Ankara Barosu yönetimi, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde “Fetö” suçlamasıyla gözaltına alınan şüphelilere işkence yapıldığı iddialarını araştıran İnsan Hakları Merkezi üyesi avukatların hazırladığı raporu kamuoyuna açıklamamasının ardından tepki çekti. Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkan Yardımcıları Gizay Dulkadir ve Sercan Aran, Ankara Barosu Divan üyeleri Deniz Can Aydın ile Nadire Nurdoğan barodaki görevlerinden istifa ettiklerini açıkladı.

"BARO MAĞDUR BEYANLARINI SANSÜRLEDİ"

Ankara Emniyet Müdürlüğü’ndeki işkence iddialarına ilişkin hazırladıkları raporun 10 gündür yayınlanmadığını hatırlatan avukat Nadire Nurdoğan, sanal medya hesabından yaptığı paylaşımda istifasına ilişkin şu ifadelere yer verdi:

"25.12.2022 günü Ankara TEM Şube Müdürlüğü’ndeki işkence iddialarına ilişkin Ankara Barosuna bağlı İnsan Hakları Merkezimiz bünyesinde yapılan çalışmada, kamuoyunu bilgilendirmek ve işkencenin ivedi olarak sonlanmasını sağlamak amacıyla yazdığımız açıklamada 'mağdur beyanlarının' sansürlenmesi ve merkezimiz divanının hazırladığı raporun hukuka aykırı yönetim kurulu kararı ile yayınlanmaması üzerinden 10 gün geçmiştir. Yönetim kurulunun çoğunluğu tarafından İnsan Hakları Merkezi bir süredir fiilen çalıştırılmamaktadır. Bu fiili olarak çalıştırılmama hali yalnızca bu işkence iddialarına gerekli müdahalenin yapılamaması ile sınırlı değildir. Ankara Barosu’nun merkezimizin hazırladığı raporu yayınlamaması işkenceye ilişkin açıklama da mağdurun beyanlarının sansürlenmesi tarafımca anlaşılamamıştır. Kaldı ki baro kamuoyu oluşturma görevini hayata geçirmeyecek ve insan hakları noktasında atıl kalmayı tercih edecekse, ivedi bir tutum alamayacak ve buna ilişkin de makul bir gerekçe sunamayacaksa bir insan hakları mücadelesi verdiğinden söz edemeyiz.

"İNSAN HAKLARI BAKIŞ AÇIMLA BAĞDAŞMIYOR"

Raporun yayımlanması, açıklamanın sansürlenmeden yayımlanması konusunda olumlu oy kullanan azınlık oylarını tenzih ederek söylüyorum ki devletin pozitif yükümlülüğünü harekete geçirmek konusunda öneme sahip olan raporun gerekçesiz bir şekilde yayımlanmaması benim insan hakları mücadelesine bakış açımla bağdaşmamaktadır. Bu sebeplerle bir süredir yaşanan Ankara Barosu Yönetim Kurulu’nun insan hakları mücadelesini engellemeye yönelik girişimleri samimiyetle insan hakları mücadelesine emek veren bizlerin kabul edemeyeceği bir aşamaya vardığını bu nedenlerle Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Divanı üyeliğinden, istifa ettiğimi kamuoyuna bildiririm."

"HAK MÜCADELESİNDEN TAMAMEN KOPTU"

Avukat Gizay Dulkadir ise istifasına ilişkin sanal medya hesabından yaptığı açıklamada, Aysel Tuğluk’un yaşadığı hak ihlaline duyarsızlığı da eleştirdi. Dulkadir, istifa gerekçesinde şu ifadelere yer verdi: “İstifa dilekçemde de detaylı olarak izah ettiğim üzere, beni bu karara götüren hadiseler, aynı zamanda meslektaşımız olan Aysel Tuğluk’un yaşadığı hak ihlaline karşı duyarsızlık, cumartesi insanlarına ilişkin yapılan açıklamaya uygulanan sansür Türkiye aleyhine karar olduğu için sadece AİHM’nin 2021 Aralık ayında verdiği kararların özetinden ibaret bir bültene dair kararın askıda bırakılması ve askeri öğrencilere ilişkin bir yazının yayınlanmaması için ortaya atılan bahaneler ile yaşanan rapor açıklamama krizidir. Üzülerek ifade etmeliyim ki, 10 gün boyunca çözüm üretmek adına verdiğimiz tüm çabanın hiçbir karşılığı olmadığını gördük. Ankara Barosu yönetiminin hak mücadelesinden tamamen koptuğuna bizzat şahit olduk.”

"SORUNLARIN ÇÖZÜLECEĞİNE İNANCIM KALMADI"

İstifasını açıklayan avukat Sercan Aran da, "Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkan Yardımcılığı görevimden; son raporun yayımlanmaması ve öncesinde yaşanan kronikleşen sorunların çözüleceğine dair inancım kalmadığından bugün itibariyle bu görevimden istifa ettim" diye belirtti.

"AVUKAT OLARAK HUKUKİ, İNSANİ OLARAK VİCDANİ BAĞLAMDA DOĞRU BULMUYORUM"

Avukat Deniz Can Aydın ise istifasına dair dilekçesinin bir kısmını paylaştı. Can, “Benimsediğim ilkeler ve sahip olduğum bakış açısı vesilesiyle avukat olarak hukuki, insani olarak vicdani bağlamda doğru bulmadığım bu durumun bir parçası olmayı reddediyorum. Yürüttüğüm Divan üyeliği görevinden ve merkez üyeliği  aynı hissiyat ile üstlenmem gerektiğine inandığım sorumluluk vesilesiyle istifa ediyorum” dedi.(MA)