Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin il başkanlarıyla yaptığı toplantıda konuştu. Pazartesi günü AKP ile yapılacak son görüşme öncesi konuşan Erbakan, 31 Mart yerel seçimlerinde yüzde 20 oy alacaklarını öne sürdü. Erbakan, Mersin, Van, Bartın ve Uşak illerinin belediye başkan adayını açıkladı.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin il başkanları toplantısında gündeme dair açıklamalar yaptı. Yeniden Refah'ın üye kayıtları noktasında rekorlar kırmaya devam ettiğini belirten Erbakan, "Özellikle 2023 yılının son 4 ayında  adeta şaha kalkarak yüzde 40 büyüdük ve üye sayımızı 100 binden fazla artırdık. Kısa bir süre içinde MHP ve İyi Parti’yi de geride bırakıp, 3. Sıraya yükselmiş olacağız Allah’ın izniyle…" dedi.

"BİZİ GÖRMÜYORLARDI YÜZDE 6-7'YE ÇIKARDILAR"

2028’deki genel seçimlere doğru emin adımlarla ilerlemek ve 2028’de Milli Görüş'ü iktidar yapmak istediklerini belirten Fatih Erbakan, "14 Mayıs seçim sonuçları bizim için bir besmeledir, hayırlı bir başlangıçtır. O gün Yeniden Refah Partisi’ni görmezden gelen sözde anket firmaları bile bugün bizi 6-7 bandında gösteriyorsa, bilin ki 31 Mart’ta Allah’ın izniyle yüzde 20 oy alacağız" iddiasında bulundu.

"BELEDİYELERİ BORCA BATIRDILAR"

"89 ve 94 seçimleriyle işbaşı yapan Millî Görüş belediyeciliği hüküm sürerken, belediyeler laf değil hizmet üretti, milletin tek kuruşu boşa harcanmadı" diyen Fatih Erbakan, "Sonradan Millî Görüş’ten ayrılıp aynı belediyelerde koltuğa oturan aynı insanlar oldu, ama Millî Görüş bereketi olmadı, olamadı, belediyeleri boğazına kadar borca batırdılar" dedi.

MERSİN, VAN, BARTIN VE UŞAK'IN BELEDİYE BAŞKANI AÇIKLANDI

Erbakan, Yeniden Refah Partisi'nin 31 Mart Yerel Seçimleri için de bazı illerin belediye başkanı adayını açıkladı.

Açıklanan belediye başkan adayları şu şekilde:

  • Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İzzeddin Alkan,
  • Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Abdullah Sadıksoy,
  • Bartın Belediye Başkan Adayı Faruk Tutkun,
  • Uşak Belediye Başkan Adayı Erol Korkmaz. 

"PAZARTESİ İTTİFAK GÖRÜŞMELERİNDE SON NOKTAYI KOYACAĞIZ"

Erbakan, ayrıca pazartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yapılacak son görüşmenin ardından ittifak konusunda da son noktanın konulacağını aktardı.

Erbakan “Pazartesi günü son bir görüşme yapılmış olacak ve durum netleşmiş olacak. Bizim buradaki hedefimiz sadece Ankara, İstanbul ve İzmir’de büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde bir ittifak noktasındadır. Pazartesi günü son nokta konulmuş olacak, bir anlaşma söz konusu olmazsa bizim Ankara, İstanbul ve İzmir’de de belediye başkan adaylarımızla seçimlere gireceğiz, bu konuda hazırlıklarımız var”  ifadelerini kullandı.

Erbakan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"PARTİMİZ YÜZDE 40 BÜYÜDÜ"

"Yeniden Refah Partimiz üye kayıtları noktasında rekorlar kırmaya devam ediyor. Özellikle 2023 yılının son 4 ayında  adeta şaha kalkarak “yüzde 40” büyüdük ve üye sayımızı 100 binden fazla artırdık. Yeniden Refah Partimizin üye sayısı bugün itibariyle 367.650’ye yükselmiştir. Bu rakamlar Yeniden Refah Partimizin Türkiye’nin en hızlı büyüyen partisi olduğunun ispatıdır…

