Cumhuriyet Halk Partisi Meclis İdari Amiri ve Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan TBMM Genel kurulunda Vali ve Kaymakamlarla ilgili yaptığı konuşmada” Bakın, geçtiğimiz günlerde, benim seçim bölgemde çok ilginç çarpıcı gelişmeler oldu. Ardanuç'ta bir Kaymakamımız var, geçtiğimiz günlerde Ardanuç Kaymakamı -İngiltere'ye görev nedeniyle- görevden ayrılıyorken bir yemek veriliyor. Bu yemekte AK PARTİ 'nin ilçe Başkanı yok, Cumhuriyet Halk Partisinin İlçe Başkanı da yok değerli arkadaşlarım, onlara konuşuyor. Bakın, sizin İlçe Başkanınızla da konuşuyor, diyor ki: "Değerli arkadaşlar, ben görevden ayrılıyorum ama buradaki görevimin sonunda bunlarla mücadele ettim, burayı zalimlere teslim etmeyin." Hem sizin İlçe Başkanını kastediyor hem bizim İlçe Başkanımızı kastediyor, hem sizin İl Genel Meclis üyesini kastediyor hem bizimkini, aynen böyle. İçişleri Komisyonundaki arkadaşlar varsa lütfen bunları not alsınlar. "Olur, mu?"” diye seslendi.

Cumhuriyet Halk Partisi Meclis İdari Amiri ve Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan TBMM Genel kurulunda Vali ve Kaymakamlarla ilgili yaptığı konuşmada şunları söyledi,

"Burada, Filistin Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Kolluk Eğitimi İş Birliği Anlaşması'na ilişkin bir kanun teklifini görüşüyoruz. Buna ilişkin, bu kanun teklifini görüşüyorken, bunların başında da -Türkiye yönelik olarak da- kolluğa talimat veren ilçelerdeki kaymakamlara, illerdeki valilere ilişkin bir konuşma yapmak istiyorum.

Geçtiğimiz günlerde de basına yansıdı. Bizim daha önce Artvin Valiliğini yapan, hâlen şu anda da Amasya Valisi olan Valimiz Yılmaz Doruk, daha önce Amasya'da yapmış olduğu bir toplantıya -her vali için demiyorum, her kaymakam için demiyorum- sadece muhtarları çağırıyor, muhtarları çağırdığı bu toplantıya da AKP milletvekilleri ve kendi belediye başkanlarıyla beraber katılıyor.

"CUMHURBAŞKANIN, AKP GENEL BAŞKANININ TEMSİLCİLERİ" DİYE TARİF ETMİYOR.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, şöyle bir uygulama var: Ben İl İdaresi Kanunu'nu inceledim, valinin yetkilerine baktım, hukukçu olduğum için de "yetki genişliği" ilkesinin ne olduğunu gayet iyi bilen bir milletvekili arkadaşınızım. Burada valiler, kaymakamlar bulundukları mülki amirlik sınırları içerisinde Cumhurbaşkanını temsil ediyorlar, bir anlamda Cumhurbaşkanının idari temsilcileri ama kanun bunu tarif ediyorken "Cumhurbaşkanın, AKP Genel Başkanının temsilcileri" diye tarif etmiyor değerli arkadaşlarım; böyle bir tabloyla karşı karşıyayız yani kanun valileri, kaymakamları tarif ederken "Siz devletin tarafsız olarak oradaki temsilcilerisiniz." diyor. Ne yazık ki seçim dönemi içerisinde böyle uygulamalarla karşı karşıya kalmıyoruz, sübjektif uygulamalarla parti militanı şeklinde görev yapan kaymakam ve valilerle karşılaşıyoruz. Bunu hepsi için demiyorum yani gerçek anlamda devleti temsil edenlere hiçbir lafım yok.

“HEM SİZİN İLÇE BAŞKANINI KASTEDİYOR HEM BİZİM İLÇE BAŞKANIMIZI KASTEDİYOR, HEM SİZİN İL GENEL MECLİS ÜYESİNİ KASTEDİYOR HEM BİZİMKİNİ.”

 Bakın, geçtiğimiz günlerde, benim seçim bölgemde de buna ilişkin çok ilginç çarpıcı gelişmeler oldu. Ben şimdi size bir tane fotoğraf göstereceğim, bu fotoğrafın ne olduğunu bütün Türkiye görsün diye diyorum. Bu fotoğraf nasıl çarpıcı? Şöyle: Ardanuç'ta bir Kaymakamımız var, geçtiğimiz günlerde Ardanuç Kaymakamı -İngiltere'ye görev nedeniyle- görevden ayrılıyorken bir yemek veriliyor. Bu yemekte AK PARTİ'nin İlçe Başkanı yok, Cumhuriyet Halk Partisinin İlçe Başkanı da yok değerli arkadaşlarım, onlara konuşuyor. Bakın, sizin İlçe Başkanınızla da konuşuyor, diyor ki: "Değerli arkadaşlar, ben görevden ayrılıyorum ama buradaki görevimin sonunda bunlarla mücadele ettim, burayı zalimlere teslim etmeyin." Hem sizin İlçe Başkanını kastediyor hem bizim İlçe Başkanımızı kastediyor, hem sizin İl Genel Meclis üyesini kastediyor hem bizimkini, aynen böyle. İçişleri Komisyonundaki arkadaşlar varsa lütfen bunları not alsınlar. "Olur, mu?" diyorsunuz, vallahi de böyle, billahi de böyle.

