GÜNDEM

82 barodan Başsavcı’nın ‘rüşvet’ mektubu açıklaması: Sürecin takipçisi olacağız

Türkiye Barolar Birliği, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar'ın HSK'ya yazdığı ve adliyedeki rüşvet çarkını anlattığı mektubuyla ilgili açıklama yaptı. 82 baronun imzasıyla yayımlanan açıklamada, mektupta ortaya konulan vakaların 'hakimlerin tarafsızlığına gölge düşürecek nitelikte olduğu' vurgulanarak, etkili soruşturma talep edildi.

Abone Ol

Türkiye Barolar Birliği (TTB), İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar tarafından gönderilen ihbar dilekçesinde bahsedilen rüşvet ve diğer vakalarla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, “Beklentimiz, ilgili kişilerin lekelenmeme haklarına da riayet edilmek suretiyle, adalet ve yargı sistemimizin bu tür iddialar karşısında ivedilikle harekete geçeceğinin açık bir şekilde gösterilerek, kamuoyunda yargının zarar görmesinin engellenmesidir” denildi.

TTB, 82 baronun imzasıyla ortak basın açıklaması yayınladı. Açıklamada, Başsavcı Uçar’ın ihbar dilekçesinde; uyuşturucu kaçakçılarının, yasa dışı bahisçilerin rüşvetle tahliye edildiği ve haberlere erişim engeli kararlarının para karşılığı verildiği iddialarının araştırılması istendi.

“Yargı Mensuplarının Yüklendikleri Ağır Sorumluluk, Her Türlü Şüphenin Aydınlatılmasını Gerektirir” başlığıyla yayınlanan açıklamada, “İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı ile Hâkimler ve Savcılar Kurulu arasındaki resmî yazışmaların bir kısmı kamuoyuna yansımış ve gündem hâline gelmiş; ardından bu konuya ilişkin yayın ve erişim yasağı getirilmiştir. Resmî yazışmalarda dile getirilenler soyut ve gerekçesiz söylemler değil, bir Cumhuriyet Başsavcısı tarafından ortaya konan iddialardır” denildi.

‘TEK BİR ŞÜPHENİN DAHİ VARLIĞINI KALDIRMAZ’

Yargının “şüphe kaldırmayacağı” vurgulanan açıklamada, “Yargının işleyişinde etik ilkelerin gözetildiğinin görülmesi, yurttaşların yargıya güvenini artırarak hukukun üstünlüğünü pekiştirecektir. Çünkü adaletin yalnızca tecelli etmesi yetmez; tecelli ettiğinin görülmesi de gerekir. Bunu sağlamanın yolu, şeffaf ve hesap verebilir bir sistemin inşa edilmesinden geçer. Münferit vakalarda, yargı mensupları hakkında en küçük bir şüphe dahi, bütün bir adalet ve yargı sisteminin sorgulanmasına sebep olacaktır. Zira yargı mensuplarının yüklendikleri ağır sorumluluk, tek bir şüphenin dahi varlığını kaldırmaz” ifadelerine yer verildi.