekçilere daha fazla kaynak ayrılması, grev hakkı içeren sendika yasası çıkarılması, tarafların eşit temsil edildiği yeni bir toplu sözleşme masası kurulması, mülakat uygulamasının kaldırılması, 3600 ek gösterge düzenlemesinin tamamlanması, kreşlerin açılması ve 5510 sayılı Kanun'un yarattığı mağduriyetlerin giderilmesi yer aldı.
DESTEK VEREN SİYASİ İSİMLER
BES Genel Başkanı Özer Avanaş, yaptığı konuşmada, Orta Vadeli Program'da belirlenen enflasyon tahminleri oranında zam kabul eden diğer sendikaları eleştirerek, hakem heyeti sürecini eleştirdi. Avanaş, "Toplu iş sözleşmesi Meclis'e kalsın, Meclis'teki genel hükümlere göre haklarımızı orada talep edelim" ifadelerini kullandı.
Protestoya CHP ve DEM Parti milletvekilleri ile Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz de destek verdi. Karagöz, toplu sözleşme sürecinde emekçilerin hak kaybına uğradığını belirterek, "Toplu sözleşme masası emekçilerin mücadele alanıdır; emekçilerin alın terinin siyasal iktidara, patronlara, cemaate, tarikatlara, saraya pazarlandığı alan değildir" dedi.