Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Geçen sene ülke milli gelirimiz 1,3 trilyon dolara ulaşarak rekor kırdı. Küresel mal ihracatından aldığımız pay yüzde 1,08'e, hizmet ihracatından ise yüzde 1,3'e yükselerek tarihinin en yüksek seviyelerine çıktı." dedi.
TOBB Başkanı gelir dağılımındaki bozulmayı es geçti
Hisarcıklıoğlu gelir dağılımındaki artan bozulmaya değinmedi. Oysa aynı yıl yani 2024 yılı için Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) tarafından yapılan açıklamaya göre 2024 yılı gelir dağılımı istatistiğine göre en yüksek yüzde 20'lik gelir grubunun toplam gelirden aldığı pay yüzde 48,1 olurken, en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun payı ise yüzde 6,3'da kaldı. Ayrıca bu grubun geliri asgari ücret düzeyinde kaldı.
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) tarafından "2025 Turizm Başkenti" ilan edilen Erzurum'da bir otelde düzenlenen Palandöken Ekonomi Forumu'nun ikinci gününde düzenlenen "Türkiye'nin Yatırım Ufku: Fırsatlar ve Gelecek Vizyonu" özel oturumuna moderatörlük yapan Hisarcıklıoğlu oturum kapsamında bir konuşma yaptı.
Oturuma küresel iş camiasından kişilerin katıldığını belirten Hisarcıklıoğlu, "Son dönemde içeride ve dışarda pek çok karmaşa yaşadık ama tüm bunların ufkumuzu karartmasına müsaade etmedik. 21. asrın bu ilk çeyreğinde, sadece 2 sene hariç, yani son 25 senede 2 sene hariç, ekonomisi devamlı büyümüş bir Türkiye var." ifadesini kullandı.
Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
"Geçen sene ülke milli gelirimiz 1,3 trilyon dolara ulaşarak rekor kırdı. Küresel mal ihracatından aldığımız pay yüzde 1,08'e, hizmet ihracatından ise yüzde 1,3'e yükselerek tarihinin en yüksek seviyelerine çıktı. Türkiye'nin 4 saatlik uçuş menzili içinde 1,3 milyar nüfus, 28 trilyon dolar milli gelir ve 9 trilyon dolar ithalat hacmi bulunmaktadır. Tüm bu coğrafyalarda ortak iş ve yatırım yapılabilecek, tüm bu ülke pazarlarına birlikte giriş yapılabilecek en donanımlı ve tecrübeli iş insanları Türkiye'dedir. ABD ve Avrupa'nın Çin'e alternatif tedarik merkezi arayışları ülkemiz için de önemli bir fırsattır. Özellikle Avrupa'ya coğrafi yakınlığımız ve değişen koşullara hızlı adapte olma özelliğimiz, buradan gelen talepleri karşılamakta bize avantajlar sunmaktadır. Türkiye, rekabetçi biçimde üretebildiği ürün sayısı ve pazar çeşitliliği açısından dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almaktadır. Kendi bölgesinde de en yüksek ürün ve pazar çeşitliliğine sahip ülkedir."
Ekonomi büyüyor ama kime büyüyor?
Hisarcıklıoğlu'nun "25 senede 2 sene hariç, ekonomisi devamlı büyümüş bir Türkiye var" açıklaması doğru olsa da artan ihracat ve gayri safi milli hasıladan kimlerin ne kadar pay aldığı sorusu ortada kalıyor. oysa TÜİK 2024 verileri Türkiye'nin gelir dağılımı eşitsizliğinde dünyanın önde gelen ülkelerinden birisi olduğunu gösteriyor. Hanehalkı kullanılabilir fert geliri tablosu açısından da bakıldığında Türkiye'de 'yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri' 2024 yılında 187.728 TL oldu. Bu gelirin en yüksek olduğu yer 257.891 TL ile İstanbul En düşük yıllık ortalama gelir ise 91.818 TL ile Van, Muş, Bitlis ve Hakkari illeri için hesaplanıyor. TÜİK'in 'yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri' kavramı bir ailenin yıllık ortalama gelirinin ailedeki kişi sayısına göre düzenlenmesiyle hesaplanıyor.
Gelir eşitsizliği en fazla İstanbul'da
Gelir eşitsizliğini hesaplamak için kullanılan P80/P20 oranı Türkiye'de 7,7'e ulaşıyor. Bu değerin en düşük olduğu yerler Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova, Malatya, Elazığ, Bingöl ve Tunceli oldu. Gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu yer ise İstanbul. Mega kenti Ankara, Antalya, Isparta ve Burdur takip ediyor. P80/P20 oranı toplumdaki yüzde 80'lik dilim ile yüzde 20'lik dilim arasındaki gelir farkını veya dağılımdaki uç noktaları karşılaştırmak için kullanılan bir kavram.
