Halk TV'nin haberine göre TBMM Genel Kurulu, takvim uyarınca bütçenin tümü üzerindeki görüşmeleri bugün tamamlayacak. Ardından kamu idarelerinin bütçe ve kesin hesapları dokuz tur halinde ele alınacak. Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki yoğun mesai ise 23 Ekim-1 Aralık 2025 tarihleri arasında tamamlanmış, bütçe ve 2024 kesin hesap görüşmeleri Genel Kurul’a sevk edilmişti.

Görüşmelerin başlangıcına damgasını vuran ise CHP’nin Komisyon’a sunduğu kapsamlı muhalefet şerhi oldu. 860 sayfadan oluşan metinde; bütçe hakkının gerilemesi, kamu mali yönetimindeki kurumsal tahribat ve makro hedeflerdeki tutarsızlık üç ana eksen olarak öne çıkarıldı.

"Bütçe Hakkı Fiilen Zayıflatıldı"

CHP’nin karşı oy yazısında, bütçe hakkının tarihsel olarak parlamentoların en temel yetkisi olduğu hatırlatıldı. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun meclisin denetim kapasitesini artırmak için tasarlandığına dikkat çekilen metinde, 2017 anayasa değişikliklerinin bu süreci tersine çevirdiği savunuldu.

Raporda, bütçenin Meclis’ten geçmemesi durumunda "bir önceki yıl bütçesinin yeniden değerleme oranıyla artırılarak uygulanmasına" imkan veren hükmün, Meclis’in bütçe üzerindeki "onaylama veya reddetme" gücünü fiilen zayıflattığı ifade edildi.

Sorular Yanıtsız Kaldı, Denetim İşlevsizleşti

Komisyon aşamasına dair eleştirilerin de yer aldığı metinde, 38 gün süren ve 20 birleşimden oluşan görüşmeler sırasında bakanlara yöneltilen soruların ve Sayıştay raporlarına dayalı eleştirilerin büyük bölümünün yanıtsız bırakıldığı belirtildi. CHP, bu durumun bütçe görüşmelerini amacından saptırdığını ve yasama denetimini işlevsiz kıldığını vurguladı.

Kamu Maliyesinde "Kurumsal Tahribat" İddiası

Muhalefet şerhinin en sert bölümlerinden biri "kamu mali yönetiminde tahribat" başlığı altında yer aldı. Kamu İhale Kanunu’nda yapılan 200’e yakın değişikliğin mali mevzuat bütünlüğünü bozduğunu savunan CHP; Sayıştay’ın pasifize edildiğini, Merkez Bankası’nın bağımsızlığını yitirdiğini ve teftiş mekanizmalarının zayıflatıldığını öne sürdü.

Eleştirilerin odağındaki bir diğer kurum ise Türkiye Varlık Fonu oldu. Fonun "ikinci bir hazine" gibi işlediği, karlı kamu kuruluşlarını denetim dışı bir alana taşıdığı ve mali yapıda gedikler açtığı iddia edildi.

Kalkınma Planı ile OVP Arasında Uçurum

CHP, 12. Kalkınma Planı ile Orta Vadeli Program (OVP) hedefleri arasındaki uyumsuzluğa da dikkat çekti. Karşı oy yazısındaki verilere göre; 2028 yılı için öngörülen GSYH, kişi başına gelir, ihracat, enflasyon ve kur hedefleri, Plan ve OVP metinlerinde birbirini tutmuyor. Muhalefet, bu durumu "ekonomi yönetimindeki eşgüdüm sorununun itirafı" olarak yorumladı.

Ayrıca 2026 bütçe teklifinin 16 Ekim 2025’te, yasal sürece aykırı olarak ilk aşamada "bütçe cetvelleri olmadan" Meclis’e sunulması da usul yönünden eleştirildi.

Dezenflasyonun Faturası Sabit Gelirli'ye

Ekonomi programının da ele alındığı raporda, uygulanan dezenflasyon politikasının "talebi kısma ve yüksek faizle sıcak para çekme" stratejisine dayandığı belirtildi. CHP, bu tercihin maliyetinin işçi, memur ve emeklilerin sırtına yüklendiğini savundu. Haziran 2023 - Ekim 2025 dönemine ait enflasyon ve faiz tablolarına yer verilen metinde, programın başarısının tartışmalı olduğu ifade edildi.

Rakamlarla 2026 Bütçesi

Meclis’te tartışılan teklifin genel çerçevesi ise şöyle şekillendi:

  • Toplam Gider: 18,8 Trilyon TL

  • Toplam Gelir: 16,1 Trilyon TL

  • Bütçe Açığı: 2,7 Trilyon TL

Öte yandan, görüşülen 2024 Kesin Hesap sonuçlarına göre, 2024 yılında bütçe giderleri 10 trilyon 781 milyar TL, gelirler 8 trilyon 673 milyar TL olarak gerçekleşti ve bütçe 2 trilyon 108 milyar TL açık verdi.