ABD'nin The New York Times gazetesinden Lydia Polgreen, 6 Şubat'ta Maraş'ta meydana gelen depremlerin yarattığı yıkımı ve ardından hükümete gösterilen tepkileri konu alan bir makale kaleme aldı. Polgreen, 'Devlet bu insanları yüzüstü bıraktı. Böyle ölmek zorunda değillerdi' başlıklı makalesinde, "Deprem, Erdoğan'ın güçlü adam imajını sarstı ve otokratik yönetiminin özündeki tezatı gözler önüne serdi" değerlendirmesinde bulundu.

Bu tezatın ne olduğunu anlatan Polgreen, "Gücünün ve yetkinliğinin sınırsız olduğu konusunda ısrarcı olan bir hükümet, bir felaket karşısında ortada görünmediğinde kaçınılmaz olarak hayal kırıklığına uğratacaktır. Güvenlik ve emniyet için özgürlük şeklindeki örtülü alışveriş çok kötü bir anlaşmaymış gibi görünmeye başlar" dedi.

'BU AFETLE İLGİLİ DOĞAL OLAN HİÇBİR ŞEY YOK'

Makalesinde deprem bölgesinde konuştuğu depremzedelerin ifadelerine de atıfta bulunan Lydia Polgreen, "Gittikçe otokratikleşen Erdoğan'ın yönetimindeki Türkiye hükümeti, katlanılmaz kayıpları kimsenin hazırlıklı olamayacağı devasa boyutlardaki bir felaket gibi göstermeye çalıştı. Fakat konuştuğum çok az insan buna kandı" yorumunu yaptı.

Lydia Polgreen'in aktardığına göre, Adıyaman'dan gönüllü bir arama-kurtarma çalışanı kendisine, "Bu afet ile ilgili doğal olan hiçbir şey yok. Devlet bu insanları yüz üstü bıraktı. Böyle ölmek zorunda değillerdi" demişti.

'HİÇBİR ŞEY HALKIN GÜVENİ KADAR ÇOK SARSILMADI'

"Tüm bu ölüm ve yıkım arasında hiçbir şey Türk halkının hükümetlerine olan güveni kadar sarsılmadı" değerlendirmesinde de bulunan Polgreen, AKP'nin 1999 Marmara depreminden sonra iktidara geldiğini hatırlatarak, "Bu şekilde olmak zorunda değildi. Erdoğan ve partisi, İstanbul depreminin ardından iyi yönetişim ve kamu güvenliği sözü vererek iktidara gelmişti" dedi.

Yaklaşan genel seçimlere de işaret eden Polgreen, makalesine son verirken, "Geçtiğimiz hafta Erdoğan seçimlerin takvime uygun bir şekilde yapılacağını söyledi. Türkiye, şu anda keder ve öfke içinde. Ülkede en son büyük bir deprem olduğunda bu keder ve öfke, vatandaş ve devlet arasında yeni bir uzlaşma olasılığına ve önceki rejimin merkezi, otokratik tarzının reddine kanalize edilmişti. Mayıs ayındaki seçimlerin özgür ve adil bir şekilde yapılmasına izin verileceği varsayılırsa, Erdoğan ve partisi, ümit vaat eden bir başlangıca rağmen bu rüyayı yerle bir ettiyse, Türk halkına yeniden denemesi için ender bir şans daha sunabilir" değerlendirmesini paylaştı.