Haber: İsmail Sarp Aykurt

Mersin uzun bir süredir Akkuyu’da planlanan nükleer santral gündemiyle meşgul durumda.

Kent, Akkuyu Nükleer Santrali’nin kurulma projesinin uzun zamandır karşısında duruyor. Özellikle bu konuda birçok dernek, kurum ve kuruluşla hareket eden Nükleer Karşıtı Platform (NKP) kentin birçok noktasında protesto eylemleri ve basın açıklamaları düzenliyor.

Öte yandan 6 Şubat’ta gerçekleşen Maraş merkezli depremler neticesinde kentin hızlı ve yoğun bir şekilde göç alması ve depremlerden etkilenme potansiyelinin yeniden anlaşılması nükleer santral endişesini de güncellemiş durumda.

Ayrıca bu duruma, nükleer santralin inşaat ve proje aşamalarında yer alan birçok işçinin maruz kaldığı yoğun bir emek sömürüsü ve işten çıkarmalara karşı mücadelesi de dahil edilebilir.

Tam da bu şartlar altında, Mersin'de bulunan ve üzerindeki tartışmaların sürdüğü Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde bugün ilk üniteye taze yakıt yüklemesi yapılacak.  Böylece santral, nükleer tesis statüsü kazanacak ve bu bir törenle duyurulacak.

Düzenlenecek törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin video konferans yöntemiyle katılacak. Mersin’e gelmesi beklenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan rahatsızlığı olduğu gerekçesiyle törene uzaktan katılım gösterecek.

Öte yandan dün Mersin’de bir eylem gerçekleştiren Nükleer Karşıtı Platform (NKP) ise hem nükleer santral projesinin yaratacağı problemlerle ilgili bir basın açıklaması yaptı hem de geçmişte gerçekleşen Çernobil ve Fukuşima’daki nükleer felaketlere ilişkin bir hatırlatmada bulundu.

Yapılan açıklamada, “Dünyadaki ilk ‘Yap, Sahip ol, İşlet’ modeline sahip Akkuyu NGS,  hem ekonomik hem sosyal çevre felaketine yol açacaktır” ifadeleri yer aldı. Rusya’nın  Akkuyu projesiyle birlikte ek ekonomik kazanç sağlayacağı da açıklamada belirtilirken, bu ticaretin "radyoaktif, politik ve ekonomik risklerinin" halkımızın sırtına yükleneceği vurgulandı.

Ek olarak açıklamada, “Herhangi bir politik ve askeri uluslararası gerilimde Akkuyu’yu, bölgemizi ve halkımızı hedef haline getirecektir” ifadeleri kullanıldı.

“KIBRIS’A KARŞI BİZ İNSAN ZİNCİRİ OLUŞTURDUK”

Konuya ilişkin olarak dokuz8HABER’e açıklamalarda bulunan ve dün Mersin’de kalabalık bir etkinlik gerçekleştirdiklerini söyleyen Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Mersin Şubesi’nden ve aynı zamanda Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Tulay, Özgecan Aslan Meydanı’nda önce Kıbrıs’a karşı elele bir insan zinciri oluşturduklarını aktardı.

“Böyle bir etkinlikle başlamış olduk. Dernek, platform ve diğer kurumlar bir aradaydı. Bir basın açıklaması yaptık. Yeni dönem milletvekili adaylarının da katıldığı bir basın açıklaması oldu bu” diye konuşan Tulay, nükleer tesisin Mersin’de kurulmasının handikaplarına değindi.

“AKKUYU, YAKITIN GELMESİYLE SANTRAL ÖZELLİĞİ KAZANACAK”

Nükleer ve yakıt konusunu gündeme getireceğimiz protesto eylemleri gerçekleştirdiklerini dile getiren Tulay şöyle konuştu:

“Gündemlerden birisi nükleer yakıt... Nükleer yakıtın Mersin’e gelmesiyle Akkuyu nükleer santral özelliği olma özelliği kazanmış olacak. Ama asla ve asla şu anda buradan bir enerji elde edilemeyecektir”

“CEVABI MUĞLAK DURUMDA OLAN SORULAR VAR”

“Yakıtın burada olup olmadığı da net değil” diye konuşmasına devam eden Tulay, “Çünkü bu yakıtın gelmesi belirli şartlara bağlıdır. Bu konu kamuoyuyla herhangi bir şekilde paylaşılmış değil. Geldi de saklanıyor mu, nereden ikmal edilecek ya da nasıl muhafaza edilecek gibi soruların da cevapları belli değil. Dolayısıyla bunun sorunlu kısımları var. Yakıtın hemen enerjiye dönüştürülmesi gibi bir şey söz konusu değil” açıklamasında bulundu.