"Pek çok sektörde Avrupa'nın ana tedarikçisi konumundayız"
Bazı ihracat rakamlarını paylaşan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
"İmalat sanayimizde yüksek teknolojili ürün ihracatı 5 sene önce 6 milyar dolardı, geçen sene 10 milyar dolara çıktı. Sahip olduğumuz üretim kabiliyeti son derece çeşitlidir. Otomotiv, beyaz eşya, inşaat malzemeleri, demir-çelik, hazır giyim gibi pek çok sektörde Avrupa'nın ana tedarikçisi konumundayız, pek çok sektörde de Avrupa'nın 1 numaralı tedarikçisiyiz. Dış ticaret verilerinde görünen ürün ve pazar çeşitliliğinde, Türkiye'nin zenginliğidir. Bu topraklarda inşa ettiğimiz iş yapabilme kapasitesinin bir göstergesidir. Aslında Türk girişimciliğinin çok önemli bir gücünün göstergesidir. Yalnızca üretimde değil, pazarlama kabiliyetinde de başarının işaretidir. Son 30 yılda memleketimizde genişleyen bir kabiliyet havuzu olduğu açık, seçik ortadadır. Türkiye ekonomisinin ürün ve pazar çeşitliliği, Türkiye'nin kuvvetli yanıdır. Türkiye en fazla sayıda ürünü, en fazla sayıda pazara rekabetçi olarak satan ülkedir. Kuvvetli yanımızın nereye odaklanma fırsatı getirdiğini ıskalamamakta da fayda vardır."
Özel sektörün, yerel aktör olmanın ötesine geçtiğini belirten Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin, İtalya ile Çin arasındaki Rusya ve İsrail'in de dahil olduğu geniş coğrafyada üretim ve ihracat kapasitesine sahip lider ülke olduğunu söyledi.
"Komisyonculukla ihracatı öğrenen girişimciler, artık yabancı pazarlarda yerleşik hale geldi"
Bölge coğrafyasının en büyük üretim gücü olan ülkenin Türkiye olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
"Komisyonculara mal satmakla ihracat yapmayı öğrenen girişimcilerimiz, artık yabancı pazarlarda kendileri yerleşik hale gelmektedir. Türk özel sektörünün yurt dışındaki yatırımları 130 ülkede 60 milyar dolara ulaştı. Çevre coğrafyamızın tamamında yatırımlarımız, inşaatlarımız, makine parklarımız ve ortaklıklarımız bulunuyor. Dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhitlik firmasından 42'si Türkiye'den çıkmıştır ve bu kapsamda dünya ikincisiyiz. Turizmde dünyada gelen turist sayısı bakımından ilk 5 destinasyonu arasına girmekteyiz. Gelir itibarıyla yedinci sıradayız, bunları geliştirmek ve büyütmek bizlerin elinde. Rekabet gücümüzü artıracak yapısal reformlara devam etmeli, büyüme hikayemizi tüm dünyaya gösterebilmeliyiz."
Yeşil ve dijital dönüşüme öncelik verilmesinin, küresel rekabet gücün artması noktasında önemli olduğunu aktaran Hisarcıklıoğlu şu sözlerle devam etti:
"Küresel gelişmeleri ve büyüyen ticaret savaşları ihtimalini de göz önünde aldığımızda, türbülansı yüksek bir süreçte hep beraber geçiyoruz ama biz bunları da aşacağımıza inanıyoruz. 15 yıldır kesintisiz büyüyen bir ekonomimiz var. Düşünün 15 yıl Türkiye'nin başından siyasi ekonomik neler geçti. O dönemlere rağmen Türkiye 15 yıldır kesintisiz büyüyor. Dirençli ve dinamik bir ekonomimiz var, belki de özel sektörün en büyük başarısı esnek olması. Ekonomi yönetiminin kararlı duruşunu, istikrar vurgusunu ve rasyonel politikalara bağlılığını da geleceğe dair umut verici buluyoruz. Orta Vadeli Program'da yer aldığı gibi üretimin, istihdamın ve ihracata dayalı büyümenin desteklenmesini, iş ve yatırım ortamını iyileştirecek reformlara devam edilmesini, yeşil ve dijital dönüşüme öncelik verilmesini küresel rekabet gücümüzün artması anlamında çok önemli görüyoruz."