HABER: Fatoş Erdoğan

25 Kasım Kadın Platformu üyeleri, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde Taksim'de yaşadıkları polis şiddetine dair  Çağlayan Adliyesi'nde yapacakları suç duyurusu öncesi adliye önünde basın açıklaması düzenledi. 

666c00cf-765b-4bde-bcd0-2dc67475a669

Çağlayan Adliyesi'nde bir araya gelen 25 Kasım Kadın Platformu üyeleri,  "Kadınları Değil, Erkek Şiddetini Engelle!" pankartı açtı. Basın açıklamasını kadınlar adına Meltem Yalçın okudu.

Yalçın, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde 25 Kasım Kadın Platformu olarak her yıl olduğu gibi bu yıl da Taksim Tünel Meydanı’nda toplanmak üzere çağrı yaptıklarını ama devletin, kadınların şiddete karşı güvenli bir şekilde buluşmasını sağlamak yerine, tüm gücünü kadınları engellemek için seferber ettiğini söyledi. Beyoğlu Kaymakamlığı’nın 24 Kasım günü yayınladığı hukuksuz yasak kararına karşı iptal davası açtıklarını belirten Yalçın, "25 Kasım gecesi yaşananlar da kamu düzenini kimin bozduğunu, toplumsal iç barışı kimin tehdit ettiğini, kimin hak ve özgürlükler sorunu yarattığını bir kez daha açıkça gördük" dedi.  

25 Kasım günü öğlen saatlerinden itibaren Beyoğlu, Şişhane ve Karaköy'ün polis tarafından abluka altına alındığını ve Metro'nun kapatıldığını söyleyen Yalçın insanların seyahat hakkı engellendiğini vurguladı. Bütün bu ablukaya rağmen Tünel'e çıkan sokaklarda, Şişhane'de, Galata'da ve Karaköy'de polis engelini aşıp toplanan ve yürüyüş başlatan kadınlar polis tarafından çevrelenip darp edilerek gözaltına alındığını söyleyen Yalçın, "gözaltı işlemi sırasında hiç bir uyarı yapılmadı, polis en başından itibaren hakaret ve taciz içeren sözlerle, kalkanla, tekme ve yumruklarla şiddet uygulayarak, bayıltarak, kimimizin bacağını kırarak, kimimizi kan içinde bırakarak ve ters kelepçe yaparak bizleri gözaltına aldı" dedi.  

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde İstanbul’da en az 216 kadın gözaltına alındığını açıklayan Yalçın sözlerine şöyle devam etti:

"Gözaltılar sırasında bilinçli olarak ölüme veya sakat bırakmaya sebebiyet verebilecek kadar ağır darp, trans kadınlara dönük taciz ve transfobi, tutanaksız olarak telefonlara ve dijital aletlere el konulması, gözaltında çıplak arama dayatması, doktorların şiddete maruz kalan arkadaşlarımızı muayene etmemesi, şikayetlerini kayıt altına almaması başta olmak üzere pek çok hak ihlali, daha birçok keyfi işlem ve işkence yöntemi uygulandı. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde İstanbul’da en az 216 kadın gözaltına alındı. İki arkadaşımız Selimpaşa Geri Gönderme Merkezi'ne gönderildi ve haklarında sınır dışı kararı çıkarıldı. Bu eylemler sırasında sadece kadınlar değil, eylemi takip eden basın mensupları ve karakol işlemlerinde yanımızda olmak isteyen avukatlar da şiddete maruz bırakıldı.

Bizler bütün bu şiddete rağmen 25 Kasım her yeri eylem alanına çevirdik ve eylemimizi gerçekleştirdik. Ancak bizlere uygulanan şiddeti kabul etmiyoruz. Prosedür denilerek işkence ve kötü muamelenin normalleştirilmesini, kadınların canına kast ederek susturmaya çalışan bu yeni polis şiddeti ‘konseptini’ asla kabul etmiyoruz. Suç duyurularımız ve disiplin soruşturması başvurularımız devam edecek. Biz kadınlar haklarımızdan, hayatlarımızdan, mücadelemizden, özgürlüğümüzden, eşitlikten asla vazgeçmeyeceğiz. Sokaklarda görüşmek üzere."

 Taksim’de ve çevresinde gözaltına alınan kadınların işlemlerini takip etmek için emniyete giden avukatlar da şiddete uğradı. Av.Diren Göymen yaşanan şiddeti ve hukuksuzlukları anlattı. Göymen, bu hukuksuzluklara karşı mücadele etmeye devam edeceklerinin altını çizdi.

Taksim’de avukat olduğunu defalarca bildirmesine karşı ağır polis şiddetine uğrayan Av.Fulya Dağlı polisin herhangi bir dağılma uyarısı yapmadan kadınlara şiddet uyguladığını söyledi. Dağlı,  "sanmasınlar ki polis şiddetine uğrayan kadınlar susacak, evde oturacak bizler tüm neşemizle, dayanışmamızla buradayız mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.