Haber: Fatoş Erdoğan

Posta ve Telgraf Teşkilatı (PTT), sendika yöneticilerini işten atmaya devam ediyor. PTT,  PTT-SEN Genel Merkez yöneticisi Savaş Acer'i 25/2 koduyla i̇şten çıkardı. PTT-Sen, PTT yönetimini Sirkeci PTT Başmüdürlüğü önünde protesto etti.

PTT-SEN, kuruldukları günden bu yana sendika yönetimi, temsilcileri ve üyeleri olarak  taşeron şirket, PTT ve bakanlık işbirliği ile tüm sendikal kanunlar ihlal edilerek haksız ,hukuksuz uygulamalarla cezalandırılmaya çalışıldıklarının altını çizdi ve yönetenlere seslendi: denetleyenlerin bu memleketin anayasasından kanunundan haberi var mı? Devletin kendi kurumu devletin kendi kanunlarına uymuyorsa kime nasıl bu kanunlar bu memleketin kanunları herkes uymak zorunda denilebilir dedi

PTT-SEN, Arnavutköy Posta Dağıtım Merkezi’nde çalışan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun çiğnenmesine karşı çıktığı için Kod 25/2 ile işten çıkarılan genel merkez yöneticisi Savaş Acer için Sirkeci PTT Başmüdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledi. PTT Başmüdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasına HEDEP Milletvekili Kezban Konukçu, DGD-SEN Genel Başkanı Neslihan Acar, Umut-Sen, Emek ve Adalet Platformu da destek verdi.
Basın açıklamasını PTT-SEN Genel merkez yöneticisi Saim Uzun okudu 


Açıklamada, "Kurulduğumuz günden bu yana sendika yönetimimiz ,temsilcilerimiz ve üyelerimiz taşeron şirket ,PTT ve bakanlık işbirliği ile tüm sendikal kanunlar ihlal edilerek haksız ,hukuksuz uygulamalarla cezalandırılmaya çalışıldı.
Anayasaya bakarsanız işten atmanın suç olduğunu göreceksiniz ama uygulamaya bakarsanız sendika yöneticileri ve temsilcileri defalarca işten çıkarıldı. Bugüne kadar açılan tüm davalar sendikal düzeyde kazanılıyor olmasına rağmen PTT her şeyi gözardı ederek hukuksuz,keyfi biçimde aykırı ses çıkaran herkesi 25-2 gibi yaftalayıcı bir kod ile işten çıkarmaya devam ediyor. 25-2 kodu neydi diyenler çıkabilir. Çoğumuz bu kodu pandemi döneminde cumhurbaşkanlığı kararnamesince sözde işten atmak yasakken yüz binlerce işçinin kod29 la işten çıkarıldığı dönemde öğrendi. Her türlü kötü suçlamayı içinde barındıran bu kod daha sonra ki iş yaşamında da bir yafta olaravďd§mk karşımıza çıkmaya devam ediyordu.


O dönem yine mücadeleci sendikaların söylemleri,eylemleri neticisinde kod29 düzenlenmiştir. Ancak kendi içinde suçlamaları ayıran bu düzenleme talepleri hiçbir şekilde karşılamamıştır. İşveren yine aynı  şekilde hiçbir dayanağı olmadan haksız uygulamalar ile aykırı ses çıkaran her işçiyi 25-2  ile cezalandırmaya devam ediyor. Hiçbir şekilde SGK bu kodun geçerliliği konusunda bir denetim yapmıyor. İşverenin bildirdiği kodu sisteme geçirmekten öte bir çalışma yok. İşçi haksızlığa uğradığını ispatlamak ve tazminatını almak için 2-3 yıl süren mahkemeleri beklemek zorunda kalıyor. Tabi bu sürede alacağı üç kuruş tazminatta pula dönmüş oluyor. Tazminattan ziyade öncü işçi ise örgütlenmenin önü kapatılmış ve işten çıkarılan işçi nezdinde geriye kalanlara gözdağı verilmiş oluyor.


Sadece PTT’de de değil bugün kamu,özel sektör farketmeksizin iş yaşamında patronlara açılan tüm alanlar patronlar tarafından hunharca kullanılmaya devam ediyor. Kod25-2 ile sendikacılar,öncü işçiler cezalandırılmaya devam ediyor.


Açık açık soruyoruz yönetenlerin, denetleyenlerin bu memleketin anayasasından, kanunundan haberi var mı ? Devletin kendi kurumu devletin kendi kanunlarına uymuyorsa kime nasıl bu kanunlar bu memleketin kanunları herkes uymak zorunda denilebilir veya deniyor!


İşveren tarafı tüm hukuku, yasayı gözardı ederek eylimlerini sürdürürken işçilerin inandırıldığı bu yasalar kimsenin işine yaramıyor ve hiçbir yerde uygulanabilirliğine şahitlik edemiyoruz.