Yargıtay’ın bu hafta açıkladığı üye sayıları da Türkiye’nin en hızlı büyüyen partisi olduğumuzu göstermiştir. Şu anda üye sayısı bakımından Türkiye’nin 5. Partisi konumuna geldik. Kısa bir süre içinde MHP ve İyi Parti’yi de geride bırakıp,  3. Sıraya yükselmiş olacağız Allah’ın izniyle…

İnşallah 2024 yılında da bu yükselişimizi sürdüreceğiz, 31 Mart Yerel Seçimlerinde 400 binin üzerinde üyeyle gireceğiz ve milletimizin özlemle hasretle beklediği belediyelerde Milli Görüş iktidarını yeniden gerçekleştireceğiz."

"YÜZDE 20 OY ALACAĞIZ"

"Sonraki hedefimiz ise, 2028’deki genel seçimlere doğru emin adımlarla ilerlemek ve 2028’de milletimizi özlemle hasretle beklediği Milli Görüş iktidarı ile buluşturmaktır.  2023 14 Mayıs seçim sonuçları bizim için bir besmeledir, hayırlı bir başlangıçtır. O gün Yeniden Refah Partisi’ni görmezden gelen sözde anket firmaları bile bugün bizi 6-7 bandında gösteriyorsa, bilin ki 31 Mart’ta Allah’ın izniyle yüzde 20 oy alacağız. 89 ve 94 seçimleri öncesinde yolsuzluk ve borç batağındaki belediyeler hizmet veremez haldeydi, şehirlerin sokakları çöp çamur ve çukura teslim olmuştu. Ancak 89 ve 94 seçimleriyle işbaşı yapan Millî Görüş belediyeciliği hüküm sürerken, belediyeler laf değil hizmet üretti, milletin tek kuruşu boşa harcanmadı.

Sonradan Millî Görüş’ten ayrılıp aynı belediyelerde koltuğa oturan aynı insanlar oldu, ama Millî Görüş bereketi olmadı, olamadı, belediyeleri boğazına kadar borca batırdılar."

LGBTİQ+ BİREYLERİ HEDEF ALDI

Marifetin kişilerde değil, Milli Görüş gömleğinde olduğu ortaya çıktı. Bugün de Rantçı – Heykelci ve Örgütçü belediyecilik anlayışları belediyeleri ve vatandaşı perişan etmiştir. Tüm bu belediyecilik anlayışlarının sonucunda belediyeler borç ve faiz batağına saplanmıştır. Sokakları başıboş köpekler, parkları uyuşturucu çeteleri esir almıştır.

LGBT virüsü, belediye organizasyonlarına bulaşmıştır. Belediyeler, vatandaşa hizmet üreten değil, yandaşa rant üreten kurumlara dönüşmüştür. Peki çare nedir? Çare geçmişte olduğu gibi bugün de Milli Görüş’tür…

Yeniden Refah Partisi olarak 31 Mart’tan itibaren ahlaklı, faziletli, merhametli, liyakatli, dirayetli ve gayretli belediye başkanlarımızla, “Ahlaklı Belediyecilik” anlayışıyla milletimizin yüzünü yeniden güldüreceğiz.

Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde asgari ücrete bizim yeterli bulmadığımız oranda bir zam yapıldı…

Asgari ücretle çalışan bir işçi, 2003 yılında yıllık geliriyle “25,4 cumhuriyet altını” alabilirken, 2005 yılında “31,5 altın” alabiliyorken,  Asgari ücrete yapılan zam sonrası bugün ise “14,5 altın” alınabiliyor.

"ASGARİ ÜCRET 19 YILDA SADECE 8 AY AÇLIK SINIRIN ÜSTÜNDE"

"Ocak 2005’ten bu yana son 19 senede, yani 228 ayın sadece 8 ayında asgari ücret açlık sınırını aştı. Kalan 220 ayda asgari ücret dört kişilik bir ailenin gıda harcamasına yetmedi… Asgari ücretli milyonlar açlığa mahkum ediliyor… PISA kapsamında uygulanan ankette “Geçen 30 günde yiyecek alacak paranız olmadığı için kaç kere yemek yiyemediniz?” sorusu soruldu.Türkiye, OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında yüzde 19,2’yle, yiyecek parası olmadığı için son 30 günde en az bir kez yemek yiyemeyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke konumunda.

