Evrensel  Gazetesi muhabiri Metin Göktepe, 8 Ocak 1996’da, haber izlemek üzere gittiği Alibeyköy’de polislerin şiddetine maruz kalmış ve dövülerek öldürülmüştü. Öldürüldüğünde 28 yaşındaydı, Metin Göktepe'nin  öldürülmesinin üzerinden 28 yıl  geçti.

Metin Göktepe'nin ablası Meryem Göktepe, dokuz8'den Fatoş Erdoğan'a konuştu. '90'ların karanlığının' hala devam ettiğini belirten Meryem Göktepe şunları dile getirdi:

"28 sekiz yıl önce 28 yaşında kaybettik Metin'i, bizden kopardılar.  

Metin, gülüşünü, düşünü, yüreğimizde, gönlümüzde büyüterek sürdürüyoruz. İyi  ki bu dünyadan Metin Göktepe geçti.  Çok özlüyorum onu. O kadar çok  özlüyorum ki.

Metin Göktepe gazeteciliği hâlâ büyüyerek devam  ediyor. Yani onca baskıya, onca öldürmelere, onca şiddete rağmen hala  gazetecilik, inadını sürdüren, Metin'in adını sürdüren gazeteciler var.  Bu umut verici"

Gezi Direnişi'nde katledilen Berkin Elvan'ın  babası Sami Elvan da Metin Göktepe'yi mezarı başında andı. Sami Elvan, oğlunun katledilişinin altında Alevi kimliği olduğunu söyleyip şunları dile getirdi:

"Metinle  Berkin'in bir benzerliği var. Başta Alevi kimliği bunu söylemek  istiyorum. Bütün halklardan özür diliyorum. Benim böyle bir ayrımım yok  ama başta Alevi kimliği. Metin'i tanıyorlardı katlettiler. Benim oğlumu  da tanıyorlardı katlettiler.

Bir benzerlikleri daha var. Kaşları  aynı. Martı kaşlı çocuklar. Bu ülkenin geleceğini yok eden bir tetikçi  grubu var.  Metinler ve Berkinler diğer  demokrasi şehitleri bu ülkede  yaşayacak. Ben onların yaşadığına yürekten inanıyorum."

Metin Göktepe'nin mezarı başında yapılan anmada konuşan İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri de şunları ifade etti:

"Metin ve Metinler aslında bu karanlığı yani geleceğimizi özgürlüklerimizi  Adaleti tehdit eden bu karanlığı aydınlatan meşalelerdi. Bugün bu  meşaleler yanmaya devam ediyor. Ve biz bugün hakikatsiz özgürlük  mücadelesi olmayacağını biliyoruz. Hakikatsiz, demokrasi, hakikatsiz  insan hakları mücadelesinin başarıya ulaşamayacağını biliyoruz.  Hakikatsiz bir aydınlanma, bir aydınlık söz konusu değil geleceğimiz  için. O yüzden. Sevgili metin şahsında, onun mücadelesi şahsında,  hakikatin ortaya çıkartılması, karanlıkların aydınlatılması  mücadelesinin yükseltilmesine ihtiyacımız var"