NKP: “AKKUYU’YA NÜKLEER YAKIT GETİRİLMEMELİDİR”

Gündeme ilişkin bir basın açıklaması yapan Nükleer Karşıtı Platform (NKP) ise yaptığı basın açıklamasında ise” Tek çözüm nükleer santrallerin ortadan kaldırılması, inşaatların durdurulması, projelerin iptalidir” denildi.

Açıklamanın tam metni şu şekilde:

Çernobil ve Fukuşima nükleer felaketlerinden ders almayan siyasi iktidar ve sermaye sahipleri Akkuyu Nükleer Santralinin inşaatını inatla sürdürmekteler.

Çernobil Nükleer Felaketinin 37. Yıldönümünün hemen ertesinde 27 Nisan’da Akkuyu’yu nükleer saha haline getirmek üzere nükleer yakıt çubuklarını getirerek seçim propaganda dönemi içinde bir “açılış töreni” yapacaklarını duyurdular.

Mersin Nükleer Karşıtı Platform ve tüm nükleer karşıtı kurum, kuruluş ve aktivistler Akkuyu’ya nükleer yakıt getirilmesine karşıdır. Akkuyu’ya nükleer yakıt getirilmemelidir.

“SORULARIMIZA CEVAP VERİLMEDİ”

Nükleer karşıtları Enerji Bakanına Nükleer santralin insanlara, canlılara, doğaya, çevreye, ekosisteme zararlı etkileri; reaktörün Akdeniz’in 30 dereceyi artan sıcaklıktaki suları ile soğutulması, işletme, deprem, güvenlik riskleri; nükleer yakıtın taşınması, korunması, nükleer atıkların saklanması ve bertarafı konularında bilgi vermesini talep eden sorular yönelttiler.

Bu sorular nükleer karşıtı milletvekilleri tarafından TBMM’de de soru önergesi olarak verildi.

Enerji Bakanı topu NDK ve Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu Başkanlığı (TENMAK’a ) atarak sorularımıza cevap vermekten kaçınmıştır.

Enerji Bakanının yanıtlamaktan kaçındığı soruların cevaplarını biz halkımıza açıklıyoruz:

4800 MW planlanan gücü ile Akkuyu NGS Türkiye’nin 105000 MW’lik üretim kapasitesinin % 5’ini bile karşılamış olmayacaktır. Türkiye’nin nükleer santralin üç  - dört kat pahalı elektriğine ihtiyacı yoktur.

Uranyum yakıtı zorunlu olarak Rusya’dan sağlanacak Rusya’ya enerji bağımlılığı artarak sürecektir. 70 Yıl süresince Rusya’nın sahipliğine bırakılan nükleer santralin inşa maliyetinin olduğu gibi, santralin ömrünün sonundaki ölüsünün inşa maliyetini aşan bertaraf, gömme, saklama maliyetini de yakıt ve atık maliyetini de halkımız ödeyecektir.

Yakıt çubuklarının taşıma, depolama ve saklama işlemlerinde dünya nükleer sermayesinin ve lobisinin çıkar ve iktidar bağlantılarının dışında olan tarafsız ve bağlantısız kurumlar denetleyemeyecektir.

Taze ve atık yakıt çubuklarının geliş ve gidiş olarak nakliyesinde İstanbul, Çanakkale boğazları Marmara, Ege ve Akdeniz kullanılacak, denizler ve çevredeki karasal alanlar her an riskle karşı karşıya kalacaktır.

