İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı Arnavutköy Eğitim, Kültür ve Sosyal Yaşam Merkezi’nin açılışında Arnavutköylülere seslendi. İmamoğlu, “Burayı koruyun, kollayın, daha fazlasını isteyin, geliştirin. Burası sizin, halkımızın. Her yapılan hizmet sizin. Burada bir partinin projesi yok. Biz, öyle hizmet ediyoruz. Dolayısıyla ihmal ve ihaneti değil; saygıyı, özeni temsil ediyoruz. Siz, vatandaş olarak değerinizin, gücünüzün farkında olursanız bir avuç insanın değil, sizin çıkarlarınız gözetilir ve sizin dediğiniz olur” dedi.

İBB’nin yaptırdığı Arnavutköy Eğitim, Kültür ve Sosyal Yaşam Merkezi’nin açılışı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla bugün yapıldı.

 Açılışta bir konuşma yapan Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi: 

"İSTANBUL'DA İNSANA SAYGI GÖSTEREN VE 16 MİLYON İNSANLA BİR ARADA DÜŞÜNME KARAKTERİNİ ORTAYA KOYAN BİR ANLAYIŞ YOKTU: Her gün, her hafta, 150 günde 150 projenin heyecanını yaşıyoruz Genel Başkan’ım. Üç yıl önce ‘insana saygı, kente özen’ diyerek yola çıktık. ‘16 milyon İstanbulluya saygı duyacağız. Onlarla düşüneceğiz. Binlerce yıllık tarihi olan İstanbul'umuza da en üst seviyede özen göstereceğiz’ dedik. Aslında kelimelere döküldüğünde, bir basit ifade diye düşünülebilir. Ama hiç öyle değil. Sözde kalmıyorsa, hayata geçiyorsa, insanın İstanbul'daki o yaşamı en güzel şekilde hissettiğini, kalitesini artırdığınızı ortaya koyuyorsanız inanın bu tariflediğimiz motto, aslında çok önemli şeyler ifade ediyor. Çeyrek asır boyunca İstanbul'da elbette bazı hizmetler yapıldı. Ancak özellikle son dönemlerinde hepimiz görüyor ve yaşıyoruz ki içine girdiğimizde daha da yüksek tespitlerle ortaya çıkan bir ihmali ve ne yazık ki insanını odağına almayan bir süreci en üst seviyede tespit ediyoruz. Çünkü İstanbul'da, insana saygı gösteren ve 16 milyon insanla bir arada düşünme karakterini ortaya koyan bir anlayış yoktu. Bu kente özen gösterme anlamında bir kabiliyeti ortaya koymadıkları gibi, böyle bir hassasiyetleri de olmadığını görüyoruz. Birkaç mühendislik başarısının, finansman yapısı özellikle çok sorunlu ve şaibeli birkaç projenin arkasına sığınarak siz insanların ihtiyaçlarına sırtınızı dönerek, İstanbulluya hizmet ettiğinizi sadece ve sadece algı olarak yönetmiş olursunuz. Kentsel sorunlarına tümden bir çıkar, kazanç, rant gözüyle baktığınız zaman, İstanbul'da 16 milyon insanı ihmal etmiş olursunuz.

