İzmir’in Güzelbahçe ilçesinde 16 Kasım 2021 tarihinde Suriyeli inşaat işçileri Mamoun al-Nabhan, Ahmed Al-Ali ve Muhammed el-Bish’in yakılarak öldürülmesine ilişkin açılan davanın beşinci duruşması görüldü.

İzmir Adliyesi 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Suriyeli işçilerin yakınları ve avukatları katılırken, sanık Kemal Korukmaz ve avukatı da salonda da hazır bulundu. Mülteci Platformu bileşenleri, Sığınmacı Hakları Platformu ve çok sayıda siyasi parti ile dernek temsilcisi de duruşmayı izledi.

Bir önceki duruşmada savcı esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sunmuştu. Savcı mütalaasında, sanığın işçileri tasarlayarak, canavarca hisle ve yakmak suretiyle öldürdüğü anlaşıldığından her bir maktul yönünden ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi. Bugün görülen karar duruşmasında ilk olarak söz alan müşteki avukatları, sanığın nefret saikiyle suçu işlediğini düşündüklerini ve bunun da karara eklenmesini istediklerini vurguladı.

‘İNDİRİM YAPILMAMALI’

Müşteki avukatlarından Ayşegül karpuz, iddia makamının kararına katıldıklarını belirterek, “Nefret saikine ilişkin tanıkların ifadesinde geçen ‘Bu Suriyelileri yakacağım’ demesi ve ‘İşlem tamam’ şeklinde söylemleri tasarlayarak öldürdüğünü göstermiştir” dedi.

Sanığın olaydan sonra hiçbir pişmanlık göstermediğini, olaydan sonra hastaneye giderek maktullerin fotoğrafını çekmeye çalışarak canavarca hissi devam ettirdiğini söyleyen Karpuz, Yargıtay kararlarını hatırlatarak 62’inci madde indiriminin yapılmamasının önemine vurgu yaptı. Karpuz, “Toplumda nefret sakiyle işlenen suçların bu suç için söylemde bulunan kişiler açısından bu kararın önemli olduğunu düşünüyoruz. İndirim kararının uygulanmaması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Avukat Eda Bekçi, “Sanık soruşturma aşamasında işlediği cinayeti soğuk kanlılıkla itiraf etmiş ve toplanan deliller de bunu kanıtlamıştır. Daha sonradaki süreçte de pişmanlık duymadan soğukkanlılıkla devam etmiştir. Kasten cinayet işlendiği ortadadır. Maktullerden birinin çocuk yaşta olmasından dolayı ağırlaştırılmış müebbetin iki kez verilmesini talep ediyoruz ve mütalaanın aksi yönünde görüşümüz budur" ifadelerini kullandı.

ÇEVİK KUVVET SALONDAN ÇIKARILDI

Avukat Zafer İncin ise toplumda nefret söyleminin neler yarattığını bu duruşma görebildiklerini belirterek, “Sizin nefret saiki ile ilgili görüşleriniz daha sonraki çıkacak yasalar için emsal olacaktır. Nefret saiki vurgusunun dosyada yapılması ve bunun da mecliste yasal düzenleme için önünü açacağını düşünüyoruz" dedi. Salonda diğer duruşmalara göre fazladan çevik kuvvet bulunmasını eleştiren İncin, “Silahlı ve üniformalı kişilerin mahkeme salonunda olmasını doğru bulmuyoruz” derken, mahkeme heyeti silahlı olan çevik kuvveti dışarı çıkardı. İncin son olarak herhangi bir indirim olmadan cezalandırılmasını talep ettiklerini söyledi. İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz da maktullerden birinin 17 yaşında olması nedeniyle kararın buna göre verilmesini istediklerini söyledi.

SANIK KORUKMAZ: ‘BEN YAPMADIM’

Duruşmada söz verilen Mamoun al-Nabhan abisi Ahmed al-Nabhan, “Sizden adalet bekliyorum ve sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum” dedi. Sanık Kemal Korukmaz şu şekilde savunma yaptı:

"Bu insanları hiç tanımam. 17 yaşında olduğunu söylüyorlar ama çalıştıran ben değilim. Camiye gittim. Açık yerden benzin alınmaz izinsiz. Burayı Kemal yaktı diyorlar ama ben vicdanen rahatım yakmadım. Ben burada 15 yıl çalıştım. Asıl sanık Birlik Beton’dur. Hastaneye ben kendi isteğimle gitmedim zorla şoför olarak gittim. Çocuk benden yardım istedi fotoğraf çekmedim. Dilini bilmediğim için ses kaydı almak istedim. Beni sürekli tehdit ettiler. Hiçbir zaman onlara karşı boynumu bükmedim ama yeğenim için bunu kabul etmek zorunda kaldım. İtfaiye nasıl yangının çıktığını söyledi. Birlik Beton sigortadan para alabilmek için beni suçladı. Adamları ben öldürmedim, ailelerini tanımıyorum, baş sağlığı dileyeyim. Bu insanları Birlik Beton çalıştırdı, ben çalıştırmadım. Ben bunlara su yemek verirdim. Bunların hepsi yalan söylüyor, satılmıştır. Gereken raporu itfaiye tutmuş, kaçak elektrik vardı. Ondan olduğu anlaşılacaktı. Kemal sadece şarap yaptığı için suçlu. İşlemediğim suçtan dolayı pişmanlıkta yaşamadım. Vicdanımda rahat. Ben burada 15 yıl boyunca sigortasız çalıştım. Ben bunlardan davacıyım.”

Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti ise her üç kişi için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.

AVUKATLAR: İTİRAZ EDECEĞİZ

Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan avukatlardan Eda Bekçi, Türk Ceza Kanunu'nda nefret suçu tanımının olmadığını anımsatarak, "Ama bu yargılamada mevcut yasalarla da kapsamı genişletilebilecek bir ceza daraltılmış oldu. Aileler ve bizim açımızdan tatmin edici bir ceza değil. Biz bu karara itiraz edeceğiz. Bizim talebimiz mahkemenin nefret suçu kapsamında yasa yapıcılara ve kamuoyuna söylemde bulunmasıydı. Bunun dışında mevcut yasalardaki ağırlaştırılmış hallerin bile uygulanmaması kabul edilebilir bir durum değil" ifadelerini kullandı.

Zafer İncin ise "Katılan vekilleri olarak özellikle nefret saikine ciddi bir vurgumuz vardı. Mahkemeden de bu doğrultuda bir karar bekliyorduk. Sanığa 3 ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ancak sadece yangın suretiyle öldürmeden kaynaklı ağırlaştırıcı neden esas alındı. Tasarlayarak ve canavarca hisle öldürmek maddeleri es geçildi. Bu noktada itirazlarımız olacak. Yine maktüllerden birisi 18 yaşından küçük olmasına rağmen bu da es geçildi. Dolayısıyla biz nefret saikiyle işlenen bu cinayet ile ilgili mücadelemiz devam edecek. Bu yargılamanın sonucunda bu ve benzeri nefret suçlarının bir daha yaşanmaması ve daha caydırıcı kararların mahkemeden çıkmasını temenni ediyoruz" ifadelerini kullandı.