Anayasa Mahkemesi (AYM), Bölge İdare Mahkemesi'nin Kürt illerindeki çatışmalar gerekçe gösterilerek uygulanan zorla köy boşaltmalara ilişkin yapılan başvuruda mülklerine ulaşamayan bir aileye 'zaman aşımı' nedeniyle tazminat ödenmemesi kararını bozdu.

Osman Kızılcan ve ailesi, Hakkkari’nin Şemdinli ilçesi Boğazköy köyünde yaşıyorken, TSK ile PKK arasındaki çatışmalar nedeniyle 1994 yılında köyü terk etmek zorunda kaldı.

2004 yılında çıkarılan kanunla köyde bulunan mal varlığına ulaşamaması sebebiyle oluşan 2004 ve öncesi zararı için tazminat ödendi.

Kızılcan, köyün özel güvenlik bölgesi alanında kalması sebebiyle halen mülklerine ulaşamadığını vurgulayarak 2017 yılında bir kez daha Zarar Tespit Komisyonu’na başvurdu. Ancak başvurusuna cevap alamadı.

İdare mahkemesi zararların karşılanması gerektiğine karar vermesine rağmen Bölge idare mahkemesi sadece başvuru tarihinden geriye doğru sadece bir yıllık zararının karşılanabileceğine, önceki zararlarının ise bir yıllık süresi içinde talep edilmemesi sebebiyle tazmin edilemeyeceğine karar vererek davayı reddetti.

28 YILDIR KÖYÜNDEKİ MÜLKLERİNE ERİŞEMİYOR

Osman Kızılcan’ın bireysel başvuru hakkını kullanarak dosyayı taşıdığı Anayasa Mahkemesi şu tespit ve değerlendirmelerde bulundu:

"Başvurucunun kamu otoritelerinin terörle mücadele kapsamında aldığı tedbirler sebebiyle köyündeki mülklerine 1994-1995 yıllarından beri erişemediği hususu İdare Mahkemesinin kabulüdür

Mülke erişimin kısıtlanması devam ettiği sürece başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahale de varlığını koruyacaktır.

"SPESİFİK VE TEK BİR TARİHTEN SÖZ EDİLEMEZ"

Süregelen müdahalelerde müdahale için spesifik ve tek bir tarihten söz edilemez.

Bu tür müdahalelerde 5233 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen sürelerin müdahalenin kesildiği tarihten itibaren başlatılması gerekir.

Aksi takdirde başvurucunun müdahalenin başlangıcının altmışıncı gününden sonra her gün Zarar Tespit Komisyonuna başvurması gerektiği kabul edilecektir ki bu da başvurucuya, söz konusu imkânın tanınmasını anlamsız kılacak derecede aşırı bir külfet yükler.

Bu nedenle Bölge İdare Mahkemesinin Zarar Tespit Komisyonuna başvuru süresine ilişkin yorumunun makul olmayan, zarar konusu olayın adeta her yıl kesintiye uğrayarak tekrarlandığını kabul eden, aşırı şekilci ve başvurucunun 5233 sayılı Kanun’la getirilen tazminat imkânından yararlanmasını zorlaştıran bir yorum olduğu değerlendirilmiştir.

Bu hâliyle mülkiyet hakkına ilişkin ihlalin giderilmesi bakımından teorik düzeyde etkili olduğu saptanan 5233 sayılı Kanun’la oluşturulan tazminat yolu Bölge İdare Mahkemesinin bariz takdir hatası teşkil eden, şekilci ve katı yorumu sebebiyle somut olayda başarı şansı sunma kapasitesini yitirmiştir."

Anayasa Mahkemesi oy çokluğuyla şu hükmü kurdu:

Açıklanan gerekçelerle;

Mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı ile bağlantılı olarak Anayasa’nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE Kadir ÖZKAYA ve Yıldız SEFERİNOĞLU’nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,

Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Van 1. İdare Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 28/7/2022 tarihinde karar verildi.