Yeni Superman (2025) filmi, klasik çizgi roman mitini tazeleyerek, empati, insanlık ve kahramanlık kavramlarını günümüz dünyasına uyarlıyor. James Gunn’ın yönetimi altında duygusal derinlik, karakter çeşitliliği ve DCU’nun sonraki evrelerine zemin hazırlayan güçlü bir başlangıç sunuyor.
Peki, Superman solcu mu? Solculuğun ne olduğu hakkında bin bir türlü tartışma devam ederken ve İsrail devletinin seküler sanıldığı bir coğrafyada böyle tartışmalara girmek bazen yorucu olabiliyor bazen de tartışmalar bağlamından koparılıp başka yerlere çekilebiliyor.
Her şeyin siyaset ile ilişkili olduğu dünyada Superman de bir yerden nasibini alcaktı elbette
Yine de buna karşın, sanatın toplumla ilişkisi, insanın hikayeler anlatma dürtüsü dünyada var olduğumuz günden beridir devam ediyor. Ben sanatıma bakarım siyasetten anlamam diyen sanatçılara karşın her şeyin siyaset ile ilişkili olduğu dünyada Superman de bir yerden nasibini alacaktı elbette, aynı zamanda medya sosyoloğu Todd Gitlin’in de dediği gibi “Popüler kültür, sistemin krizlerine verdiği ideolojik cevaplardır.” örneğin Iron Man’in savaş sanayinden gelerek kurtarıcıya dönüşmesi, kapitalist çelişkilerin meşrulaştırılmasıdır. Yani bir iş “popüler” olmakla siyasi olmamaktan kurtulamıyor.
Superman’i yaratan insanların da o dönem, ekonomik buhran ile baş başa kaldığını unutmamak gerekir
Superman karakteri, başka bir gezegenden gelen bizimle bir yönüyle de meslektaş (gazeteci) olan bir karakter, ilk olarak Action Comics ile Haziran 1938’de yayınlandı. (Yaratıcıları: Jerry Siegel ve Joe Shuster) çıktığı döneme bakıldığı zaman dünya ikinci dünya savaşının öncesinde büyük bir ekonomik buhran ile cebelleşirken, umut olarak piyasaya sürüldü. Her gün insanların açlıktan öldüğü, zenginin daha zengin olduğu yasaların insanların umutlarına yardım etmediği bir dönemdi. Sanki bu dönem farklı mı? dediğinizi duyar gibiyim Superman’i yaratan insanların da o dönem, ekonomik buhran ile baş başa kaldığını unutmamak gerekir işte bu yüzden de tam da bu dönem bir Superman filmi çekmek elzem hale geldi Hollywood için.
“Superman gibi figürler, modern toplumun mit ihtiyacını karşılayan bir tür çağdaş halk destanıdır.” der Umberto Eco. Ona göre bu kahramanlar, modern toplumun sıradan bireyi için ulaşılması imkânsız olan adalet ve güç ideallerini temsil eder. Ne izlersek izleyelim kurmacalara hep düşeriz ( Anne Ben düştüm mü? Beliz Güçbilmez hocama da buradan selam olsun, kurmacalara neden muhtaç olduğumuza yönelik şahane bir kitap, ısrarla önerilir.) Recep İvedik, Kemal Sunal filmleri Superman, Batman, Hulk, Spider-man gibi ana karakterlerin anlatıldığı filmler özellikle izlerken ya karakterle ters düşmemizi ister ya da karakterle özdeşleşip birlikte yol almamızı ister.( Kahraman- Anti kahraman)
Amerikan bireycilik kültürünün sembolleridir; yalnız kurtarıcı, bireysel sorumluluğun tanrısal bir şeklidir.
Sosyolojik olarak baktığımıza ve birçok Amerikalı sosyoloğun da dile getirdiği gibi süper kahramanlar, Amerikan bireycilik kültürünün sembolleridir; yalnız kurtarıcı, bireysel sorumluluğun tanrısal bir şeklidir. Bizim kahramanlarımız ise hikayeni bir yerinde toplumsal bir töre ile hareket etmek zorundadır.