HİZMET, İCRAAT DENİLİNCE KİMSENİN AKLINA BİR AVUÇ İNSANA KAYNAK TRANSFER ETMEK GELMİYOR ARTIK: Hizmet, icraat denilince kimsenin aklına, bir avuç insana kaynak transfer etmek gelmiyor artık. Biz, bu ihmal zincirini kırdık ve attık. Hizmet denilince, icraat denilince eskisi gibi özensiz, baştan savma o dönemin, o ortamın; ‘orada yaşayan insanın öncelikleri nelerdir’, o kavrama değil de sadece bir kısım ideolojik zihniyet ortaya koyarak bir alan üretme gayretinden ziyade, biz burada yaşayan insanların demografisine, yaş ortalamasına; ne kadar çocuk, ne kadar kadın, ne kadar genç var, hangi ihtiyaçları öncelikli buna bakarak projelerimize şekil veriyoruz. Bu kapsamlı merkezde eğitim, kültür, spor, sanat, yaşam, çocuk, kadın, yetişkin, her şeye hizmet eden olağanüstü bir alanı hizmete kavuşturuyoruz. Arnavutköy, zaten bu anlamda çok ihmal edilmiş bölgelerimizden bir tanesi aslında baktığınızda. Arnavutköy'de sadece bir konut üretimi, ne yazık ki dar gelirli vatandaşlarımızın İstanbul'a dair hizmetlere erişemediği bir alan var edildi. Belki çok yüksek oy almış olabilirler burada veya yıllardır ilçesini, beldesini geçmiş dönemde de yönetmiş olabilirler Büyükşehir Belediyesi’yle beraber. Ama aynı zamanda, ifade edelim ki aslında Arnavutköy, İstanbul'un belki de en çok mağdur edilmiş bölgelerinden bir tanesi; bunun altını çizelim. Belki bizim en az oy aldığımız ilçelerden birisi olabilir burası. Bize en az oy veren vatandaşlarımız burada yaşıyor olabilir. Ama biz işte tam da bu alanlara daha fazla özeni, onlara daha fazla sevgimizi, aslında biz neyi ifade ettiğimizi gösterme konusunda özenli çabamızı daha üst seviyede gösterme konusunda da gayretimizi ortaya koyduk, en güçlü şekilde koymaya da devam edeceğiz. Çünkü temsil ettiğimiz anlayış, siyasi anlayışımız da öyle insani anlayışımız da öyle.

EN MAĞDUR OLAN EN YOKSUL, EN İHTİYAÇLI KESİMİ İHMAL ETMEYECEKSİNİZ: Genel Başkan’ımızın başından beri bize öngördüğü ve söylediği birkaç şey var. Bir tanesi; en mağdur olan, en yoksul, en ihtiyaçlı kesimi ihmal etmeyeceksiniz. İkincisi; size oy vermeyen vatandaşlarınıza daha çok gidip, sorunlarını dinleyip onlara çözüm üreteceksiniz. Onun için biz Arnavutköy'deyiz, güçlü eserlerimizle, karakterli insanına yakın, insanın sorununu çözen projelerimizde varız, var olmaya da devam edeceğiz. Bu sözü yerine getirmeye kararlıyız. Önceki yönetim burada böyle bir merkez açabilirdi, doğru ama içinde kreş olmayacaktı. Dar gelirli yurttaşlarımızın çocukları okul öncesi eğitim alabilsin, bu şehrin çocukları eşit koşullara sahip olabilsin diye Büyükşehir Belediyesi, tarihinde ilk kez kreş açmaya başladı. Bu sene içerisinde 70’i, 80’i bulmaya gayret ediyoruz. Yuvamız İstanbul Çocuk Etkinlik Merkezleri'yle aslında biz, bu kapsamda sadece kreş açmıyoruz, onun dışında o bölgenin çocuklarını hafta sonları misafir ediyoruz, farklı eğitimlerle çağı yakalamalarına, eşitsizlikten değil eşitlikten faydalanarak geleceğe dair umutlu bir nesil yetiştirmeye gayret ediyoruz.

