GÜNDEM

Antalya’da 1 Eylül Dünya Barış Günü yürüyüşü: Barış mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi.

Abone Ol

Haber: Sabri KIRDAR-ANTALYA

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Yavuz Özcan Parkı’ndan başlayan yürüyüş polisin engelleme girişimleri nedeniyle zaman zaman durdu.

Yaşanan gerginlik polis ve Emek Demokrasi Güçleri sekretaryasının görüşmeleri sonucunda devam etti, devam eden yürüyüş Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan basın açıklamasıyla sona erdi.

Açıklamayı, KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Devrim Mol okudu.

Devrim Mol, yaptığı açıklamada 1 Eylül 1939’da Nazi Almanyası’nın Polonya’yı işgaliyle başlayan ve milyonlarca insanın yaşamını yitirdiği II. Dünya Savaşı’nın insanlık tarihinin en acımasız ve kanlı dönemi olduğunu hatırlattı. Aradan geçen 86 yıla rağmen emperyalist güçlerin daha fazla kâr elde etmek için silahlanma ve işgallerden vazgeçmediğini belirtti.

Açıklamada, savaşların en çok emekçi ve yoksul halklara acı yaşattığı vurgulandı. Savaş bölgelerinde kadınların ve çocukların köle pazarlarında satıldığını, tecavüz, işkence ve zorunlu göç gibi insanlık dışı uygulamaların yaygınlaştığını ifade eden Mol, “Savaşta dahi hedef olmaması gereken sağlıkçıların, gazetecilerin öldürülmesi ve uluslararası kamuoyunun sessiz kalışı, vahim bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir” dedi.

Gazze’de yaşanan insani felakete de dikkat çekilen açıklamada, savaş suçlarının yargılanmadığı, işgal ve ilhakın “çare” olarak sunulduğu bir noktaya gelindiği belirtildi. Suriye’de farklı toplumsal kesimlere yönelik saldırılara karşı sessiz kalınmasının da katliamların kanıksanmasına yol açtığına vurgu yapıldı.

İktidarın meşruiyet krizini baskı politikaları, gözaltılar, tutuklamalar, kayyum uygulamaları ve laiklik karşıtı kuşatmalarla aşmaya çalıştığını söyleyen Mol, savaş ve şiddet politikalarının en ağır bedelini kadınların, çocukların, gençlerin, LGBTİ+’ların ve emekçi halkların ödediğini dile getirdi.

Barış ve demokrasi talebinin emek ve demokrasi güçleri için “ekmek ve su kadar temel ihtiyaç” olduğunu ifade eden Mol, kalıcı barışın ancak halkların doğrudan katılımı ile mümkün olabileceğini vurguladı. Açıklamada, barış mücadelesinin örgütlü ve kararlı bir şekilde sürdürüleceği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:

“Çocuğun gördüğü düştür barış. Ananın gördüğü düştür barış. Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış. (…) Kitaplık yapıldığı zaman hapishaneler, geceleyin kapı kapı dolaştığı zaman bir türkü ve dolunay, barış budur işte.”

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, 2. Dünya Savaşı’nın yıkıcı mirasının önünde emekçilerin ve ezilen halkların sermaye tarafından cephelere sürülmesine izin vermeyeceklerini belirterek, “Adaletin, eşitliğin, laikliğin, dayanışmanın ve insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya kuruluncaya kadar barış mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz” mesajıyla açıklamasını sonlandırdı.