Zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 676 bin çocuk eğitim sisteminin dışında bulunuyor. Okul dışında kalan çocuk sayısının en fazla olduğu yaş grubunun 14-17 yaş aralığı olması, okul terklerinin en çok lise kademesinde yaşandığının somut bir göstergesi olarak gösteriliyor. 

Cumhuriyet'ten Figen Atalay'ın haberine göre; Türk Eğitim Derneği’nin (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM tarafından 2021 Eğitim Değerlendirme Raporu hazırlandı. Rapor, “Yönetişim ve Finansman”, “Temel Eğitim ve Ortaöğretim”, “Mesleki ve Teknik Eğitim”, “Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri”, “Ölçme Değerlendirme ve Kademeler Arası Geçiş” ile “Öğretmenlik ve Mesleki Süreç” olmak üzere altı bölümden oluşuyor.

Rapordaki bazı tespitler ve öneriler şöyle: 

- Küresel salgının oluşturduğu “yeni normal” süreçte daha güçlü ve olası krizlere daha dayanıklı bir eğitim sistemi için kapsamlı bir eylem planı oluşturulmalıdır.

- İçinde bulunduğumuz çağ, eğitimde mevcut eksikliklerin giderilmesinin ötesinde yenilikçi yaklaşımlar benimsemeyi gerektirmektedir.

BÜTÇE PLANLAMASI YAPILMALI

- Covid-19 salgınının eğitim-öğretim süreçlerinde yol açtığı hasarı gidermek ve gerekli iyileştirmeleri sağlamak üzere ek bir bütçe planlaması yapılmalıdır.

- Eğitim ve öğretim sürecinin sekteye uğradığı 1.5 yılda oluşan öğrenme kayıplarını gidermeyi hedefleyen etkili, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir telafi eğitimi politikası geliştirilememiştir.

- Erken çocukluk eğitiminin yaygınlaştırılarak beş yaşta okulöncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınamaması, 2021 yılında da eğitim sisteminin öne çıkan sorunlarından biri olmuştur.

- Covid -19 salgını sürecinde başlayan özel okul ve öğrenci sayısındaki düşme eğilimi 2021 yılında da devam etmiş, özel okullarda istihdam edilen öğretmen sayısında ilk kez düşüş yaşanmıştır. 

- Mesleki eğitimde uzaktan eğitim sürecinin ardından ortaya çıkan ve çıkabilecek okul terklerine karşı önlemler alınmalıdır.

- Mesleki eğitimin tercih edilme düzeyini gösteren veriler düzenli olarak değerlendirilmeli ve şeffaf bir biçimde kamuoyuyla paylaşılmalıdır.

- Türkiye’deki 15 yaş grubu her beş öğrenciden biri yaşamından memnun değildir.

- Okulların açılma ve kapanma süreçlerine yönelik etkili bir karar modelinin oluşturulamaması salgın sürecinde eğitim yönetişimiyle ilgili sorunlara yol açmıştır.

ÖĞRENME KAYBI YAŞANIYOR

Raporun özel gereksinimi olan çocuklarla ilgili bölümde şu tespitler bulunuyor: 

- Salgın döneminde okuldan ayrı geçirilen süreler, özel gereksinimli öğrenciler için olağan gelişim gösteren akranlarına kıyasla daha fazla öğrenme kaybı anlamına gelmektedir. 

- Özel eğitim alanında sunulan desteklerin artmasına karşın özel eğitime ihtiyacı olan her çocuğun bu hizmetlere erişimi mümkün olmamaktadır.

- Özel eğitim alanında salgınla birlikte yeni oluşan ihtiyaçlara yönelik destekler sağlanmasına karşın öğrencilerin dijital becerileri bu konuda sınırlılık oluşturabilir.

- Özel eğitim personelinin ve öğretmenlerinin mesleki becerileri ve yeterlikleri yeni krizlere dayanıklı olacak şekilde desteklenmelidir.

