HABER: FATOŞ ERDOĞAN

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın, “basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla yargılandığı davada mahkeme, Millî Savunma Bakanlığı'nın yargılamaya katılma talebini reddetti. Duruşmada mütalaasını açıklayan savcı; Fincancı'nın 7,5 yıla kadar hapsini ve tutukluluk halinin devamını talep etti.

TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, sınır ötesi operasyonlarda kimyasal gaz kullanıldığı iddialarıyla ilgili yaptığı açıklama nedeniyle, “basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hâkim karşısına çıktı.

Tutuklu olarak yargılanan Fincancı, duruşmaya jandarma eşliğinde getirildi. Fincancı'nın avukatları ile Millî Savunma Bakanlığı (MSB) avukatı da duruşma salonundaydı. Duruşmaya çok sayıda avukat katıldı ancak mahkeme, savunmayı 3 avukatla sınırlandırdı.

DAHA BÜYÜK BİR SALON TALEBİ REDDEDİLDİ

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın avukatı Oya Meriç Eyüboğlu, duruşma salonunun küçük olduğunu, izleyici ve avukatlarının çoğunun salona giremediğini belirterek, mahkemeden daha büyük bir salona geçilmesini talep etti. Mahkeme başkanı, sanık müdafilerinin sayısının 3 avukatla sınırlandırıldığını ve mevcut duruşma salonunda duruşmaya devam edileceğini söyledi.

"3 AVUKAT SINIRLAMASI UYGULAMASI BU DAVADA UYGULANAMAZ"

Eski İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, müdafi sayısının 3 ile sınırlandırılmasına karşı çıkarak, mahkemenin böyle bir uygulama yapamayacağını söyledi. Örgüt suçlarındaki 3 avukat uygulamasının istisna hallerinde uygulanabileceğini belirten Yücel, bu dava için söz konusu kısıtlayıcı düzenlemenin uygulanamayacağını savundu.

Mahkeme başkanı, itirazlara rağmen savunma için 3 avukat sınırlaması uygulamasına devam edeceğini belirtti.

Duruşma salonunda çok sayıda jandarmanın bulunması yüzünden vekillerini göremediklerini ve bunun adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini söyleyen Fincancı'nın avukatları, jandarmanın müvekkilleri ile kendileri arasından çekilmesini istedi. Mahkeme başkanı ise duruşmayı başlattığını söyledi.

HÂKİMİN İFADE TARZINA İTİRAZ

Mahkeme başkanı, Fincancı'ya 'sen' diye hitap edince avukatlar itiraz ederek, nezaket kuralları gereği müvekkillerine 'sen' yerine 'siz' diye hitap etmesini istedi. Hâkim ise "Ne diyeyim, sanık kendisi" dedi. Avukatlar ise müvekkilleri sanık olduğu için istediği gibi hitap edemeyeceğini söyledi.

"İFADE TARZINIZDAN HAKKIMDA ZATEN HÜKÜM VERDİĞİNİZİ DÜŞÜNÜYORUM"

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, mahkemedeki beyanında şunları söyledi:

"İfade tarzınızdan zaten hakkımda hüküm verdiğinizi düşünüyorum. Yaş olarak sizin zamanlarınızda hukuk fakültelerinde ders vermiş biri olarak bana 'sen' diye hitap edemezsiniz. İstanbul’a getirilme koşullarım da çok kötüydü. 64 yaşındayım. Çeşitli hastalıklarım var, sevk araçları insan sağlığına zararlı. Bugün ağrım vardı, bu ağrıyla savunma yapacağım, savunma değil bir suç işlemediğim için beyanda bulunacağım. O güvenlikli aracın içinde benim elimde silah mı vardı da elimde kelepçe ile 5,5 saat boyunca yolculuk yaptım. Benim tek silahım kalem.

ALMANYA'DAN DÖNDÜĞÜM HALDE KAÇACAĞIM İHTİMALİYLE TUTUKLANDIM: Türkiye'de yaşayan herkes için ilginç olduğunu düşündüğüm bu durumda neyse ki suçlu olmadığımı unutmuyorum. Önce hekim kimliğimle başlamak istiyorum. Bir hekim, sesini duyuramayanların avukatı olmalı. Zarar verenin değil, görünür kılanın cezalandırıldığı bir ortamda ne yazık ki zorunlu emekliliğim geldiği için emekli oldum. Almanya'dan döndüğüm halde kaçacağım ihtimaliyle beni tutukladılar. Adli tıp uzmanlığıma rağmen, iddiaları soruşturmayıp, linç girişimini başlattılar.