Dünya Bankası’nın ekim ayı küresel gıda enflasyonu sıralamasında yüzde 72 ile dünya 4’üncüsü olan Türkiye, hızla zirveye tırmanıyor.

OECD ülkeleri gıda enflasyonu ortalaması yüzde 7,4. Türkiye’deki gıda enflasyonu, OECD ortalamasının yaklaşık 10 katı. Enflasyon kesintisiz 59 aydır (5 yıldır) yükselirken, son 7 aydır temel ihtiyaç ürünlerinde fiyatlar katlanarak artıyor. Başta temel gıda ürünleri olmak üzere birçok ürün kaleminde mayıs-aralık arası dönemde fiyat artışları yüzde 250’leri aşmış durumda. Geçen 7 aylık süreçte kabak yüzde 251 gibi bir fiyat artışını görürken, peynir yüzde 118, tavuk yüzde 137’lik zamlar gördü. Et fiyatları geçen yılın aralık ayına göre iki kattan fazla artış gösterdi. Yumurta fiyatları aralık ayında geçen aya göre yüzde 17 artarak tanesi ortalama 4,45 TL’den satıldı. Yeni yıl, her zaman olduğu gibi bu sene de zam furyası ile başladı. MTV, Pasaport harçları, ÖİV, cep telefonu kayıt ücretleri ve trafik cezaları gibi ödemeler, yeniden değerleme oranında (yüzde 58,5)  zamlandı.Köprü ve otoyol geçiş ücretlerine de ciddi zamlar yapıldı. Karayolları Genel Müdürlüğünce işletilen otoyol ve boğaz köprülerinin geçiş ücretleri ortalama “yüzde 76” oranında, Yap - İşlet - Devret modeli kapsamındaki  otoyol ve köprülerin geçiş ücretleri ortalama “yüzde 50” oranında artırıldı. Enflasyonun en önemli tetikleyicilerinin başında gelen akaryakıt fiyatlarındaki ÖTV’ye yüzde 25,6 oranında yeni yıl zammı yapıldı. Bütün bu zamlar göstermektedir ki,  Yeni OVP ile yüzde 33 olarak hedeflenen ancak daha 2024 yılına girmeden TCMB tarafından yüzde 36 olarak revize edilen 2024 yılsonu enflasyon hedefinin tutturulması imkânsız görünmektedir."

EMEKLİLERİ GÜNDEM GETİRDİ

"2023 yılı enflasyonu yıllık yüzde 64,77 (ENAG yüzde 127) olarak gerçekleşti. Bu rakamlar 2022 yılı enflasyonu olan yüzde 64,27 ile karşılaştırıldığında enflasyonun aşağı yönlü indirilemediği görülmektedir.

Açıklanan oranlarla kamu görevlileri ile emeklilerinin yüzde 49,25 oranında maaş artışı söz konusu olmuştur. Bu oran da enflasyonun çok altındadır.

Ayrıca memur emeklilerine 8 bin TL seyyanen zam verilmemesi nedeniyle maaşlarının düşük kalması çalışan ve emekli durumunda olan kamu görevlileri arasındaki maaş makasının artmasına neden olmuştur.

SSK ve Bağ-Kur emeklilerinde ise toplu sözleşmeden yararlanamadıkları için yıllık maaş artış oranının yüzde 37,66 olması söz konusu olmuştur.

Başta gıda olmak üzere zam yağmurunun devam ettiği ve enflasyonun bu düzeyde olduğu bir dönemde, ne memurun ne işçinin ne de emeklilerimizin bu maaş zamları ile ayakta kalabilmeleri söz konusu değildir.

Özellikle vergi zamlarına ve piyasadaki mallara yapılan zamlara kıyasla düşük tutulan maaş zamlarıyla milyonlarca dar gelirli ezilmektedir.