ALAN ELİN VEREN ELİ GÖRMEDİĞİ VE VİCDANLI DAĞITILDIĞI İÇİN O SÜT TERTEMİZ BİR SÜTTÜR: Bugün açacağımız kreş sayesinde 120 çocuk buraya kayıt yaptırıyor. O çocukların aileleri, kadınlar başta olmak üzere iş bulma, çalışma koşulları biraz daha rahatlayacak. Bizden önce buraya bir yaşam merkezi yapılmış olsaydı içinde kreş olmazdı dedik ama, yani ‘neler olmaz’ listemiz bununla sınırlı değil. Örneğin kısa mola merkezi burada olmazdı. Nedir o? 15-35 yaş arası özel gereksinimli çocuğu olan ailelerimize burası hizmet verecek. Bu aileler, özel ilgi ve bakıma muhtaç çocuklarını gün içerisinde buraya emanet edecekler ve hayata katılacaklar. Bu, onlar için dünyada bulunmaz nimet. Ben, bu feryadı birebir ailelerde belediye başkanlığına başladığım günden beri yaşıyorum, hissediyorum, duyuyorum. Beylikdüzü'nde bir merkez açmıştık. Hemen bunu duyar duymaz, orada o ailelerin nasıl hayata dair coşkuyla o günü kullandıklarını, güvenli bir yere çocuğunu, kimi özel gereksinimli bireylerimiz 20 yaşında, 25 yaşında, boyu postu, gücü kuvveti yerinde olan ve özel bir biçimde korunması gereken ortamlarda olmadığı takdirde asla bırakamayacak anne baba bir saniyesini bile oradan ayrılamayacak durumdayken biz onlara ayda birkaç günü serbest bırakarak onların psikolojisine destek oluyoruz. Listemiz uzun, bölgesel istihdam ofisi olmayacaktı. Artık 75 bin, 80 binlere doğru giden insana iş bulduğumuz bu merkezlerin 14’üncünü de burada açıyoruz. Aynı zamanda ‘İstanbul'da istihdam beni ilgilendirmez, bu merkezi yönetimin işi’ diye düşünebilirlerdi. Biz öyle düşünmüyoruz. Sorunu hafifletmek adına İstanbul'da özenli bir çalışma yürütüyoruz. Örneğin sosyal destek merkezi olmazdı. Şu an toplumsal olarak bekli de en fazla ihtiyaç duyulan hizmetlerden bir tanesi. Halk süt; zaten böyle bir hizmet yoktu. Burada bir depolama alanı kurarak yoğun dağıtım yaptığımız bu bölgeye daha pratik bir hizmeti buradan yürüteceğiz. 172 bine çıktı, Halk Süt dağıttığımız, çocuğumuzun sayısı. Her ay sekiz litre sütünü emanet ediyoruz çocuklarımıza. Bu sütü de İstanbul üreticilerinden aldık bugüne kadar. Bu, aynı zamanda dolaylı olarak tarımı da destekleyen bir model. Bu bakımdan o süt, her yönüyle milletin bütçesinden, bu şehrin tarım üreticisinden geldiği için ve gerçek ihtiyacı olan insanlara kimsenin görmediği bir biçimde, alan elin veren eli görmediği bir biçimde vicdanlı dağıtıldığı için o süt, tertemiz bir süttür ve vatandaşlarımıza ulaşıyor.

YÜZ BİNLERCE ÇOCUĞUMUZU GENCİMİZİ NE EĞİTEBİLMİŞİZ NE MESLEK SAHİBİ YAPABİLMİŞİZ: Buradan, sosyal hizmetlerin birimi olduğu için hizmetlere erişmek daha kolay olacak. Ve asla hiç kimseye farklı bir muamele yapılmadan sosyal hizmetleri yürüttüğümüzü de belirtmek isterim. İSMEK kursları olabilirdi ama artık biz, Enstitü İstanbul İSMEK adıyla başlattığımız modelle hem bölgesel istihdam ofislerini entegre bir İSMEK süreci yönetiyoruz, dolayısıyla işletmelerin personel ihtiyacına dönük eğitimler vererek, aslında sadece bir kurs değil tabiri caizse hemen kurs sonrası sertifika, sonrası işi garantili bir süreci yönetiyoruz. İşte burada tam öyle bir merkezi açacağız. Yakın bölgede ‘benim mesleğim yok, işe bile giremiyorum, eğitim bile alamadım’... Çünkü yüz binlerce çocuğumuzu gencimizi ne eğitebilmişiz ne meslek sahibi yapabilmişiz. Bu alanda bir seferberlik duygusuyla çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz. İçinde bir kütüphane yapılır mıydı bilmiyorum. Daha önceki projede yoktu. Ama burada Cemil Meriç Kütüphanesi var. Sadece kütüphane değil. Hemşerilerimize seslenmek istiyorum. Uzaktan eğitime erişimi destekleyen teknolojik altyapısı olacak, dijital kütüphanesi olacak, okuma, konferans etkinlik ve atölye alanlarıyla aslında bir kültür merkezi gibi çalışacak. YouTube kayıt stüdyoları olacak, çocuklarımız ve gençlerimiz bu alana çok ilgili. Elbette 10 bin kitaptan oluşan süreli yayınlarla sürekli desteklenen başlı başına aslında bir kültür merkezi. Çok önemli düşünür ve yazarlarımızdan Cemil Meriç'in adına yakışacak kültürel etkinliğe, eğitim ve atölye çalışmalarına, seminerlere de burası ev sahipliği yapacak. Dolayısıyla belki de çok fazla ilgi gösterilecek alanlardan biri olacağını şimdiden görebiliyorum.