ADLİ TIP UZMANI OLARAK SORULAN GÖRÜŞÜM KRİMİNALİZE EDİLMEKTE: Bir adli tıp uzmanı olarak sorulan görüşüm, kriminalize edilmek istenmekte. Propaganda iddiasıyla yargılandığım yayın, 7 dakikalık bir konuşmadır. Bana sorulan sorulara yanıt verdim. Yayında kısaca bir ön tanıdan bahsettim. Videoda, karanlık bir ortamda görünen kişilere etki eden maddeler vardı. Videodaki kişide ağzından gelen kanlı köpükler ve ani kasılmalar vardı. Videodaki belirtiler üzerine yaptığım, belli ki bir toksik oluştuğu üzerine yaptığım konuşma bir ön tanıdır. 

YAYIN ORGANININ NİTELİĞİ NEDENİYLE: Yayın organının niteliği üzerinden bilimsel açıklamalarım suç sayılıyor. Bir insan hakları savunucu olarak hangi kanala, kimin yayınına bağlandığım benim için önemli değildir. Hak kullanımı suç olarak tanımlanamaz. 

BAŞKANLIK NEDENİYLE BİZİ KİMLİKLERİMİZDEN AYIRAMAZSINIZ: TTB Merkez Konseyi Başkanlığım üzerinden diğer kimliklerimden arındırılmak isteniyorum. Topluma karşı sorumluluklarımız var. İkinci başkanımız hala yetkin bir beyin cerrahı olarak görevine devam ediyor. Başkanlık yüzünden bizi hekimlik kimliğimizden ayıramazsınız. 

AĞAÇLARDAN BİLE SÖZ ETSEK SUÇ SAYILACAK BİR DÖNEMDEYİZ: Söz konusu suç ise nasıl bir dönemde yaşıyoruz ki ağaçlardan bile söz etsek suç sayılacak. İnsanlığa karşı suçlara karşı çıkmaktan, yaşam haklarının ihlal edilmesine karşı çıkmaktan, ağacımıza, börtü böceğe sahip çıkmaktan, savaşlara karşı durmaktan vazgeçmeyeceğim. Bu yaşam biçimine verilen addır. Bu duruşumuzu suç saymaya çalışmak beyhudedir.

SAVCI, MSB'NİN KATILMA TALEBİNİN REDDEDİLMESİNİ İSTEDİ 

Milli Savunma Bakanlığı vekili, davaya katılma talebinde bulundu. Duruşma savcısı, bakanlığın suçtan zarar görmediğini kaydederek, talebin reddedilmesini talep etti. 

MSB'NİN KATILMA TALEBİ REDDEDİLDİ

Mahkeme de MSB'nin suçtan zarar görme ihtimalinin bulunmadığını belirterek, katılma talebinin reddine karar verdi.

Bakanlığın avukatı, talebi reddedildiği halde beyanda bulunmaya devam etmek istedi. Bunun üzerine Fincancı'nın avukatları, talebe ilişkin karar verildiğini hatırlatarak, bakanlık avukatının beyanda bulunamayacağını belirtti.

"MÜVEKKİL, KATILDIĞI YAYIN ORGANININ NİTELİĞİ NEDENİYLE SUÇLANIYOR"

Duruşmada beyanda bulunan Fincancı'nın avukatları, müvekkillerinin tutukluluğunun hukuka aykırı olduğunu belirterek, söz konusu suçlamanın, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın, yayınına katıldığı yayın kuruluşunun niteliği nedeniyle yapıldığını iddia etti. Avukatlar, Fincancı'nın tahliyesine karar verilmesini talep etti.

SAVCI MÜTALAASINDA 7,5 YIL İSTEDİ

Avukat beyanlarının ardından mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, Fincancı'nın iddianamedeki suç ile 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Savcı, Fincancı'nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.

Mahkeme, duruşmaya bir saat ara verdi.

NE OLMUŞTU?

TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, katıldığı bir televizyon programında, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) sınır ötesindeki operasyonlarda kimyasal gaz kullanmış olabileceği” iddiasını dile getirdiği gerekçesiyle 26 Ekim günü İstanbul’da gözaltına alınmış ve Ankara’ya götürülmüştü. 27 Ekim’de nöbetçi sulh ceza hakimliği tarafından tutuklanan Fincancı hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca iddianame düzenlenmişti.

İddianamede, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın, “basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi yetkisizlik kararı vererek iddianameyi İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. İddianame, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.

* * * * * 

Duruşmada yaşananlar an be an blogumuzda...

DURUŞMADA AVUKAT SAVUNMALARI BAŞLADI

15.15 Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof.Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın Çağlayan Adliyesi 24.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmasında mahkeme heyeti ara kararını açıkladı.

Avukatların esasa ilişkin süre talebini kabul eden mahkeme heyeti Şebnem Korur Fincancı'nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Duruşmayı 29 Aralık saat 13.30 tarihine erteledi.

14.50: Ara karar için 15 dakika ara verildi

14.25: İHD Eş Genel Başkanı Av. Öztürk Türkdoğan söz aldı. "Biz nerelere gittik? Şimdi siyasi iklim değişti diye suç ve ceza değişebilir mi? Bir ülkede siyasi makamlar insanları sürekli olarak yargıya hedef gösteriyorsa orada bir sorun vardır. Mahkemeniz üzerinde etki kurmak isteyen siyasilere seslenmek gerekir. Mahkemeleri rahat bırakın. Siyasal iktidar bir suç tanımı yapıyor, o suç tanımına göre yargının harekete geçmesini istiyor."

TBB Genel Sekreteri Veli Küçük söz aldı: "Şebnem Korur Fincancı'nın tutukluluk hali en son tedbirdir. Masumiyet karinesi bu yöntemle ihlal edilmiştir. Müvekkiliniz kendisi gelip ifade vermiştir. İktidar ve ortağının hedef göstermesi ve yargının bu konuda aracı kılınması doğru değildir. Halk adına karar vermenizi talep ediyorum. Şebnem Korur Fincancı'nın tahliyesini talep ediyorum "dedi.

Av. Meriç Eyüboğlu Ceza ve Tevkif Müdürlüğü yazısını mahkemede okudu. Yazıda sıkı güvenlik önlemleri talep ediliyor. Mahkeme kısa sürede gün verirse Şebnem Korur Fincancı'nın Bakırköy Cezaevinde kalması isteniyor. Eyüboğlu "bu rutin dediler ama bu bizde kararın hazır olduğu izlenimi uyandırdı" dedi. "Hukuka inanç kaybolmasın" dedi Eyüboğlu, savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı süre talebinde bulundu.

14.00:  Mahkemeye 14.00 itibariyle girişler başladı. Savcı mütalaasına karşı Şebnem Korur Fincancı'nın avukatları beyanda bulunacak. Savcı propagandadan üst sınırdan 7 yıl 6 ay ceza ve tutukluluk halinin devamını istemişti. Şebnem Korur Fincancı "Esasa ilişkin değil tutukluluk devamına ilişkin beyanda bulunacağım anlaşılan adli tıp eğitimine devam edeceğiz. Hapishanelerde günlük tutmaya devam ederim sorun yok ama kaçma şüphesi ile tutukluluk devamı istemek akla ziyan. Ben bu ülkenin insanıyım istesem Almanya'dan dönmezdim, döndüm, ben TTB Merkez Konseyi Başkanıyım görevimi yapmaya devam ediyorum. Adli Tıp eğitimi anlatmaya devam edeceğim." dedi.

12.59: Avukatların beyanı bitti. Savcı esasa ilişkin mütalaasını sundu, iddianame hazır diyerek okumaya başladı. Fakat aynı iddianameyi tekrarladı. Savcı Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklu yargılanmasını ve terör örgütü propagandasından cezalandırılmasını istedi. Mahkemeye bir saat ara verildi.

Yargılamada Prof. Dr. Fincancı’nın avukatlarının savunmalarına geçildi. İlk sözü alan avukat Gulan Çağın Kaleli, iddianameyi “duygusal manzume” olarak değerlendirdi.

