Daha önceki açıklamalarında iktidarın seçimi kazanma olasılığının oldukça azaldığını söyleyen siyasal araştırmacı Bekir Ağırdır, hem muhalefetin hem de iktidarın yüzde 51'i hedeflediğine dikkat çekerek "Muhalefet yüzde 60’ı aşan potansiyelden 51’e ulaşmaya çalışıyor, iktidar yüzde 35-40 aralığına gerilemiş desteğini 51’e ulaştırmaya çalışıyor. Yine de siyasal depremin şokunun coşkuya ve çoğalmaya dönüşerek aşılması ile iktidarın kazanma olasılığının oldukça azaldığını söyleyebiliriz" dedi.
Oksijen gazetesinde yayınlanan "Siyasal deprem felaketten çok umudu çoğalttı" başlıklı yazısında Ağırdır; parti içi demokrasiye dikkat çekerek, hiçbir partinin seçmeninin monolitik olmadığını vurguladı.
Bekir Ağırdır'ın yazısından bir bölüm şöyle:
"Türk milliyetçileri ile Kürtler, muhafazakarlar ile sekülerler, solcular ile sağcılar o hedef durum olan demokrasinin inşası için ortak siyaset üretebilirler. Bu noktadan yola çıkarak altılı masa bir demokrasi hareketine dönüşebilir, kadın hareketinden yeşil harekete, sendikalardan gönüllü sivil topluma daha büyük bir enerjiden beslenebilir. Büyük toplumsal uzlaşma bu hareketten sağlanabilir. Böyle bir hareket toplumda ve özellikle de gençlerde tutku, heyecan ve coşku üretebilir.
Ülkenin geleceğinde herkesin var olacağı, her kimliğin, her sosyolojik ve sınıfsal kümenin bir aradalığı ve ihtiyaçları, talepleri üzerinden örgütlü siyasi rekabeti ancak böyle bir hedef durum içinde sağlanabilir. Ne yazık ki altılı masa demokrasiyi inşa iddiasından daha çok Erdoğan ile mücadeleyi, düzene muhalefet yerine Erdoğan’a muhalefeti seçti. Birinci anahtar iktidarı değiştirmek olduğu için de diğer her şey doğal olarak bu mücadele içine sıkıştı.
Şimdi altılı masanın yeniden kurulması, aynı saatlerde HDP’nin ılımlı ve anlamlı mesajları ile öncesinden de daha büyük bir coşku üreterek kriz aşılmış görünüyor. Daha da önemlisi yüzde 60’ı aşan muhalefetin potansiyelini tek hedefe doğru yöneltmek mümkün görünüyor. Öte yandan hem partilerin yapısal sorunları hem de siyasetin yanlış eksen üzerinden biçimlenişi nedeniyle örneğin aday listeleri düzenlenirken yeni krizlere hazırlıklı olmak gerekiyor.
Seçime dair kesin yasal süreç başlamamış, seçmen kütüklerinin güncellenmesi, seçim ve sandık güvenliğinin sağlanması için hâlâ hiçbir adım atılmamış; iktidarın elindeki sınırsız imkanlara OHAL yetkileri de eklenmişken siyasi gerilimin daha da tırmanacağını öngörebiliriz.
Yine de depremde yükselmiş hayata müdahale arzusu, gençlerin ve sivil toplumun önlenemez gayreti, siyasal depremin şokunun coşkuya ve çoğalmaya dönüşerek aşılmış olması ile iktidarın bu kez kazanma olasılığı oldukça azalmış, muhalefetin kazanma olasılığı da oldukça yükselmiş durumda diyebiliriz."