Superman, göçmen bir çiftin çocuğu (aslında uzaydan gelmiş) olarak Amerikan rüyasına dahil olma çabasının da simgesi, Süperman’ın yabancılaşma yaşaması kadar normal bir şey olamaz başka gezegenden gelen biri olarak, Süperman’ın yaptığı mükemmel işlere rağmen, hala toplumdan dışlanıyor olması ise bildiğimiz bir hikaye.
Her dönem hikayesinde çıkan bir kahraman, o dönemin alegorisidir. Superman’in yeni filminin senaristi James Gunn, her ne kadar senaryoyu yazarken Orta Doğu’daki gerçek çatışmaları göz önünde bulundurmadığını ve Boravia ile Jarhanpur’un tamamen kurgusal olduğunu defalarca belirtmesine rağmen, kolektif bilinçten dolayı böyle bir hikaye anlatımı yapabileceği de düşünülebilir.
Çünkü, senarist de her ne kadar kendini, çekerse çeksin dünyadan yine de haberlere maruz kalıyor ve ister istemez bilinçaltında bu hikaye oluşmuş olabilir, Büyük Buhran’da yaratılan Superman gibi.
Şu an sadece bizde değil tüm dünyada bir “sağ” krizi yaşanıyor,
Yazının başında da değindiğim gibi “Popüler kültür, sistemin krizlerine verdiği ideolojik cevaplardır.” Hollywood belki de vermek istediği Gazze-Filistin çatışmasının cevabını kendince Superman’e söyletiyor. Çünkü şu an sadece bizde değil tüm dünyada bir “sağ” krizi yaşanıyor, Amerika’dan İsrail’e Macaristan’dan Hindistan’a Rusya’dan Belarus’a Arap yarım adasından İran’a kadar, "zihni" fikir sağ görüşlü liderler sermayeyle iç içe geçmiş bizlere İsrail’in soykırımında “seyirci” koltuğuna oturmamızı, bizim başımıza gelmediği için dua ederek izlememizi istiyor. Belki de Hollywood’dan çıkan bir kahraman bizim istediğimiz hikayenin sonunu veriyor bize, rahat koltuklarımızın yanında atıştırmalıklarımızı yerken.
Film özelinde tartışma, İsrail’in yarattığı bu kabus dolu günleri izlerken başka birinin kazanabilme olmasının sadece bir “Superman” yapabilir algısı mı? Yoksa bir Superman olsa (ki bu da biz olabiliriz, kendi yarattığımız medya ile sistem ile) Filistin kurtulabilir mi düşüncesini izleyiciye ve bize bırakmış.
Gazze’de yaşanan insanlık dışı katliama son verileceğinin bir haberi olmasını istiyor gönül elbette
Sinemanın da hikaye anlatmanın da böyle bir eksisi var işte, hep alegorik anlatımlarla kafa karıştırma olsa da insanın hep bir umutlu yanından bakmak isteme hevesi ile daha çok inanmak istediğine götürüyor seni, Hollywood’un en iyi yaptığı şeylerden biri olan “gerekli” muhaliflik tuzağına düşmenden, Superman’in 1930 buhranında çizgi kitap olarak yola çıktığı ve bir çözüm yolu sunduğu yerde bu sefer de Gazze’de yaşanan insanlık dışı katliama son verileceğinin bir haberi olmasını istiyor gönül elbette.
Çok da lafı uzatmadan ve gerektiği yerden bitirmeye çalıştığım bu yazıda, her çıkan eseri dönemine göre incelemenin hem eseri anlamada hem de hikayeyi kafanızda oturtmanızın önemini anlatmak isterim. Moda Sahnesi’nde izlediğim Othello’da oyundan önce çığırtkanın 10 dakikada seyirciye hikayenin geçtiğinin dönemin politikasını mizahi bir yolla açıklaması beni hikayeye daha çok çekmişti, umarım Superman’i izlemeden önce çığırtkanın rolünü burada oynayabilmişimdir.