Bianet’in haberine göre, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Kadın Politikaları Başkanı Elif Esen, 80 yaşındaki hasta mahpus Makbule Özer ile ilgili açıklama yaptı.

Esen, yazılı açıklamasında, Adli Tıp Kurumu'na (ATK) sevk edilen Makbule Özer'in "Kürtçe tercüman olmadığı" gerekçesiyle şikayetleri dinlenmeden hapishaneye geri gönderilmesine tepki gösterdi.

Adalet Bakanlığı'nın konuyla ilgili açıklamasını da eleştiren Esen, "Bunda adalet, akıl, mantık, vicdan var mıdır? Nasıl bir sorumsuzluktur? Türkçe bilmeyen yaşlı bir hasta, derdini ne kadar anlatabilir hareketlerle" dedi. 

Parti olarak anadilde eğitim ve hizmet hakkını benimsediklerini ifade eden Elif Esen, konuyla ilgili özetle şunları kaydetti:

"BU NASIL BİR SORUMSUZLUK?"

"2 yıl 1 aylık hapis cezası sonrası 9 Mayıs'ta tutuklanan ve ağır sağlık sorunları yaşayan 80 yaşında bir kadın tutukludan bahsediyoruz.

"Muayeneye gidiyor, tercüman olmadığı için hareket diliyle muayenesinin gerçekleştiği ve bunun da yeterli olduğu ifade ediliyor resmi makamlardan. Bunda adalet, akıl, mantık, vicdan var mıdır? Nasıl bir sorumsuzluktur?

"Türkçe bilmeyen yaşlı bir hasta, derdini ne kadar anlatabilir hareketlerle? Tutuklu olması, en temel hakkından mahrum kalmasına sebep sayılabilir mi?

"Hayati önemi haiz bu konunun birçok boyutu bulunmakla beraber esasında bu sorun, Kürt vatandaşlarımızın demokratik hak, özgürlük ve eşit vatandaşlık haklarına yaklaşım anlayışı ile ilgilidir. Açıklama yapan makamın Adalet Bakanlığı olması da ayrıca anlamlıdır.

"TEMEL BİR İNSAN HAKKI"

"DEVA Partisi olarak, anadilin bir sorun alanı haline getirilmesini doğru bulmuyoruz. Resmi ve ortak dilimiz olan Türkçenin iyi öğretilmesi esas olmakla birlikte, anadile ilişkin talepleri, vatandaşlarımızın kültürel farklılıklarının tanınması, temel bir insan hakkı ve ninnisini ana dilinde dinleyen çocuklar için pedagojik bir gereklilik olarak ele alıyoruz.

"Bu itibarla; anadil hakkı kapsamında bütün vatandaşlarımızın anadillerini kullanmaları ve geliştirmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmayı hedefliyoruz."

BAKANLIK: TERCÜMAN İHTİYACI DUYULMADI

Adalet Bakanlığı, Makbule Özer'e ilişkin haberlerle ilgili dün (27 Ağustos) yazılı bir açıklama yaparak şöyle demişti:

"Bazı basın ve medya kuruluşlarında yer alan 'ATK, Kürtçe tercüman yok diyerek 80 yaşındaki Özer'in hastalık öyküsünü dinlemedi' şeklindeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır.

24 Ağustos Çarşamba günü kurumumuza muayene için Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gönderilen hükümlü Makbule Özer'in Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu tarafından yapılan muayenesinde, hekimler ve hasta arasında herhangi bir iletişim sorunu yaşanmamış, muayenesi sırasında kendisinden istenen hareketleri anlamış ve doğru bir şekilde uygulamış, bu nedenle tercüman ihtiyacı duyulmamış, kendisinin ve avukatının da tercüman talebi olmamıştır.

"Ayrıca kurumumuzda ihtiyaç halinde bilirkişi olarak İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, Arapça, Kürtçe, Lazca vb. birçok dilde tercümanlık yapabilecek personel ve hekim bulunmaktadır.

"Resmi bilirkişilik faaliyeti yürüten, ulusal ve uluslararası alanda bilimsel saygınlığı ile bilinen kurumumuza yönelik asılsız ve gerçek dışı haberlere itibar edilmemelidir."

"ÖZÜRLERİ KABAHATLERİNDEN BÜYÜK"

Elif Esen, konuyla ilgili sosyal medya hesabından da bir açıklama yapmış, Adalet Bakanlığı'nın iddialara ilişkin açıklamasından da alıntı yaparak "'Özrü kabahatinden büyük' denir buna" yorumunda bulunmuştu:

NE OLMUŞTU?

Van'ın Edremit ilçesinde yaşayan Makbule Özer (80) ve Hadi Özer (70), 10 Mayıs 2022'de "yardım ve yataklık" suçlamasıyla tutuklandı.

Özer çiftinin evlerine 24 Temmuz 2018'de evde bir "örgüt üyesi" olduğu iddiasıyla baskın yapılmıştı.

Baskında tüm aile bireyleri gözaltına alındı. Makbule Özer ve Hadi Özer hakkında "yardım ve yataklık" suçlamasıyla dava açıldı. Dava sonucunda çifte 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Yargıtayın cezayı onamasının ardından Özer çifti, tutuklanarak Van Yüksek Güvenlikli Cezaevine gönderildi.