SINAVSIZ YERLEŞTİRME YAPILABİLİR

Sekiz yıllık temel eğitimin sonunda öğrencilerin kayda değer bir kısmının sözel ve sayısal alanda oldukça düşük performans gösterdiğine dikkat çekilen raporun, liselere geçiş sınavı ile ilgili bölümü şöyle: 

“Merkezi sınav puanı ile yerleştirme yapılan yaklaşık her 10 programdan beşine, başarı sıralaması yüzde 10’luk dilimden daha düşük öğrenciler yerleşebilmiştir. 2020 yılına kıyasla yüzde 10’luk dilime giren öğrencilerin yerleştiği Anadolu meslek, Anadolu teknik ve Anadolu imam hatip liseleri program sayıları azalmıştır. Son üç yıldır Anadolu teknik programları, Anadolu meslek programları ve Anadolu imam hatip liselerine yerleşen başarı düzeyi en düşük öğrencilerin yüzdelik dilimi yüzde 99 dolayındadır. Bu durum, bir ortaöğretim kurumunun sınavla öğrenci alan okullar arasına alınmasının, o okulu başarı dilimi yüksek öğrencilerin seçeceği anlamını taşımadığının bir göstergesidir. Yüzdelik dilimi belirli bir oranın üzerinde olan öğrencilerin yerleştiği okullar sınavla öğrenci alan okullar kapsamından çıkarılarak sınavsız yerleştirme yapılabilir. ”

NEDEN OKULU TERK EDİYORLAR? 

Raporda, yaşa göre okullaşma verileri, 2020-2021 öğretim yılında zorunlu eğitimde olması gereken yaklaşık 676 bin çocuğun okul dışında kaldığını açığa çıkarıyor. Okullaşma oranının en düşük ve okul dışında kalan çocuk sayısının en fazla olduğu yaş grubunun 14-17 yaş aralığı olması, okul terklerinin en çok lise kademesinde yaşandığının somut bir göstergesi olarak nitelendiriliyor. Raporda, “Bu yaş aralığındaki her 10 çocuktan biri zorunlu eğitimde olması gerektiği halde okul sistemine kayıtlı değildir. Zorunlu eğitimin tamamlanamaması, bireylerin geleceğini olumsuz etkilediği gibi ülkelerin ekonomik ve toplumsal kalkınma planlarının başarıya ulaşmasını engelleme riski de taşımaktadır. Bu nedenle zorunlu eğitim sürecinde okul terki meselesinin eğitim sisteminin önemli sorun alanlarından biri olarak ele alınması ve okul terkine yol açan nedenlerin belirlenerek bu meseleye yönelik yenilikçi çözümlerin geliştirilmesi gerekmektedir” deniliyor.

ERİŞİM ORANLARI OKULÖNCESİNDE GERİLEDİ

Raporda 2020-2021 öğretim yılında okulöncesi eğitime erişim oranlarının son yılların en düşük değerine gerilediği belirtiliyor. Okul öncesi eğitimde net okullaşma oranları şöyle: n 3-5 yaş aralığında: yüzde 28.35 n 4-5 yaş aralığında: yüzde 36.79 n 5 yaşta: yüzde 56.89

İKİLİ EĞİTİM SALGIN DÖNEMİNDE ARTTI 

İkili eğitimde okuyan öğrenci oranlarının salgın döneminde de yüksek seyrettiği belirtilen raporda, “2020-2021 öğretim yılında ikili eğitimde okuyan öğrenci oranlarının ilkokulda yüzde 37.3, ortaokulda yüzde 27.6 ve lisede yüzde 4.2 olması, salgın öncesinde de var olan ve henüz çözümlenemeyen bu meseleye yeniden dikkat çekmektedir. İkili eğitim, fiziki altyapı yetersizliğinden kaynaklanan kalabalık sınıf sorununun çözümü için başvurulan bir uygulamadır” denildi.