Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezine (DİSK-AR) göre 2021 yılı itibarıyla asgari ücretin yüzde 10 fazlası ve altında ücret alan işçilerin oranı yüzde ise yüzde 49.

Toplu sözleşme hakkı işçilerin aldığı ücretin belirlenmesinde önemli role sahip. Ancak toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi oranı Türkiye’de sadece yüzde 7. Türkiye bu oran ile 92 ülke arasında 77. sırada yer alıyor. Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD üyeleri arasında ise Türkiye son sırada yer alıyor.

Türkiye’de ortalama maaşın asgari ücret olduğu yönünde eleştiriler yükseliyor. DİSK-AR verilerine göre işçilerin yarısı asgari ücretin yüzde 10 fazlası ve altında ücret alıyor. Özel sektör işçilerinin yüzde 22’si asgari ücrete erişemiyor bile. Özel sektörde asgari ücret ve altında ücretle çalışanların oranı yüzde 51. Asgari ücret civarında çalışanların oranı ise yüzde 65.

“ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞAN ORANININ EN YÜKSEK OLDUĞU ÜLKE”

Türkiye’de 2018’de asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 36; 2020’de ise yüzde 42 idi. AB İstatistik Ofisi Eurostat verilerine göre 2018’de Türkiye’den sonra asgari ücretle çalışanların oranının en yüksek olduğu ülke yüzde 15 ile Slovenya. Almanya’da bu oran yüzde 7.

Toplu iş sözleşmesi işçilerin toplu pazarlık yoluyla haklarının korunmasında önemli role sahip. Avrupa ülkelerinin birçoğunda işçilerin çok büyük bir kısmı toplu pazarlık hakkına sahip. Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 2020 veya buna en yakın yıl verilerine göre toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi oranında zirvede yüzde 99 ile İtalya bulunuyor. Fransa ve Avusturya’da bu oran yüzde 98. Danimarka ve İspanya yüzde 80 ile 9. ve 10. sırayı paylaşıyor.

ILO verilerine göre Türkiye 92 ülke arasında yüzde 7’yle 77. Sırada bulunuyor. Son sırada ise yüzde 0,4 ile Malezya var.

Diğer bazı ülkelerde toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi oranı şöyle ve sıralaması şöyle: Brezilya (17) yüzde 65, Tunus (18) yüzde 63, Sırbistan (21) yüzde 55, Almanya (22) yüzde 52, Gana (36) yüzde 38, Japonya (62) yüzde 17 ve ABD (69) yüzde 12.

ILO’ya göre toplu sözleşmeler ücret eşitsizliğini etkili biçimde azaltabilir. Toplu pazarlık aynı zamanda cinsiyete dayalı ücret açığının daraltılmasına katkıda bulunabilir.

ILO Genel Direktörü Guy Ryder “Toplu pazarlık çalışanları ve işletmeleri koruyarak, işlerin devamlılığını güvence altına alarak, insanların işlerini ve kazançlarını kurtararak dayanıklılığın oluşturulmasında çok önemli rol oynadı.” yorumunda bulundu.