Gazeteci Bahar Feyzan, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımla, hakkında yayımlanan ve özel hayatının gizliliğini ihlal eden haberlere ilişkin suç duyurusunda bulunduğu dosyanın takipsizlikle sonuçlanmasına sert tepki gösterdi. Feyzan, soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiğini, kişisel verilerinin yasa dışı yollarla elde edilip yayımlandığını ve en önemlisi namusuna iftira atıldığını iddia etti.
"İffetime İftira Atıldı, HTS Kayıtlarım Çarşaf Çarşaf Paylaşıldı"
Feyzan, özellikle bir gazetede yayımlanan haberin içeriğini hedef alarak, soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiğini ve yasa dışı dinleme kayıtlarının kullanıldığını öne sürdü:
"Benim iffetime iftira atıldı. HTS ve Baz kayıtlarına dayandırılarak, hiç tanımadığım adamla bir gece geçirdiğim iftirası altıldı. Baz kayıtlarım ve hts bilgilerim Akşam gazetesinde çarşaf çarşaf paylaşıldı! Para alındığı iddiası, kesinmiş gibi Akşam Gazetesi manşetinden verdi!"
Savcı Kararına İtiraz: "İftira Atanları İfadeye Bile Çağıramamak Neyin Adaletidir?"
Feyzan, hakkında yapılan bu suçlamalar sonrası yaptığı suç duyurusuna rağmen, dosyanın iki adliye ve üç savcı değiştirdikten sonra takipsizlikle sonuçlandığını belirtti.
Küçükçekmece savcısının verdiği karara isyan eden Feyzan, kararı şu sözlerle aktardı:
"Küçükçekmece savcısı; 'haberin içeriğinde suç unsuru olmadığı kanaatine varıldığından, şüpheli savunması için ifadeye çağırılmasına gerek görülmemiştir' diye takipsizlik verdi!"
Feyzan, bu kararın ardından adalete olan güvenini sorgulayarak Adalet Bakanlığı'nı, HSK'yı ve Bakan Yılmaz Tunç'u etiketleyerek savcıyı şikayet etti:
"İftira atanları; ifadeye bile çağıramamak neyin adaletidir? Benim iffetimi, namusumu koruyacak adaletimiz yok mu? Bu savcı için benim iffetime ve mesleğime atılan iftiralar normal midir?"
Feyzan, son olarak, aynı iftiraların Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakınlarına atılması durumunda da savcının aynı şekilde kimseyi ifadeye çağırmadan olayı örtbas edip edemeyeceği sorusunu yönelterek tepkisini dile getirdi.