Alevilerin ibadethanelerinin ‘ticarethane’ statüsünde faturalandırılmasına karşı yazılı bir açıklama yapan Alevi Bektaşi Federasyonu,  gelen faturaları ödememe kararı aldığını duyurdu.

Açıklamada “Talebimiz; faturamızın ödenmesi ya da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bizi tanıması değil! Talebimiz, bu ülkede yaşayan, vergisini veren herkesin ve her kurumun eşit şartlara sahip olması” ifadelerine yer verildi.

EKONOMİK KRİZ, YOKSULUN DAHA DA YOKSULLAŞMASINA SEBEP OLUYOR"

Alevi Bektaşi Federasyonu tarafından yayımlanan açıklamanın tamamı şöyle:

“İktidarın her konuda gösterdiği ayrımcı ve inkâr politikalarının yansıması olarak kendinden olmayanın yaşamaya dahi hakkı olmadığı düşüncesi maalesef köke sızdırılan bir zehir gibi toplum içerisinde yayılmaktadır. Onlar gibi düşünmeyen herkes, gerek sözlü gerekse fiili açıdan iktidarın hedefi olmaya devam etmektedir.

Yaşanan ekonomik kriz, yoksulun daha da yoksullaşmasına, omzundaki yükün daha da artmasına sebep oluyor. Halkın dilinden ve yaşadığı sıkıntıdan haberi olmayan hükümet sözcüleri ise “porsiyonları küçültün”, “meyve sebzeyi kiloyla almayın”, “üşümeyecek gibi giyinin” gibi üstten söylemlerle halktan ne kadar uzak olduklarını ortaya koyuyor. Kendi insanını iyi bir yaşam seviyesine layık görmeyenlerse, birden fazla aldıkları maaşları ve lüks yaşamlarından ödün vermiyorlar.

Temel gıda ürünleri ve doğalgaz, elektrik gibi temel ihtiyaçlara gelen % 100’ü aşan zamlar karşısında, açlık düzeyini geçmeyen maaş artışları, vatandaşı kendi kaderine terk etmiş bir düzene dönüşmüştür.

“TALEBİMİZ HERKESİN VE HER KURUMUN EŞİT ŞARTLARA SAHİP OLMASI”

“Günlük hale dönüşen zamlar, toplumun her kesimini etkilediği gibi canların verdiği lokmalarla varlığını idame ettiren cemevlerimizi de etkilemektedir. Yıllardır devletin dini olamayacağına, inanmayanlar da dahil herkese saygı duyularak, bu ülkenin eşit yurttaşlık haklarına sahip olması gerektiğine dair mücadele veriyoruz. Bu mücadelede, taleplerimizden bazıları, sadece bir inanca hizmet eden, açıklamalarıyla toplumu kutuplaştıran, eğitimden günlük yaşama kadar her alana müdahale eden Diyanet İşleri Başkanlığının kapatılması ve zorunlu din derslerinin kaldırılmasıdır.

Bütçesiyle, bu topraklarda yaşayan insanların verdiği vergilerin en çoğunu alan bu kurum, bizim vergilerimizle camilerin tüm giderlerini karşılıyor. Bizler ise ibadethane olmamıza rağmen, ticarethane kapsamında fatura ödüyoruz.

Talebimiz; faturamızın ödenmesi ya da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bizi tanıması değil! Talebimiz, bu ülkede yaşayan, vergisini veren herkesin ve her kurumun eşit şartlara sahip olması. Bizlere yüzyıllardır gösterilmeyen adaleti kendimiz sağlamak için hak mücadelesi veriyoruz. “Haksızlığın olduğu yerde, direnmek haktır!” düşüncesiyle, Alevi Bektaşi Federasyonu ve tüm bileşenleri olarak, süreci hukuki alana taşıyor ve faturaları ödemiyoruz. Cemevleri ticarethane değil, ibadethanedir.”