“AKKUYU SAHASI NÜKLEER SAHA HALİNE GELECEK”

Nükleer santralin işletmeye girmesi halinde kullanılarak nükleer atık haline gelecek yakıt çubukları Akkuyu’da 20 – 30 yıl bekletilerek radyasyonunu oraya salması sağlanacak, daha sonra Rusya’ya taşınarak içindeki kullanılabilir uranyum ve plütonyum alındıktan sonra kalan atıklar tekrar Türkiye’ye geri gönderilecek, nihai olarak Ankara Polatlı Avdanlı Köyündeki 4 km2’lik alana depolanacaktır. Akkuyu’nun radyasyonla kirletilmesi yetmiyormuş gibi nükleer kirlilik Anadolu’nun ortasına da bulaştırılacaktır. Atık yakıt çubuklarının saklanma maliyeti de halkımıza ödettirilecektir.

Akkuyu’ya 27 Nisan’da nükleer yakıt getirilmesi ile Akkuyu sahası nükleer saha haline gelecek, Rusya ambargolar nedeniyle Avrupa’daki nükleer santrallere satmakta ve nakletmekte zorlandığı yakıt çubuklarını Akkuyu üzerinden satma olanağı kazanacak, nükleer yakıt atıklarını da aynı yoldan geri alacak, kullanım dışı yakıt çubukları Türkiye’de depolanacaktır.

Rusya bu yolla ek olarak ekonomik kazanç sağlayacak bu ticaretin radyoaktif, politik ve ekonomik riskleri halkımızın sırtına yüklenecektir. Herhangi bir politik ve askeri uluslararası gerilimde Akkuyu’yu, bölgemizi ve halkımızı hedef haline getirecektir.

“AKKUYU’NUN 20 KİLOMETRE ÖTESİNDEN FAY HATTI GEÇİYOR”

6 Şubat depremleri de gösterdi ki yıkıcı depremlerin ne zaman nerede ve ne şiddette olacağı tahmin edilemiyor. Akkuyu’nun 20 km yakınından fay hattı geçtiği gibi, Afrika Levhasının  Anadolu Levhasının altına daldığı Akdeniz kıyılarımızın hemen güneyinden geçen dalma batma kuşağında 8 şiddetinde yıkıcı depremler tarihsel gerçekliktir. Arkeolojik kayıtlar ortaya koyuyor ki Mersin’in Akdeniz kıyısındaki Anamuryum, Elaussa Sebaste ve Pompeipolis – Soli tarihi kentleri deprem ve tsunami sonucunda yıkılmıştır.

Akkuyu projesinde bu gerçeklik göz ardı edilerek gözlerden saklanmaya çalışılmıştır.

Nükleer santralin günlük 20 milyon M3 soğutma suyu 30 derecenin üstünde bir sıcaklıkla Akdeniz’den alınarak en az 5 -7 derece daha ısınmış bir halde içine kimyasallar karıştırılarak tekrar Akdeniz’e verilecek, 35 derecenin üstündeki su içindeki kimyasallar deniz ekosistemini de  buharlaşma yoluyla kara ekosistemini da bozarak canlılara ve insanlara ölümcül etkilerde bulunacaktır.  

“İNŞAAT DURMALI, PROJE İPTAL EDİLMELİDİR”

Ne Rusya Devleti’nin ne Türkiye Devleti’nin ne de dünyadaki herhangi bir devletin Three My İsland, Çernobil, Fukuşima ve 6 Şubat depremlerinin sonuçlarının da gösterdiği gibi bir nükleer felakete anında müdahale ve sonuçlarının derhal ortadan kaldırılması, zararlarının giderilmesi, karşılanması için bir programlarının ve yeterli olanaklarının olmadığı ortadadır.

Tek çözüm nükleer santrallerin ortadan kaldırılması, inşaatların durdurulması, projelerin iptalidir.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 29 Mart 2023 tarihinde basına verdiği demeçte, “Akkuyu’da sona yaklaşıyoruz. 27 Nisan’da ilk nükleer yakıt tesisimize geliyor. Böylece Akkuyu nükleer tesis statüsü kazanacak” şeklinde bir açıklama yapmış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise “Nisan’ın 27’sinde (bugün) bir ihtimal belki Sayın Putin de gelecek. Veya birlikte online sistemle bağlanacağız, Akkuyu’nun inşallah ilk adımını atacağız” ifadesini kullanmıştır.  

Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom’un Genel Müdürü Aleksey Likhachev ise Akkuyu Nükleer Güç Santralı’nda (NGS), “... Bu bahar santrala taze nükleer yakıt teslim edilecek ve böylece Akkuyu NGS sahası nükleer santral statüsü alacak. … Üçüncü çeyrekte ise birinci ünitede genel inşaat ve montaj işlerini tamamlayarak devreye alma aşamasına geçeceğiz. Daha sonra birkaç ay içinde UAEA gerekliliklerine uygun olarak ekipmanı ve yakıtı doğrudan reaktörde test edeceğiz” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.

“BİRÇOK KİTLE ÖRGÜTÜ UYARILARDA BULUNDU”

Bu açıklamalar üzerine Nükleer karşıtı platformlar, ekoloji örgütlenmeleri, çevreyi, doğayı koruma örgütleri, DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve çok sayıda demokratik kitle örgütü “Akkuyu’ya Nükleer Yakıt Getirilmemeli” başlığıyla kamuoyunu, siyasi iktidarı ve siyasi partileri Akkuyu’ya nükleer yakıt getirilmemesi, nükleer santral inşaatından ve projelerinden vazgeçilmesi için uyarmışlardır.

“Nükleer yakıt çubuklarının getirilmesi ülke geleceği için büyük bir tehdittir. Meslek örgütleri, bilim insanları ve Türkiye halkının tepkilerine rağmen, nükleer santral projeleri ısrarla gündemde tutulmaya çalışılmakta olup, Akkuyu’da sorunlu inşaat süreci ise devam etmektedir. Sinop’ta ise 2019 yılında maliyet artışları nedeniyle Japon yüklenici şirketin projeden çekilmesi ve Sinop NGS Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporuna karşı açılmış olan davanın daha sonuçlanmamasına rağmen Rus şirketler ile pazarlıklar yapılmaktadır.  

“BU, EKONOMİK VE SOSYAL ÇEVRE FELAKETİDİR”

Dünyadaki ilk “Yap, Sahip ol, İşlet” modeline sahip Akkuyu NGS,  hem ekonomik hem sosyal çevre felaketine yol açacaktır.

Nükleer santralın proje maliyeti içinde olmayan atık yakıt çubuklarının ve çalışma süresinin bitiminde santralın bertaraf maliyetini, ekosisteme, canlılara, insan sağlığına, tarıma, balıkçılığa verdiği zararların maliyetini proje maliyetine eklediğimizde projenin iptalinden doğacak ekonomik kayıp ile karşılaştırılamayacak ölçüde ekonomik zarar önlenmiş olacaktır.

Bizler, ülkemizde faaliyetlerini sürdüren; meslek odaları, sendikalar, dernekler ve demokratik kitle örgütleri olarak hiçbir koşulda nükleer yakıtın Mersin Akkuyu’ya getirilmesini kabul etmiyoruz.  Ne dünyada ne ülkemizde nükleer santral istemiyoruz. Ülke geleceğimizin nükleer felaketlerle yok edilmesine izin vermeyeceğiz.  

Ülkemize felaket getirecek nükleer santrallara karşı duyarlı tüm kurumları ve nükleer karşıtlarını mücadeleye çağırıyor, mali açıdan büyük kamu zararı doğursa da “nükleer santralı kapatacağız” demeyen hiçbir siyasi partiye oy vermeyeceğimizin altını çiziyoruz.

“YAŞAMIN DEVAMLILIĞI ESAS OLMALIDIR”

Nazım Usta der ki:”Aslolan hayattır.”  Yaşamın devamlılığı esastır.

Bugün ve yarın Mersin’de, Türkiye’nin her yanında ve Kıbrıs’ta nükleer karşıtı aktivistler, nükleer karşıtı platformlar, demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler ve tüm nükleer karşıtları bu uyarıları bir kez daha hep beraber hep bir ağızdan haykırıyorlar:

ÜLKEMİZİN BU FELAKETE SÜRÜKLENMESİNE SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ!

  • AKKUYUNUN NÜKLEER SAHA HALİNE GETİRİLMESİNİ REDDEDİYORUZ!

  • AKKUYUYA NÜKLEER YAKIT GETİRİLMEMELİ!

  • NÜKLEER YAKITINI AL DA GİT!

  • NÜKLEERE İNAT YAŞASIN HAYAT!

