Evrensel gazetesinin 29 Ağustos tarihli manşetinde yer alan ve organize suç örgütü liderliğinden aranan Sedat Peker’in AKP’li bürokratlara dair rüşvet iddialarını içeren haberi, Serhat Albayrak tarafından tekzip edildi. Tekzip haberi gazetenin manşetinde yayınlanırken,  yer vermiştik. Turkuvaz Medya Grubu Başkan Vekili Serhat Albayrak’ın şikayeti üzerine, İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hakimliği tekzip kararı verdi.

Gazetenin genel yayın yönetmeni Fatih Polat, tekzip ile ilgili yazdığı yazıda şunları söyledi:

"Söz konusu manşetimizde, Sedat Peker’in, “Deli Çavuş” adlı Twitter hesabından, Bank Asya’nın yöneticiliğini yapan Eski Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu ve Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu’nun da adını zikrederek gündeme getirdiği yolsuzluk ve rüşvet ağı iddialarını yayımlamıştık. Peker’in, Eski SPK Başkanı Taşkesenlioğlu’nun arkasındaki gücün Eski Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak olduğu iddiası da haberde yer almıştı. Tekzip, bu iddiaya dair.

Bilindiği gibi, o rüşvet iddiaları Marka Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mine Tozlu Sineren tarafından doğrulanmıştı.

Bugün yer verdiğimiz bir başka tekzip de yine aynı konuda. Yazarımız İhsan Çaralan’ın, “Peker’in ifşaları Beştepe’nin ‘Harim-i İsmet’ine kadar dayandı!” başlığıyla 31 Ağustos 2022 tarihli Evrensel’de yayımlanan yazısına dair bu tekzip kararı da aynı mahkeme tarafından yine Serhat Albayrak’ın başvurusuyla alındı.

Tekzip kararlarında “Gazetecilik etiğinin ayaklar altına alındığı” iddiası var. Ortada böylesine ciddi iddialar varken ve adı geçenler tarafından doğrulanmışken, gazetecinin görevi bu iddialara kulaklarını tıkamak mıdır? Öyle yaptığımız zaman mı gazetecilik etiğine uygun davranmış olacağız? Ayrıca Peker’in Serhat Albayrak ile ilgili iddiasını araştırmak yargının görev alanına girmiyor mu?

Albayrak’ın avukatının, sulh ceza hakimliği kararı ile önümüze tekzip metni olarak konulan gazetecilik ile ilgili iddiaları konusunda bir basın meslek örgütünden bilirkişi raporu istense nasıl bir sonuç çıkardı bir düşünün.
Güncel bir hatırlatma daha. Bu yılın Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Annie Ernaux, ödülün ardından verdiği demeçte, genç yazarlara şu tavsiyelerde bulundu: “İlki, çok okumalısınız. Çok okumadan yazmak mümkün değil. İkinci tavsiyem, iyi yazmaktan çok, dürüst yazmaya çabalamaları. İkisi aynı şey değil.”

Konumuz bağlamında ikinci tavsiye çok önemli: Dürüst yazmaya çabalamak.

Bir gazete eğer gerçekten eksik ve yanlış gazetecilik yaptığı için tekzip kararı yayımlarsa bu gerçekten mahçup edici bir durumdur. Mutlaka ders çıkarmak gerekir. Ama bizim yayımladığımız tekzip, Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin ‘Gazetecinin Sorumluluğu’ başlıklı bölümündeki şu vurgu ile birlikte düşünülmeli: “Gazeteci; basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüstçe kullanır. Bu amaçla her türlü sansür ve otosansürle mücadele eder. Gazeteci, önce halka ve gerçeğe karşı sorumludur. Bu sorumluluk kamu otoriteleri ve işverenine olan sorumluluklarından önce gelir.”

AKP’yi destekleyen mitingler düzenlediğinde iktidar basınında saygın ifadelerle haber olan, hatta devletin savcısının kendisine kahve ısmarlayıp öneriler yaptığı bir isim olan Peker’in bugün iktidar çevrelerine dair ifşalarına yer vermek basın etiğine aykırı öyle mi?

Yani iktidarı destekleyince haberdir ama eleştirince haber yapmak basın etiğine aykırıdır.
Bu arada, Serhat Albayrak’ın, gazetemizin yazarlarından Ceren Sözeri’nin 6 Nisan 2019 tarihinde yayımlanan ‘AKP’ye kim oy kaybettirdi?’ başlıklı yazısı nedeniyle yazarımız ve gazetemiz hakkında açtığı 200 bin TL’lik tazminat davası da devam ediyor. 1 Mart’ta 8. duruşma görülecek.

Anlayacağınız, hayat Serhat Albayrak’a güzel. Her şikayeti davaya dönüşüyor. O istiyor gazetelere tekzip yağıyor, gazeteciler, yazarlar yargılanıyor, televizyon kanallarına ceza yağıyor.

Türkiye akıl sınırlarını zorlayan bu cendereye bizi mahkum eden siyasal iklimden kurtuluncaya kadar benzer kararlarla karşılaşabiliriz. Yani dürüst davranmakta, halkın haber alma hakkından ödün vermemekte ısrar ettiğimiz için iktidar çevrelerine dokunan konularda başka tekzip kararları da yayımlamak durumunda kalabiliriz.

Bağlarken, bu vesileyle bir kez daha söyleyelim. Gazetecilikten ve dürüstlük ilkesinden asla taviz vermeyeceğiz."