Kaleli, “Müvekkilime yönelik hükümet eliyle algı operasyonu yürütülüyor” dedi ve devam etti:

"Biz avukatlar olarak müvekkile ve dosyaya ulaşmaya çalışırken, devlet görevlilerinden nefret söylemi içeren açıklamalar geldi. Devlet Bahçeli, müvekkilin vatandaşlıktan çıkarılmasını istemiştir. Cumhurbaşkanının, İçişleri Bakanının açıklama yaptığı ortamda cumhuriyet savcısının bağımsız kalmayacağını, savcılık ifadesinin alındığı gün gördük. Yıllarını insan haklarına veren bir kişi 'hangi haber kanalı?', 'kimdir?', 'suç kaydı var mıdır?' diye bununla mı ilgilenir yoksa halkın habere ulaşma hakkıyla mı ilgilenir diye düşünmek gerek. Tutuklama kararında dosyadaki evraklardan bahsedilse de dosyada iki rapor var. Medya Haber raporunun sadece 25 sayfası müvekkile ait. ANF ve Medya Haber üzerinden yaratılmaya çalışılan bir algı var. Medya Haber sorumlusunun dosyaları yahut sözleri müvekkili bağlamaz. Suçta şahsilik ilkesini ne zaman unuttuk?"

Av. Meriç Eyüboğlu tekrar Şebnem Korur Fincancı’nın etrafında bekletilen jandarmaların oturmasını talep etti. Hakim bunu bu sefer kabul etti.

Av. Meriç Eyüboğlu şu ifadelerle savunma yaptı:

"İnsan hakları savunuculuğunun ne olduğunu anlatmaya ihtiyacımız var. İnsan hakları savunucuları devletten bağımsız, devletlerin yaptığı ihlallere ilişkin itirazları olan ve ortaya çıkaran kişilerdir. Bu salonda birçok hak örgütü var. Yurt dışından gelenler de var. Raporlama yapacaklar ve bu raporlarda mahkemenizin duruşma düzenine ilişkin verdiği kararlar da yer alacak. İddianamedeki temel isnat, müvekkilin bağlandığı yayın organıdır. Hangi yayına bağlandığına bakmak hukuk dışı bir yaklaşım. TRT 1'e bağlanıp aynı şeyleri söylese dava açılmayacaktı ama Medya Haber'e bağlanıp konuşunca dava açılıyor."

Suçun unsurlarının oluşmadığını belirten Eyüboğlu: "Müvekkilin atıf yaptığı kimyasal silahların yasaklanması konusundaki Cenevre Sözleşmesi, Türkiye'nin de taraf olduğu bir sözleşme Müvekkil, 'Sözleşme gereğince yerinde inceleme yapılması gerekir' diyor. Yapılması gerekeni söylüyor. Alanının uzmanı olarak bunu söylemesinde hukuka aykırı bir durum yok." dedi. İfade özgürlüğüne ilişkin AİHM ve AYM kararlarına atıf yapan Av. Eyüboğlu, “Suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı tartışması bile başlı başına bir zûldur” dedi. Bu tutuklama haksız müvekkilimizi alıp gideceğimiz bir karar vermenizi bekliyoruz." diye konuştu.

11. 10: Milli Savunması Bakanlığı "suçtan zarar gördüğü" iddiasıyla davaya katılım talebinde bulundu. Savcı katılım talebini suçtan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle red edilmesini istedi. Avukatların bu talebe ilişkin red talebi oldu. Hakim Milli Savunma Bakanlığı katılım talebini reddetti.

Milli Savunma Bakanlığı avukatı itirazda bulundu ancak hakim kararı bozmadı Milli Savunma Bakanlığı avukatı salondan ayrıldı.

11.00: "Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi olarak topluma sorumluluğumuz devam ediyor. Ama diğer kimliklerimiz adli tıp uzmanı kimliğimi yok sayamazsınız. Diğer kimliğimi susturmak var oluşumu susturma çabasıdır. İnsanlığa karşı suçlarda halk sağlığına yönelik suçlarda görevimi yapmaya devam edeceğim beni susturmaya çalışmak beyhude bir çabadır. Fincancı Nazım Hikmet'in "Yaşamak ciddi bir iştir" dizesi ile bitirdi."

