Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi için bir araya gelen Barış İçin Toplumsal Girişim, kalıcı bir barışın sağlanması adına müzakere sürecinin bir an önce başlatılması gerektiğini vurgulayan bir basın açıklaması yaptı. Aydın, yazar, akademisyen ve siyasetçilerden oluşan girişim, çözüm sürecinin çoğulcu demokrasi ve insan hakları temelli bir yaklaşımla yürütülmesi gerektiğini belirtti.
“Barış İçin Müzakere Masası TBMM’de Kurulmalı”
27 Aralık 2024 tarihinde 1045 kişinin imzasıyla yapılan açıklamada, barış içinde yaşamanın bir insan hakkı olduğu vurgulanırken, Kürt sorununun çözümünün Türkiye'deki toplumsal ve siyasal barış için kritik öneme sahip olduğuna dikkat çekildi. Girişim, çözüm sürecinin yalnızca silah bırakma odaklı değil, aynı zamanda demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde ele alınması gerektiğinin altını çizdi.
Barış İçin Toplumsal Girişim, müzakere sürecinin en uygun adresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) olduğunu ifade ederek, tüm tarafların bu sürece olgunluk ve cesaretle yaklaşması gerektiğini belirtti. Müzakerelerin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve sivil toplumun da sürece dahil edilmesi gerektiği dile getirildi.
“Demokrasi Eksikliği Sorunun Kaynağı”
Açıklamada, siyasal iktidarın baskıcı politikalarının toplumsal gerilimi artırdığı ve demokrasiyle bağdaşmadığı belirtilirken, basın mensupları, sanatçılar ve muhalif siyasetçilerin hukuka aykırı şekilde tutuklandığına dikkat çekildi. Seçilmiş yerel yöneticilerin yerine kayyum atanmasının da topluma korku salma amacı taşıdığı ifade edildi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başlattığı Kürt açılımı sürecinde DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in İmralı’ya iki ziyaret gerçekleştirdiği hatırlatıldı. Açıklamada, Abdullah Öcalan'ın bir çağrı yapmasının beklendiği ifade edilirken, Öcalan'ın koşullarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları doğrultusunda yeniden düzenlenmesi gerektiği belirtildi.
“Güvenlikçi Yaklaşım Sorunu Derinleştiriyor”
Barış İçin Toplumsal Girişim, hükümetin güvenlikçi politikalarının sorunu çözmek yerine derinleştirdiğini ve toplumda kutuplaşma, ötekileştirme ve yabancılaşmaya yol açtığını savundu. Demokrasi eksikliğinin Kürt sorununun temel nedeni olduğuna dikkat çekilerek, sorunun çözümünün emekçiler ve yoksullar lehine kaynak ve gelir dağılımının yeniden düzenlenmesi gibi yapısal değişikliklere bağlı olduğu belirtildi.
“Komşu Ülkelerle İş Birliği Şart”
Açıklamada ayrıca, Kürt sorununun yalnızca Türkiye içi bir mesele olmadığı, dış siyasal gelişmelerden de etkilendiği vurgulandı. Bu bağlamda, komşu ülkelerdeki Kürtlerle karşılıklı yarar ve dayanışmaya dayalı ilişkiler kurulması gerektiği ifade edildi. Kadın hakları, Aleviler ve Suriye’de tehdit altındaki etnik-dinsel grupların korunması da barış sürecinin önemli bileşenleri arasında gösterildi.
Siyasal Partilere Çağrı
Barış İçin Toplumsal Girişim, tüm siyasal partilere çağrıda bulunarak, gerçek ve kalıcı bir barış için müzakere sürecini başlatmalarını istedi. Demokrasi ve barış talebinin birbirinden ayrılmaz olduğuna dikkat çekilen açıklamada, süreci yalnızca iktidarın inisiyatifine bırakmanın doğru olmayacağı vurgulandı.
Açıklamada, “Barış ve demokrasiden yana tüm toplum kesimleri, bu sürece müdahil olmalı ve taleplerini yükseltmelidir” denildi.
Barış İçin Toplumsal Girişim, 14 Aralık 2024 tarihinde İstanbul’da Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümü için bir araya gelen aydın, sanatçı, yazar ve siyasetçilerden oluşan 40 kişilik çağrıcılar grubu tarafından kuruldu. 27 Aralık’ta toplumun çeşitli kesimlerinden 1045 kişi imzalarıyla destek verdi. Girişim, çalışmalarını Barış İçin Toplumsal Girişim adı altında sürdürme kararı aldı.