Almanya'da seçimlere günler kala avrupanın en önemli ülkesinde aşırı sağın yükselişi kaygı uyandırmaya devam ediyor. Seçimlerin öngörülenden erken yapılmasını zorunlu hale getiren koalisyon krizi, partiler arası çekişme ve aşırı sağın yükselişi Avrupa'nın bu en önemli ülkesinin siyasi geleceği açısından kaygı uyandırıyor. 

Ana akım partiler CDU/CSU, SPD, Yeşiller ve FDP, ekonomik ve sosyal reformları ön plana çıkarırken; göçmen karşıtı söylemleriyle öne çıkan Alternatif für Deutschland (AfD) ise sert politikalarıyla dikkat çekiyor. Anket sonuçları, seçmenlerin AfD'nin hükümete dahil edilmesine mesafeli baktığını gösteriyor; bu durum, seçimleri önde bitirmesi beklenen Hristiyan Demokratların diğer partilerle olası koalisyon senaryoları öne çıkmaya başladı. 

Ana muhalefet partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri Friedrich Merz, muhafazakâr bir yaklaşım benimseyerek ekonomik durgunluktan çıkış ve göç politikalarında sıkı önlemler vaat ediyor. Merz'in, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisiyle iş birliği yapmayacağını belirtmesine rağmen, geçmişte AfD ile birlikte hareket ettiği durumlar, bu konuda soru işaretleri oluşturuyor.

Almanya Seçimleri 2025AfD'den kitlesel sınır dışı, Alman markına dönüş ve zorunlu askerlik vaatleri 

AfD, seçim kampanyasında göçmen karşıtı politikaları ve Avrupa Birliği'ne eleştirileri ön plana çıkarıyor. Parti, manifestosunda kitlesel sınır dışı işlemleri, euro yerine Alman markına dönüş ve zorunlu askerlik hizmetinin yeniden getirilmesi gibi tartışmalı önerilere yer veriyor.

Sol'da yeni umut Sahra Wagenknecht mi? 

Sol kanatta ise, Die Linke partisinin eski eş başkanı Sahra Wagenknecht, yeni bir siyasi oluşum olan "Sahra Wagenknecht İttifakı"nı (BSW) kurarak, sol ve sağdaki memnuniyetsiz seçmenleri bir araya getirmeyi hedefliyor. BSW'nin, özellikle doğu eyaletlerinde AfD'ye karşı bir alternatif oluşturması bekleniyor.

Aşırı Sağ Tehdidi ve Toplumsal Yansımaları

AfD'nin yükselişi, Almanya ve Avrupa genelinde endişelere yol açıyor. Partinin, özellikle göç ve güvenlik konularındaki sert söylemleri, seçmenler arasında karşılık buluyor. ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance'in Münih Güvenlik Konferansı'nda AfD'ye destek veren açıklamaları, Almanya'da derin bir şaşkınlık ve rahatsızlık yaratmış durumda.

AfD'nin artan popülaritesine rağmen, diğer siyasi partiler iş birliğine sıcak bakmıyor. Anketler, halkın büyük bir kesiminin AfD'nin hükümete dahil edilmesine karşı olduğunu gösteriyor. Bu durum, partinin siyasi arenada izole kalmasına neden oluyor.

Almanya Seçim 2025Anketler ve Olası Koalisyon Senaryoları

Son anketlere göre, CDU/CSU yüzde 31, AfD yüzde 21, SPD yüzde 16 ve Yeşiller yüzde 14 oranında oy alıyor. BSW yüzde 5 ile barajı aşma mücadelesi verirken, FDP yüzde 4 ile barajın altında kalıyor.

CDU'dan AfD ile koalisyon yapılmayacak güvencesi 

Bu tablo, CDU/CSU liderliğinde bir koalisyon hükümetinin kurulma olasılığını güçlendiriyor. Friedrich Merz'in AfD ile iş birliğini reddetmesi nedeniyle, CDU/CSU-SPD veya CDU/CSU-Yeşiller koalisyonları en muhtemel seçenekler arasında yer alıyor. Ancak, üç partili koalisyon ihtimalleri de gündemdeki yerini koruyor.

Sağ Yükselişin önünü açan solun yetersizliği ve iç bölünmeleri: Die Linke’de Yeniden Doğuş ve İç Bölünmeler

Sol Parti Die Linke, geçtiğimiz dönemlerde Sahra Wagenknecht önderliğinde yaşanan iç çekişmeler ve bölüm ayrılıkları sonrasında özellikle Doğu Almanya’da oy kaybı yaşamıştı. Ancak, son gelişmeler ışığında partinin yeni liderlik koltuğuna oturan Ines Schwerdtner ve Jan van Aken, partiyi yeniden canlandırma sözü veriyor. Yeni eş başkanlar; gelir dağılımı adaletsizliğine karşı “milyarderlerin son bulması” ve sosyal adalet, uygun konut politikaları gibi radikal denebilecek önerilerle, Die Linke’nin oy tabanını yeniden genişletmeyi hedefliyor.

Münih’teki Sendika Etkinliğine Yönelik Saldırı

Geçtiğimiz günlerde Münih'te, Birleşik Hizmet Sendikası’na (Ver.di) bağlı düzenlenen protesto sırasında, 24 yaşındaki Afgan asıllı bir sürücünün aracını kalabalığa sürmesi sonucu şok edici bir saldırı yaşanmıştı. Seçimlere günler kala gerçekleşen bu saldırıda en az 28 kişi yaralanırken, Türk anne ve bebeğin hayatını kaybettiği bildirildi. Güvenlik yetkilileri, saldırının terör bağlantısına dair henüz net bir kanıt bulamadıklarını açıklarken, bu saldırı ülkenin göç politikalarına yönelik tartışmaları yeniden alevlendirdi ve AfD'nin de ekmeğine yağ sürdü.

Ne Olmuştu? – Erken Seçim Kararının Arka Planı

Almanya’da erken seçim yapılmasının temel nedeni, hükümet koalisyonunda yaşanan ciddi krizler ve güven oyu önergesinin mecliste yeterli çoğunluğu sağlayamamasıydı. Başbakan Olaf Scholz’un meclisten güven oyu alamaması sonrasında, Cumhurbaşkanı Steinmeier, mevcut Bundestag’ı feshederek seçim tarihini öne çekti. Böylece, planlanan Eylül 2025 tarihinden kısa süre önce, siyasi kriz ortamının çözümü için 23 Şubat 2025’te erken seçim kararı alındı.