Sudan’ın Darfur bölgesindeki El Faşir kenti, Sudan Ordusu’nun son kalesiyken Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) adlı paramiliter grup tarafından ele geçirilmesinin ardından büyük bir insani felaketin merkezi haline geldi. Sudan hükümeti, RSF güçlerinin kente girdikten sonraki ilk iki gün içinde 300 kadının öldürüldüğünü ve onlarca kadına cinsel şiddet uygulandığını açıkladı.
Sudan Sosyal Refah İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Süleymi İshak, El Faşir’de yaşananları resmi olarak doğruladı.
Bakan İshak: “Hedefli Etnik Temizlik ve Büyük Bir Suçtur”
Devlet Bakanı İshak, kentten kaçmaya çalışan sivillerin hareket ettiği El Faşir ile “Tuvayla” arasındaki yolun **"ölüm yolu"**na dönüştüğünü belirtti. İshak, Faşir’de kalan ailelerin hala işkence, kötü muamele, aşağılanma ve cinsel şiddete maruz kaldığını vurguladı:
“Faşir’de yaşananlar, hedefli bir etnik temizlik ve büyük bir suçtur. Tüm taraflar bu suç karşısında sessiz kalarak suça ortak olmuştur.”
Kitlesel Vahşet İddiaları ve Hastane Saldırıları
Uluslararası basına yansıyan tanık ifadelerine göre, RSF birlikleri kentte sokaklarda infazlar yaptı ve bazı mahallelerde etnik temizlik benzeri eylemler gerçekleştirdi. El Faşir’deki Suudi Hastanesi’nde yüzlerce hasta, sağlık çalışanı ve sığınmacının öldürüldüğü raporlandı.
Birleşmiş Milletler (BM) ve insan hakları kuruluşları, bu olayları “kitlesel vahşet” olarak niteleyerek uluslararası müdahale çağrısı yaptı. Haberleşmenin kesik olması nedeniyle kayıpların tam sayısı bilinmezken, ölen kişi sayısının bin 500’ün üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
RSF ise tüm bu suçlamaları reddederek, yaşananları “propaganda” olarak nitelendirdi.