Son birkaç senedir yoksulluğu, sefaleti, alım gücündeki düşüşü iliklerine kadar hisseden vatandaşlarımızın rahatlatılması için şimdiden gerekli önlemlerin acil olarak alınması gerekmektedir. Bu olmayınca milyonlarca vatandaş borçlanarak, krediyle, kredi kartıyla hayatta kalmaya çalışıyor;

BDDK’nın Aralık 2023 verilerine göre, vatandaşlarımızın bankalara olan borcu bir önceki yıla göre  (Aralık 2022 1,5 trilyon TL)  yüzde 73,3 oranında artarak  2,6 trilyon TL’ye ulaştı… Vatandaşın bankalara olan kredi borcu yüzde 50 oranında artarak 1,5 trilyon TL (1 trilyondan),  bireysel kredi kartı borcu is yüzde 161 artışla 1,1 trilyon TL  (422 milyardan) olarak gerçekleşti. Alım gücü olmayınca, ödeme gücü de olmuyor ve İcra Dosyalarında patlama yaşanıyor; UYAP verilerine göre, 1 Ocak- 22 Aralık 2023 tarihleri arasında icra dairelerine gelen yeni dosya sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 59,4 oranında artarak 13 milyon 369 bine ulaştı."

"5  MİLYONA YAKIN YENİ DOSYA GELDİ"

"İcra dairelerine bu yıl geçen yıla göre 4 milyon 981 bin daha fazla yeni dosya geldi. UYAP üzerinden açılan ve icra dairelerinde bulunan dosya sayısı  22 Aralık itibariyle 21 milyon 569 bin oldu. Sadece emekli-memur-asgari ücretli değil, çiftçimiz de girdi maliyetleri nedeniyle perişan durumdadır.

Bir de bunun üzerine; 30 Mayıs 2018’de Bakanlar Kurulu kararıyla Güneydoğu’da 6 ilde tarımsal sulamada kullanılan elektriğe fatura üzerinden sağlanan destek, 31 Aralık’ta sona eriyor.

Beş yıl önce yürürlüğe konulan karar uyarınca Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt illerinde tarımsal sulamada kullanılan elektrik fatura bedelinin yüzde 35’i üreticiden alınırken, yüzde 65’i devlet tarafından destek olarak ödeniyordu.

Özelleştirmeyle Güneydoğu Anadolu bölgesinde elektrik satışı ve dağıtımını üstlenen Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) geçen hafta üreticilere gönderdiği tebligatta; “01.01.2024 tarihinden itibaren kullanmış olduğunuz elektrik bedelini yüzde 100 olarak ödemeniz gerekecektir.” bildiriminde bulundu.

Tarımsal girdi maliyetlerinin tohumdan gübreye, mazottan tarım ilacına yüzde 150-200 arttığı bir ortamda, sulamaya sağlanan elektrik desteğinin sonlandırılması son derece yanlış bir uygulamadır.

Yıllardır elektriğe yapılan zamlarla çiftçilerimizin elektrik faturasının yüzde 100’ünü ödeyebilmeleri mümkün değildir.

Güneydoğu’daki tarımsal sulamaya yönelik elektrik desteği,  Cumhurbaşkanı kararıyla sadece 5 yıl değil, kalıcı şekilde uzatılmalıdır.

"İŞÇİYE, MEMURA, EMEKLİYE, ÇİFTÇİYE VERİLMEYEN İMKANLAR FAİZE GİDİYOR"

11 aylık dönemde faize harcanan tutar ise 632 milyar lirayı aştı. Faize ödenecek tutarın ise yılsonunda 663 milyar lirayı aşması bekleniyor. Faize gidecek 1,25 Trilyon TL ile;

- Bu para ile Türkiye genelinde 1 milyon yeni konut yapılabiliyor ve 1 yıllık konut ihtiyacını karşılayabiliyorsunuz.

- Bu para ile  İmalat ve Tarım alanında 40 bin adet Küçük ve Orta Ölçekli yeni işletme kuruyorsunuz (2022’de bu grupta faal şirket sayısı 253 bin). 

Bu şirketlerle 1 milyona yakın yeni istihdam oluşturabiliyorsunuz.

- 85 milyonun banka ve finans kuruluşlarına olan tüm borcunun (2,53 Trilyon TL) yarısını ödeyebiliyorsunuz.

