Pegasus krizi nereye gidiyor?

Abone Ol

Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Af Örgütü ve 15'ten fazla basın kuruluşu, İsrailli NSO şirketi tarafından geliştirilen casus yazılım Pegasus'un dünyanın birçok farklı ülkesinde devlet aygıtları tarafından aralarında gazeteci, akademisyen, siyasetçi ve hak savunucusunu takip etmek için binlerce kişinin telefonuna yüklenmiş olabileceğini açıkladı.

Uluslararası arenayı sarsan bu açıklama sonrası Türkiye’den de halen detaylarına hakim olmadığımız beş yüz üzerinde numaranın sisteme kayıtlı olduğu ortaya çıktı. Detaylar açıklandıkça özellikle devletlerin olası rakiplerine dış istihbarat faaliyetlerini de yürütmek için bu yazılımı kullanmakta olduğu ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a kadar ulaşan küresel bir krize dönüşmeye başladığını fark ettik.

İSTİHBARAT OYUNLARI SİYASAL İLETİŞİM KRİZİ YAŞATIRSA?

Yaklaşık elli bin kişinin bilgisinin sistemde olduğu düşünülen Pegasus yazılımı üzerinden devletlerin istihbarat ağlarına akan verinin büyüklüğünü küçümsememek gerekli. Hedef seçilmiş kişilerin etki alanlarının bulundukları ülkelerin kaderini belirleyecek pozisyonda olmaları gerçeği, bu verinin siyasi iletişim analizi ile politika üretme aracı olarak kullanılabilecek olma ihtimali henüz çok dillendirilmemiş olsa da büyük bir güç.

Pegasus yazılımı üzerinden elde edilen olası lider ve karar alıcıların özel hayat verilerini izlemenin ötesinde onlara karşı operasyon yapılmasının da önünü açan bir durum. Bu aşamada Türkiye’den takip edilenlerin ortaya çıkacak olması önemini koruyor. Bundan sonrası için kimsenin bilgi güvenliğinden bahsedemeyecek duruma gelmesi ciddi bir güven ve imaj kaybına yol açacak.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu yüzden cep telefonlarının ve numaralarının değiştirildiğinin açıklanması olayın büyüklüğünün habercisi. Bu arada İsrail Dışişleri Bakanının resmi açıklama yapmak üzere Paris yolunda olduğu haberi de devletler arası kriz potansiyelinin ne kadar büyük olduğunu bize gösteriyor.

DELİLLER BULUNMAYA DEVAM ETTİKÇE ARTAN TANSİYON RİSKİ

Son olarak hedef alındığı ileri sürülen 67 kişi, adli analiz yapılması için cihazlarını Forbidden Stories ile paylaşmayı kabul etmesi ve Uluslararası Af Örgütü'nün güvenlik laboratuvarlarında yapılan incelemelerde bu kişilerin 37'sinin telefonunda Pegasus'un faaliyet gösterdiğine ilişkin deliller bulunması oldukça ses getirdi.

İsrail merkezli NSO firmasının sıradan bir yazılım şirketi olmadığı gerçeğini kabul ederek ve Mossad tarafından da bu bilgilerin ulaşılabilir olduğu öngörüsünde bulunmamamız için aksi bir bilgi henüz yok. Firmanın halkla ilişkiler faaliyeti çerçevesinde yapmak zorunda olduğu bu yazılım güvenli açıklamalarını dikkate almak ise acemilik olur.

Yeni nesil küresel güç savaşları siyasal iletişimcilerin yeni stratejiler üzerine çalışmasını gerekli kılıyor. Krizi yönetemeyenlerin krizin parçası olmaktan kurtulamadığı günümüzde nice Pegasus krizleri ile yakın zamanda karşılaşacak olmamız sürpriz olmayacak.