Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi) Genel Başkanı Ali Babacan, Lider TV’de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak sanal bahis, uyuşturucu operasyonları, Meclis’teki gerginlikler ve dış politika konularına değindi. Bütçe görüşmelerinin son gününde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bünyesinde yaşanan yumruklu kavgayı eleştiren Babacan, siyasetin sorunları konuşarak çözme alanı olduğunu belirtti. Derdini konuşarak anlatamayanların şiddete başvurmasının siyaset alanı için uygun olmadığını ifade eden Babacan, bu kişilerin kendilerine başka bir meslek seçebileceğini söyledi. Fikirlerin yarıştırılması gerektiğini vurgulayan Babacan, kavga görüntülerinin milletin vekâletini taşıyan milletvekillerine yakışmadığını ve bu durumun ekran başındaki küçük çocukları olumsuz etkileyeceğini kaydetti. Meclis TV veya TRT 3 yayınlarına atıfta bulunan Babacan, bu görüntüler nedeniyle yayınlara yaş sınırı getirilmesi gerekip gerekmediğini sordu.
SUYUN BAŞINI KURUTMAK LAZIM
Gündemin ilk sıralarında yer alan ve tanınmış isimlere uzanan uyuşturucu operasyonlarına ilişkin soruları yanıtlayan Babacan, suç işleyen herkese operasyon yapılabileceğini ancak kamuoyunda bu durumun "klikler savaşı" olarak algılanabileceğini belirtti. Operasyonlar için neden bu kadar beklendiğinin sorgulanabileceğini ifade eden Babacan, asıl kaynağa odaklanılması gerektiğini vurguladı. Uyuşturucu bağımlılığıyla mücadelede "suyun başının kurutulması" gerektiğini söyleyen Babacan, sadece bilinen isimlere yönelik operasyonların yeterli olmadığını, hastanelerde kriz geçiren veya kayıp olan çok sayıda insanın bulunduğunu dile getirdi. Dijital ortamda her türlü engellemenin teknik olarak mümkün olduğunu ifade eden Babacan, sosyal medya platformu Twitter üzerinden hakaret eden bir vatandaşın devlet tarafından iki saat içinde yakalanabildiğini hatırlattı. Sanal kumar ve sanal bahis faaliyetlerine neden göz yumulduğunu ve bunların neden engellenmediğini soran Babacan, bu konuda neden adım atılmadığının sorgulanması gerektiğini belirtti.
Dış politika başlığında İsrail ile yaşanan gerilime değinen Babacan, Türkiye'nin coğrafyanın istikrar sütunu olduğunu ifade etti. Türkiye'nin köklü devlet yapısı ve hariciye geleneği ile bölgedeki en güçlü aktör olduğunu vurgulayan Babacan, İsrail'in Türkiye ile arasını bozmasının büyük bir stratejik hata olacağını söyledi. İsrail’deki mevcut Binyamin Netanyahu hükümetinin popülist bir politika izlediğini ve savaştan beslenerek ayakta kalmaya çalıştığını belirten Babacan, çatışmaların Netanyahu'nun siyasi ömrünü uzatmak için kullandığı bir zemin olduğunu kaydetti. Netanyahu’nun "raf ömrünü" uzatmak için sürekli yeni düşmanlara ihtiyaç duyduğunu ifade eden Babacan, şu anda Türkiye’nin iç siyasette bir konsolidasyon aracı olarak kullanıldığını belirtti.
Türkiye’nin bu süreçte tahriklere kapılmadan "stratejik sabır" ile hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Babacan, yüzyıllardır bu topraklarda var olan Türkiye Cumhuriyeti'nin köklü bir devlet olduğunu hatırlattı. İsrail hükümetinin gerçekleştirdiği eylemleri savaş suçu, insanlık suçu ve soykırım olarak nitelendiren Babacan, bu tür eylemleri gerçekleştirenlere "devlet" denilemeyeceğini ifade etti. Mevcut gerilimi geçici bir durum ve İsrail hükümetinin iç sıkışmışlığının bir sonucu olarak değerlendiren Babacan, Türkiye'nin dış politikada akılcı ve sakin bir tutum sergilemeye devam etmesi gerektiğini belirtti.