İnkılâp Kitabevi bilim insanı Prof. Dr. Seda Ünsar’ın romanı “Düşüş”ü okurlarla buluşturuyor. Sürükleyici kurgusuna eşlik eden derin araştırma, çalışma ve akademik birikimin ürünü olan roman, hayatın anlamını, çocukluk arkadaşı iki baş karakterin İstanbul’dan Los Angeles ve San Fransisko’ya sürüklenen hayatları üzerinden sorguluyor. Roman felsefi, edebi, politik ve tarihi çerçevede sorgulayan bir içeriğe sahip.

"SİYASET VE FELSEFE ODASINDA AŞK HİKAYELERİ”

"Düşüş" romanı ile edebiyat dünyasına ilk adımını atan Seda Ünsar, "Düşüş" ile felsefi karakterdeki yoğun ve derin diyaloglarıyla da okuyucusunun hem düşünüp anlamasına, hem de bu kavramları sorgulamasına olanak tanıyor. Roman, derdini metaforlarla anlatan üslubuyla Batı felsefesiyle örülmüş bir eser olmasının yanı sıra bir Doğu perspektifinde oryantalizm, modernleşme ve Batılılaşma kavramlarını yeniden ele alıyor.

“ZAMANI ELLERİYLE TUTMAYI DENEDİ”

Kitabın arka kapağında yer alan tanıtım metninde şunlar söyleniyor: "Boşa geçen zamanın anlamını hangi sözcükler anlatabilirdi ki? Bu basit ama keskin düşünce, bütün diğer düşüncelerinin birbirine kenetlendiği ağlara bir bıçak gibi düştü ve bütün düşünce bağlarını koparıp attı. Öyle umutsuz, öyle kaçınılmaz bir düşüştü ki bu, birden nefesinin kesildiğini ve dizlerinin tutmadığını hissetti. Duvara yaslandı. Çiseleyen yağmurun ıslattığı bir kedi bacaklarına sürtündü. Şakaklarındaki zonklama, zamanı, yere dökülen yağmur tanelerine hapsederek yavaşlatmıştı. Bu taneler alnına damlıyor, burnunun kavisinden, birkaç günlük sakalına süzülüyor, kaybolup, yok olup gidiyordu. Zamanı elleriyle tutmayı denedi. Olmadı…"