MERSİN VALİLİĞİ’NDEN “STATÜ VE NÜKLEER” AÇIKLAMASI GELDİ

Öte yandan Mersin Valiliği’nden bugün yapılan açıklamada, açılışın 16.00’ya ertelendiği ifade edilirken Akkuyu Nükleer Santral projesine ilişkin şu ifadeler kullanıldı:

İlk nükleer yakıtın sahaya getirilmesi ile Akkuyu NGS “nükleer tesis” statüsü kazanacaktır.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi Hakkında Bilgiler:

1- Akkuyu NGS ile;

Türkiye’nin elektrik arzının %10’u karşılanacak.

CO2 salımı yıllık 35 milyon ton azalacak.

Projeye 6,5 milyar $ yerli katkı sağlanacak.

Yıllık 7 milyar m3 doğalgaz ithalatı önlenecek.

2- Rusya’ya nükleer enerji eğitimi için gönderilen öğrenciler

317 öğrenci eğitim için Rusya’ya gönderildi.

Rusya’dan dönen 291 yüksek nükleer mühendis Akkuyu’da iş başı yaptı. 26’sı eğitimine devam ediyor.

MEB YLSY bursu ile yaklaşık 500 öğrenci yurtdışında eğitim görmek üzere seçildi.

3- Akkuyu NGS inşaatında son durum

Ünitenin tamamında Nükleer Düzenleme Kurumundan (NDK) alınan inşaat lisansı ile çalışmalar devam ediyor.

Dünyada sadece 5 adet bulunan dünyanın en büyük vinçlerinden iki tanesi (Liebherr LR 13000) Akkuyu NGS’de görev yapıyor.

Dünyanın en büyük nükleer güç santrali şantiyesi ülkemizdedir.

Şantiye sahasında en yoğun dönemde yaklaşık 30.000 kişi çalışıyor. Çalışanların %80’i Türk.

Akkuyu NGS projesinde başta nükleer enerji, inşaat, elektrik elektronik olmak üzere 600’ü aşkın Türk mühendis görev yapıyor.

Akkuyu projesi NDK, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlar ile uluslararası bağımsız denetim kuruluşlarınca sürekli denetlenmektedir.

4- Dünya’da nükleer:

Avrupa Komisyonu 2 Şubat 2022 itibarıyla nükleer enerjiyi yeşil enerji olarak kabul etmiştir. (10 AB üyesi ülke, nükleer “yeşil enerji” olarak kabul edilsin çağrısı yapmıştı “Fransa, Polonya, Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Macaristan, Romanya, Slovakya ve Slovenya”)

Hollanda ve İsveç nükleere desteğini açıkladı.

Dünya 422 reaktör işletmede, 57 tanesi inşa halinde.

Avrupa’da 170 reaktör işletme, 16 reaktör inşa halinde.

AB elektriğinin %25’ini nükleerden karşılıyor.

ABD’de 92, Fransa’da 56, Çin’de 56 ve Rusya’da 37 nükleer reaktör işletmede.

Macron, iklim değişikliği hedeflerini tutturmak ve enerji arz güvenliği için ülkesinde yeni nükleer santraller yapılacağını açıkladı.

Birleşik Krallık, önümüzdeki dönemde 8 adet NGS kuracağını açıkladı.

Güney Kore, Japonya, Fransa ve Polonya son dönemde aldığı kararlar doğrultusunda nükleer enerjiye daha fazla yatırım yapmayı planlıyor.

YAKIT TRANSFERİ ÖNCESİ AKKUYU PROTESTOLARINDA GÖZALTI...

Öte yandan bugün gerçekleştirilecek yakıt transferi öncesi Türkiye’nin farklı noktalarından harekete geçen nükleer karşıtları, Akkuyu’ya doğru yola çıktı.

Yurttaşlar yolculukları sırasında jandarma ekipleri tarafından ‘kimlik kontrolü’ bahanesiyle durduruldu.

TİP MERSİN MİLLETVEKİLİ ADAYI GÖZALTINA ALINDI

Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ne karşı eylem yapan TİP Mersin 1. Sıra Milletvekili Adayı Hakan Güneş ile bir parti üyesi ve bir Nükleer Karşıtı Platform (NKP) üyesi gözaltına alındı.