"Eğitimin içi boşaltıldı"
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada sahte e-imzalar kullanılarak yüzlerce kişi adına sahte diploma üretilmesinin, üniversitelerin geldiği vahim durumu gözler önüne serdiği belirtilen açıklamada, "Yıllardır Saray Rejimi'nin üniversiteleri getirdiği hali tartışıyoruz. YÖK eliyle üniversitelerin içinin boşaltılması, özelleştirmenin ve piyasalaştırmanın yaygınlaştırılması, özgür düşünce ve tartışma ortamının tasfiye edilmesi... Son yaşanan skandal ise üniversitelerin de çetelere teslim edildiğinin ayyuka çıkmasına neden oldu" denildi.
"Toplum güvenliği tehdit altında"
Açıklamada, sahte diplomayla çeşitli kurumlarda görev yapan kişilerin toplum güvenliği ve kamu hizmetlerinin niteliği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekildi. TİP Bilim Kurulu, "Eğitimini almadıkları ve hak etmedikleri pozisyonlarda görev yapan sahte diplomalı kişiler, toplum güvenliği ve kamu hizmetlerinin niteliği açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır" ifadelerini kullandı.
TİP'ten Meclis Araştırma komisyonu talebi
TİP, yaşanan skandalla ilgili derhal bir meclis araştırma komisyonu kurulmasını talep etti. Açıklamada, geçmişteki benzer suçlarla ilişkilerin araştırılması, suça karışan herkesin yargı önünde hesap vermesi ve tüm sürecin kamuoyuna açık yürütülmesi gerektiği belirtildi. "Saray Rejimi yıkılana ve bu çete düzeni sona erene kadar mücadelemize devam edeceğiz" denilerek, öğrencilerin ve gençlerin emeklerinin çalınmasına izin verilmeyeceği mesajı verildi.
TİP'in sosyal medyada yayınladığı açıklaması ise şöyle:
Türkiye birkaç gündür sahte diploma ve sahte imza skandalıyla çalkalanıyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucu ortaya çıkan bilgilere göre sahte kimliklerle üretilen e-imzalar kullanılarak başta üniversiteler olmak üzere çeşitli kurumların sistemlerine erişim sağlandığı, bu yolla yüzlerce kişi adına sahte diplomalar ve sınav sonuçları üretildiği anlaşıldı. Yıllardır Saray Rejiminin üniversiteleri getirdiği hali tartışıyoruz. YÖK eliyle üniversitelerin içinin boşaltılması, özelleştirmenin ve piyasalaştırmanın yaygınlaştırılması, özgür düşünce ve tartışma ortamının tasfiye edilmesi, eğitimin niteliksizleştirilmesi, muhalif akademisyenlerin üniversitelerden uzaklaştırılması, siyasal islamcı kadroların üniversitelere yerleştirilmesi, akademik faaliyetlerin halkın yararına değil sermayenin çıkarları uğruna planlanması gibi birçok başlıkta eleştirilerimizi, itirazlarımızı dillendiriyoruz. Son yaşanan skandal ise tıpkı daha önce sağlıkta, yargıda ve birçok başka alanda gördüğümüz gibi üniversitelerin de çetelere teslim edildiğinin ayyuka çıkmasına neden oldu. Ortaya çıkan skandalla beraber, onlarca sahte diplomalı kişinin çeşitli kurum ve mesleklerde, yetkin olmadıkları görevlerde bulunduğu anlaşılmıştır. Bu ise yalnızca buzdağının görünen kısmıdır. Eğitimini almadıkları ve hak etmedikleri pozisyonlarda görev yapan sahte diplomalı kişiler, toplum güvenliği ve kamu hizmetlerinin niteliği açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Saray Rejiminin yönetimi altında kurumların ve devletin halkın yararına değil patronların, suçluların ve çetelerin hizmetine verildiği bu olay vesilesiyle bir kez daha teyit edilmiştir. “Eğitimde devrim yaptık” diyen Saray Rejiminin bizi getirdiği noktada çeteler üniversitelerde ve eğitim kurumlarında cirit atmaktadır. Yolsuzluğu, hırsızlığı, usulsüzlüğü alışkanlık edinmiş olan iktidar ve ondan güç alan çeteler işledikleri suçlarla binlerce yurttaşımızın hakkını gasp etmiştir. Saray Rejimi, uyguladığı politikalarla geleceksizleştirilen gençleri bir kez daha hayal kırıklığına uğratmıştır. Üniversite diploması artık ortalama bir hayat standardı vaat etmemesinin yanı sıra gençlere geçimlerini sağlayabilecek bir iş imkânı dahi sunmamaktadır. Yeterli, erişilebilir yurt imkânlarının yokluğunda üniversite okuyabilmek için bir yandan çalışmak zorunda olan üniversiteli gençlerin emekleri çeteler tarafından hiçleştirilmektedir. Türkiye İşçi Partisi olarak öğrencilerin, gençlerin emeklerinin çalınmasına ve akademinin yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Yaşanan olayla ilgili derhal meclis araştırma komisyonu kurulmalı, geçmişte benzer başlıklarda işlenen suçlarla ilişkisi araştırılmalı, suça bulaşan herkesin yargı önünde hesap vermesi sağlanmalı ve tüm bu süreçler kamuoyuna açık şekilde yürütülmelidir. Bu düzenin böyle gitmeyeceği ve hepimizde utanç duygusu oluşturan tüm bu suçlardan hesap sorulacağı günler yakındır. Bu ülkenin birikiminin ve kararlılığının üniversiteleri de bütün memleketi de çetelerden temizleyecek ve yeniden ayağa kaldırabilecek düzeyde olduğundan kuşkumuz yok. Saray Rejimi yıkılana ve bu çete düzeni sona erene kadar mücadelemize devam edeceğiz."
TİP Bilim Kurulu