10.55: "TV yayında ifade ettiğim ön tanı. Kati sonuç değil etkili bağımsız soruşturma talebi. Yayın organı üzerinden suçlamayı insan hakları savunucusu olarak kabul etmiyorum. Kurumun kim olduğuna bakarak görüş vermeyi reddedemem. Bilimsel ve ifade özgürlüğü kapsamında sözlerim suç olarak kabul edilemez."

10.45: Şebnem Korur Fincancı "Adli Tıp Uzmanı nedir, ne yapar" uzun uzun mahkemeye anlattı. Şebnem Korur Fincancı mahkemeye adli tıp eğitimi veriyor.

10.30: Şebnem Korur Fincancı ifadesine devam ediyor: "Mesleğimi, kimliğinden bağımsız tüm insanları görünür kılma çabasıyla sürdürdüm. Takdir edersiniz ki yıllarımı verdiğim adli tıbba, iddianameyi yazan ve adli tıbbı bildiğini iddia eden savcıdan daha çok hakimim. İnsanlığa dair suçlar adli tıp uzmanlığına girer kriminalize edilmesi kabul edilemez. Adli Tıp Uzmanı olarak yıllardır sürdürdüğümüz çalışmalar nesnel, bilimsel ve hakikati ortaya koyma çabasıdır."

10.17: Şebnem Korur Fincancı'nın beyanı başladı. Şebnem Korur Fincancı katılan herkese ve özellikle avukatı Meriç Eyüboğlu'na teşekkür ederek başladığı sözlerinde, savcının yürüttüğü soruşturmanın nesnellikten uzak olduğunu belirterek yaşadığı süreci anlattı. Fincancı, Sokrates’in savunmasının başlarında söylediklerini hatırlattı: “Ben de bu suçlamaların üzerimdeki etkisini bilemiyorum ama kim olduğumu da unutmadım.” Fincancı, "Adli Tıp Uzmanı kimliğim emekli olsam da devam ediyor. İlk günkü heyecanı hissediyorum" dedi.

10.15: Duruşmada hakim ısrarla Şebnem Korur Fincancı'ya "sen" diye hitap ediyor. "Sana iddianameyi yeniden okuyalım mı" diyen hakime Şebnem Korur Fincancı "sizin okuduğunuz okullarda eğitim verdim bana sen diye hitap etmenizi kabul etmiyorum" diyerek sözlerine başladı. Şebnem Korur Fincancı getirilme koşullarını da anlattı.

10.10: Şebnem Korur Fincancı 8 jandarma arasında ifade vermeye zorlanıyor. Jandarmalar oturmuyor ayakta durarak Şebnem Korur Fincancı'nın etrafında bekletiliyor. Hakim bu talebi de reddetti. Şebnem Korur Fincancı 8 jandarma arasında ifade verecek. Hakim avukatların usule ilişkin taleplerine de hayır dedi.

10.00:  Baro başkanları ve avukatlar katılım talebinde bulundu mahkeme heyeti bunuda red etti. Şebnem Korur Fincancı'nın 3 avukat sınırı ile duruşmaya devam etmesine karar verdi.

09.45: Salon hınca hınç dolu yüzlerce kişi dışarıda bekliyor. Şebnem Korur Fincancı'nın avukatı Meriç Eyüboğlu büyük salon talebini yineledi. Heyet büyük salon talebini red etti. İsviçre, Danimarka, Avusturya Konsolosluğu ve HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da geldi

09.30: Duruşmaya uluslararası hekim örgütleri, meslek örgütleri, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker, Mahmut Tanal, HDP Milletvekilleri Ömer Faruk Gergerlioğlu, Züleyha Gülüm, Musa Piroğlu, Oya Ersoy, Dilşat Canbaz, Necdet İpekyüz, TİP Milletvekili Ahmet Şık, Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Sol Parti MYK üyesi Alper Taş, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP, HDK, CHP, Halkevleri, Kaldıraç, İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Van Barosu başkanları, birçok ilt tabip Odası Başkanı ve yöneticileri, Almanya, ABD, Avrupa Birliği, Hollanda Konsolosluğu ve yüzlerce avukat ve hak savunucuları katıldı.

Şebnem Korur Fincancı duruşmaya onlarca jandarma eşliğinde getirildi. Salona girişte herkesi yumruğunu kaldırarak selamladı.