“BELEDİYE BAŞKANI BU RESİMDE’BAZEN BİR KELİMEBİRÇOK ŞEYİ ANLATIR, TEŞEKKÜRLER’ DERKEN. YANİ DEMEK İSTİYOR Kİ;’ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM BENİ BU MAKAMA SEÇTİRDİĞİN İÇİN.’”

Belediye Başkanıyla arası iyi. Diyeceksiniz ki: "İlçede ne oldu?" Ardanuç'ta ilçe seçimleri sonucunda AK PARTİ seçimi aldı. Hayırlı olsun, hiçbir diyeceğimiz yok. Artvin'de başarılı bir sonuç aldık, Artvin'de İl Genel Meclisinde birinci partiyiz, İl Belediyesi bizde, 9 belediyenin 6'sını aldık yani Artvin'de yerel anlamda iktidarız ama şöyle bir şey var. Bakın, şunu sizin AK PARTİ'li Belediye Başkanınız paylaşıyor -İlçe Başkanıyla problemi var ama Belediye Başkanıyla problemi yok- diyor ki: "Bazen bir kelime birçok şeyi anlatır, teşekkürler." Bu Belediye Başkanınız, bu da Kaymakam. Yani demek istiyor ki: "Çok teşekkür ederim beni bu makama seçtirdiğin için, devletin olanaklarını kullanıp, benim için her türlü propaganda faaliyetini yapıp benim bu makamda oturmamı sağladığın için teşekkür ederim." Ben Gökhan Günaydın Başkanıma diyorum: "Başkanım, bunun lastiğini mi patlamıştır da acaba pompa vurdun diye mi teşekkür ediyordur?" Merak ediyorum yani niye teşekkür ediyor olabilir? "Bazen bir kelime her şeyi anlatır, teşekkürler." diyor, ne anlarsınız bundan değerli arkadaşlarım?

“YANİ HERKESİN VALİSİ OLMAZSANIZ, SİYASAL İKTİDAR DEĞİŞİR, BİR DE BAKARSINIZ Kİ MERKEZİN VALİSİ OLMUŞSUNUZ.”

Bir AK PARTİ'li Belediye Başkanı, orada görev yapmış olduğu dönemdeki ilçe başkanına teşekkür ediyorsa bundan ne anlarsınız? "Başka söze gerek yok." derken ne anlarsınız? Bunu anlatmaya çalışıyorum. Burada devlet görevlilerinin şunu yapması gerekiyor:

Valiler, kaymakamlar eğer bulundukları yerlerde görevlerini objektif anlamda yerine getiriyorlarsa herkesin belediye başkanı, herkesin valisi, herkesin kaymakamları olurlar. Eğer böyle olmazlarsa, eğer bunu yapmazlarsa ki valilerin en çok korktuğu şey şudur: Merkeze gitmektir. Yani herkesin valisi olmazsanız, siyasal iktidar değişir, bir de bakarsınız ki merkezin valisi olmuşsunuz. O yüzden de bunun olmaması için devletin görevinin kendine yüklemiş olduğu, İl İdaresi Kanunu'nda tarif edilen objektiflik ölçütü içerisinde, bütün siyasi partilere aynı yelpaze içerisinde eşit davranacağı bir valilik ve kaymakamlık kavramı ortaya gelirse hiçbir sorun yoktur. Biz bunu yapan valileri, kaymakamları gördük, sizlerin içerisinde de daha önce Artvin Valiliği yapan bir milletvekili arkadaşınız var -kim olduğunu biliyor- devletin valisiydi, ona da buradan saygılarımı gönderiyorum. O bambaşka bir şeydir, devletin valisi olmak. Gün olur iklim değişir, tablo değişir; o nedenle, görevler ifa ediliyorken yasalara bağlı olmak ile gelecekte iradesini sadakatle belli bir makama değil de liyakatle kanunlara yasal ölçütler içerisinde bağlı olmanın arasındaki ayrımın ne olduğunu bilen kamu görevlilerine ihtiyacı vardır bu devletin diye diyorum.

Herkesin aklını başına alması gerekiyor, bütün kamu görevlilerinin bu ölçüt içerisinde davranmasını talep ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. "