- Türkiye’de yerel yönetimlerin 182 milyar TL borcunu 6 defa ödüyorsunuz.

- Çiftçilerin tüm banka ve kooperatif borçlarını (535 Milyar TL)  2 defa ödüyorsunuz.

- Kamuya tek seferde 150 bin öğretmen atayıp, 20 yıl boyunca maaşlarını ödeyebiliyorsunuz.

- Bu parayla 14 milyon EYT’linin tazminatlarını ödüyor ve 7 yıl boyunca maaşlarını kesintisiz ödeyebiliyorsunuz.

- Bu para, tam 118 milyon asgari ücrete denk geliyor. Yani 10 milyon asgari ücretlinin 1 senelik maaşı…

- TCMB Sektör Bilançolarına göre 2022 yılında Türkiye’deki tüm şirketlerden (983.182 şirketten) toplanan kurumlar vergisi ise 303,7 milyar TL’dir.

Yani Türkiye’deki tüm şirketlerden toplanan kurumlar vergisinin 4 katını faize ödüyoruz.

- Faize öyle bir para gidiyor ki, 2024 yılında yapılacak bütün özelleştirme geliri (25 Milyar TL), 1 haftalık faiz ödemesine denk geliyor.

- 2024’te faize ödenecek para ile “4 tane İstanbul Havalimanı” veya  “6 tane İstanbul-İzmir Otoyolu”  veya  “30 tane Avrasya Tüneli” yapılabiliyor.

 Tüm bu gidişata dur demek mümkündür ve bizim elimizdedir. 

Denk Bütçe yapılmalıdır. İsraf önlenmelidir. Borç-zam-vergi ve devlet varlıklarının satışı dışında kaynak üretilmelidir. Milletten toplanan vergiler faiz ödemek için değil, yine millete hizmet için kullanılmalıdır. Sadaka ve sosyal yardım dağıtmak yerine milletimizin refah seviyesi arttırılmalıdır.

Bu noktada Hükümet’e her zaman yaptığımız çağrımızı bir kez daha yineliyoruz;

Borç-Faiz-Zam-Vergiye dayalı ekonomi politikasını bir an evvel bırakın.

Üretime, istihdama ve ihracata dayalı ekonomi politikası uygulayın.

- Borçlanma zam ve vergi artışı yerine “Milli Kaynak Paketleri” ile kaynak üretin,

- Denk bütçeyi gerçekleştirin,

- İsrafı önleyin,

- Vergiyi değil,  geliri tabana yayın

 - Üretimi ve ihracatı mutlaka artırmak gereklidir. Üretmeden ve ihraç etmeden ekonomi düzelmez …

Bunun için;

tarımsal üretimin maliyetlerini düşürün,

Sanayi üretiminin maliyetlerini azaltın, enerji maliyetini düşürün,  

- Sadece yol-köprü ve havaalanı yatırımı yapmak yerine, istihdam oluşturacak, üretim ve ihracatı artıracak yatırımları yapın.

- Kaynakları faize aktarmak yerine, teknoloji ve ar-ge’ye aktarın

Bütün bunları gerçekleştiren, 54. Hükümet’in ekonomi politikalarını örnek alın”

İSVEÇ'İN NATO ÜYELİĞİ HAKKINDA YORUM

Geçtiğimiz günlerde, “İsveç’in NATO’ya katılım protokolünün uygun bulunduğuna ilişkin yasa teklifi” TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edildi.

İsveç, AB’nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK’yı terör örgütü olarak nitelendirmesine rağmen örgüte bugüne kadar tam destek vermiş,  her türlü eylemlerinin yolunu açmış, en ufak bir müdahalede bulunmamıştır. Fethullah Gülen Örgütü’ne halen en büyük desteği vermektedir.

Bununla beraber yüce dinimize, kitabımız Kur’an’a yapılan saldırılara göz yummuş, Sn. Cumhurbaşkanımıza yapılan saygısızlıklara da göz yummuştur.

İsveç’in NATO’ya katılım protokolünün uygun bulunduğuna ilişkin yasa teklifi  TBMM Genel Kurulu’na geldiğinde,  Yeniden Refah Partisi olarak HAYIR oyu vereceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.