İNSANA SAYGIYI, KENTE ÖZENİ GÖREBİLECEĞİNİZ OLAĞANÜSTÜ BİR YAŞAM MERKEZİ: Tabii her ne kadar içinde 150 kişilik oturma kapasitesi de olsa, buranın kendi içerisinde bir park üzerine dönüştürmesi, birimin içerisinde çokça oturulacak alanlar olması, hele iyi hava koşullarında çok değerli bir alana sahip olması… Buranın aynı anda yüzlerce çocuğumuza, gencimize, yetişkinimize hizmet vereceğini şimdiden görebiliyorum. Bu anlamda bu kültür merkezi gibi tanımlanan kütüphanemizin de şehrimize, Arnavutköy’ümüze hayırlı olmasını diliyorum. Tabii Arnavutköy Cemil Meriç Kütüphanesi’nde bu hizmetlere kolaylıkla vatandaşlarımız erişiyor olacak. Çok amaçlı salona sahip Kültür Merkezi hemen arkamızda. Aile danışmanlık ve eğitim merkezi; İstanbul Büyükşehir Belediyemizin sosyal tesisinde, burada bunu açıyoruz, o da yoktu. Sosyal tesis; buraya vatandaşımız en uygun fiyatlarla aileleriyle, çocuklarıyla, gençleriyle gelebilecekler; çayını, kahvesini içip yemeklerini yiyebilecekler. 750 kişilik yarı olimpik kapalı yüzme havuzumuz da burada var. Aynı zamanda otopark imkanıyla beraber de vatandaşlarımızın yaşam merkezine geliş-gidişlerini kolaylaştıracak. Aslında her köşesinde, peyzajından içindeki alanlara girip dolaştığınızda insana saygıyı, kente özeni görebileceğiniz olağanüstü bir yaşam merkezi. Arnavutköylü hemşerilerimizi buranın imkanlarından sonuna kadar yararlanmaya, bizlerden de daha fazlasını talep etmeye… Ben, kütüphaneye gidiyorum, çocuklarımıza diyorum ki ‘Çocuklar burası kimin?’ Bir kısmı ‘Senin’ diyor. Yok canım, sizin; benim değil, hepimizin ve daha öncesiyle buraya gelen çocuklarımızın. Dolayısıyla sahibi gibi davranın. Burayı koruyun, kollayın daha fazlasını isteyin, geliştirin. Burası sizin, halkımızın. Her yapılan hizmet sizin.

İHMAL VE İHANETİ DEĞİL SAYGIYI VE ÖZENİ TEMSİL EDİYORUZ: Genel Başkanı’mızın huzurunda bir kez daha şunun altını çizmek istiyorum. Çünkü Genel Başkan’ımızın en başından beri ortaya koyduğu prensip bu. Biz, halkımızın bütçesini en ahlaklı bir şekilde, en hesap verilebilir bir biçimde, en temiz şekliyle ve en şeffaf şekliyle vatandaşımıza hizmet olarak dönmesini harekete geçirmekle mesul yöneticileriz. Dolayısıyla burada, CHP’mizin, DEVA Partimizin, İYİ Partimizin il başkanı ya da vekilleri var; burada bir partinin projesi yok. Halkımıza ait bir projeyi hayata geçiren, evet CHP’li bir belediye başkanı var ama bu proje milletimizin projesidir, halkımızın projesidir. Biz, öyle hizmet ediyoruz. Dolayısıyla ihmal ve ihaneti değil, saygıyı ve özeni temsil ediyoruz. Siz, vatandaş olarak değerinizin, gücünüzün farkında olursanız bir avuç insanın değil sizin çıkarlarınız gözetilir ve sizin dediğiniz olur. 150 günde 150 proje hedefi koyduk, yıl sonuna kadar bunu tamamlayacağız. Ama benim arkadaşlarım bana sürpriz yapacaklar, inşallah bu sayı 200’ü geçecek. Bazen günde bir, bazen günde iki proje açıyoruz. Pek çok yeni projenin temelini atıyoruz. Bu aziz şehrin her ilçesinde, her mahallesinde insanlarımızın hayatını kolaylaştıracak kalıcı eserleri hayata geçiriyoruz. 10 tane metro hattından yaşam vadilerine, parklardan altyapı projelerine, ulaşım projelerine, eğitim merkezlerine, kütüphanelere, yurtlara, kreşlere, spor tesislerine, sağlık merkezlerine varıncaya kadar İstanbul'da halkımızın yaşam kalitesini yükseltiyoruz. İstanbul'da hizmeti adil, eşit bir biçime kavuşturuyoruz.

İNSANLARIMIZIN YAŞAM KALİTESİNİ ARTTIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ: Dün Fatih ilçesinde bir tarihi eserle ilgili açılışımızı yaptık. Evvelsi gün Kartal'da meydanımızı ve bugün Arnavutköy'deydik. Öğleden sonra Büyükçekmece'de, Silivri'de tarımla ilgili adımlarımızı saygı değer Genel Başkan’ımla beraber hayata geçireceğiz. Yarın Ümraniye'de bir kapalı otopark ve meydan açılışını yapacağız. Ve her gittiğimiz yere, gelip gelmemek kendi tercihleri mutlaka, özenli bir biçimde o ilçenin belediye başkanını davet ediyoruz. Çünkü halkımızın oyuyla seçilmiş belediye başkanına en üst seviyede halkımız adına saygı gösteriyoruz. Gelip gelmemek kendi takdirleri, onu bilemem. Niçin gelmediklerini halkımıza anlatsınlar, bize değil. Ama biz, özenli bir şekilde onları davet ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki bir sonraki seçimde biz Arnavutköy'de CHP’li bir belediye başkanını da davet edebiliriz. Dolayısıyla biz, kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi bir başkasına da asla ve asla yapmayız. İnsanlarımızın yaşam kalitesini artırmaya devam edeceğiz. İstanbul’da herkesi eşit hale getirmeye özenle, gayretle devam edeceğiz. Bütün bunları vatandaşlarımızın desteği ve özeni sayesinde yapabiliyoruz. Elbette siz değerli Genel Başkan’ımızın, bütün yol arkadaşlarımızın bize desteği ile bizimle beraber bu süreci alkışlamasıyla daha güçlü bir şekilde yapmaya devam edeceğiz"

MERKEZDE YOK YOK

Konuşmaların ardından kesilen kurdeleyle merkez Arnavutköylülerin hizmetine girdi. Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ve İmamoğlu, vatandaşların yoğun ilgisi altında merkezde incelemelerde bulundu. Arnavutköy Yunus Emre Mahallesi’nde inşa edilen kültür merkezi ile bölge yeni bir çehreye kavuştu. Bölgenin sosyal hayatını canlandıracak kültür merkezi, oditoryum ve çok amaçlı salona sahip. Merkez, içerdiği birçok fonksiyon ile sadece Boğazköy Mahallesi için değil, Arnavutköy ilçesi için de birçok hizmetin verildiği bir merkez olacak. Merkezde; Bölgesel İstihdam Ofisi, Cemil Meriç Kütüphanesi, Enstitü İstanbul İSMEK, Gereksinimi Olan Bireyler Eğitim Merkezi (ÖZGEM), Halk Sağlığı Merkezi, İstanbul Aile Danışmanlık ve Eğitim Merkezi (İSADEM), Kısa Mola Merkezi, Sosyal Hizmet Merkezi, Arnavutköy Boğazköy Sosyal Tesisi, Spor Salonu ve Yuvamız İstanbul kreşi hizmet verecek. Merkezde ayrıca 100 araçlık otopark da yer alıyor.