CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Meclis Dijital Mecralar Komisyonu'nuna bilgi vermek için gelen sosyal medya Google ve YouTube temsilcilerini dinledi. Şirket temsilcilerine sorular yönelten Özkan, sosyal medya uygulamaları konusunda olumlu ve olumsuz yönlerine dikkat çekti.

"DEMOKRASİ HEPİMİZ İÇİN OLMALI"

İzGazete'den Cengiz Aldemir'in aktardığına göre, Google ve YouTube şirketlerinin Türkiye’de ve dünyada tekel olmasından dolayı korku uyandırdığını ifade eden Tuncay Özkan, şu ifadeleri kullandı:

"Bu korkuyu aşabilecek şeffaflık içinde olmalısınız ve mutlaka sizin yapınızın sizin gibi başka ticari yapılara, kamusal yapılara izin verecek bir rahatlık içinde bulunması gerekir, yoksa demokratikleşmeyi sağlayamayız. Yani sizin şirket politikalarınızın ne kadar güzel olduğu bizim sizin şirket politikalarınızdan ne kadar kötü etkilendiğimiz gerçeğini değiştirmez. Demokrasi hepimiz için olmalı, siz demokratik olmalısınız, sizin üzerinizde yani teknolojinin üzerinde yasaklar ve yasaklamalar olmamalı ama sizin sağlıklı, hukuk önünde herkese eşit davranan ve çok güzel işleyen bir sistematik içinde olmanız lazım. Çünkü dünya size bunun 10 katı kadar 100 katı kadar bir karşılık veriyor. Sizin bunu iyi değerlendirmeniz lazım." 

"EŞİTLİKÇİ DEĞİLSİNİZ"

CHP'li Özkan, internete yönelik en önemli şeyin veri güvenliği olmasına karşın, sosyal medya şirketlerinin bu konuda yetersiz ve umursamaz davrandığını belirterek, şunları kaydetti:

"Bir insanın hayatı sizin şirketinizin toplam bütünlüğünden daha değerli ama eğer siz o hayatla ilgili önlemleri almıyorsanız o zaman tartışma odağında yer alırsınız ve gördüğümüz kadarıyla önlem almıyorsunuz. İnsanları bir kümülatif topluluk olarak değerlendiriyorsunuz, o topluluğa şablonlar içinde bakıyorsunuz ve o şablonlar içerisinde insanların kimisinin hayatının eriyip gitmesi ya da o insanın size ulaşıp ulaşamaması sizin çok umurunuzda değil.

Şikâyetçi olan kişinin sesini dinlemek ya da size ulaşım noktası korkunç bir şey. Siz ucuz bir şey değilsiniz, bedava değilsiniz. Eşitlikçi değilsiniz, Türkiye'nin yarını falan umursadığınız yok. Bu topluma ne kadar vergi veriyorsunuz, kaç kişi çalıştırıyorsunuz, ne kazanıyorsunuz? Veri güvenliği konusu ve tartışmaları da bizim için çok önemli. Demokratik olarak sizin sağladığınız teknolojik altyapının sınırlandırılmasına dönük değiliz biz, biz onun sınırsızlaştırılmasına dönüğüz ama kişi hak ve güvenliğinin de sağlanmasında yanayız."

"BELİRLENEN İÇERİKLERİ NEYLE SAKLAYACAKSINIZ?"

Sosyal medya algoritmalarıyla ilgili birçok sorun olduğunu ve bunun üzerinden para kazanan ajansların olduğuna dikkat çeken Tuncau Özkan, "Algoritmanız çok değişik şeylere yol açıyor. Facebook ve Google gibi teknoloji devleri yanlış bilgi verdiler, siz yanlış bilgi vermekten uzak mısınız? Bizi yanılttılar, bütün bilgilerimizi politik olarak sattılar, bizim bütün bilgilerimizi politikanın ana konularından biri hâline getirdiler, bizi demokratik olarak etkilediler. Facebook'a girdiğimizde ya da orada durduğumuzda Analytica'dan bahsediyorum. Bütün bu sorunları bize yaşattılar, demokrasiye müdahale ettiler. Şimdi, bütün bu süreçler Facebook'un ortadan kaldırılmasını gerektirmiyor ama ne güvenlikle geleceksiniz? Biz bu sorunları, algoritmaları nasıl aşacağız? Belirlenen içerikleri neyle saklayacaksınız?" diye sordu. 

"ALGORİTMANIZDA YALAN HABERİ NEYLE ENGELLİYORSUNUZ?"

CHP'li Özkan, sosyal medya şirketlerinin Türkiye'nin dijital bütçesine büyük katkısı olduğunu ve çeşitli pazarlar oluşturduğunu ifade ederekk, şunlar söyledi:

"Kazançlarınızı öğrenmek istiyorum ama onun yanı sıra toplumsal faydaya bakış açınız ne, toplumsal fayda politikalarınız ne, tüketiciyi nasıl koruyorsunuz, tüketici hakları konusundaki çalışmalarınız nelerdir? Algoritmanızda yalan haberi neyle engelliyorsunuz? Şeffaf olmayan hangi şeyleriniz var? Algoritmanızın içindeki bizim bilmediğimiz veri değerlendirme süzgeçleri neleri eliyor, neleri tutuyor? Biz bunları öğrenmek isteriz çünkü bunları bilemezsek burada oluşturacağımız yasal düzenlemelerden hem siz hem de özgürlük ortamı zarar görebilir."

"NEYİ OKUYUP NEYİ OKUMAMAMIZ GEREKTİĞİNE NASIL KARAR VERİYORSUNUZ?"

Sosyal medyanın tekel olarak Türkiye'de yarattığı pazarın nasıl çalıştığına ilişkin rapora da dikkat çeken Tuncay Özkan, şöyle devam etti:

"Aynen okumak istiyorum: 'Türkiye'de milyonlarca insan belirli bir bilgiyi araştırırken Google üstünde haberlere her gün tesadüfen maruz kalıyor çünkü Google'ın algoritması haber yayıncılarının içeriklerini bir çok arama türünde en üst sıralarda ön plana çıkartıyor.' Yani bizim neyi okuyup neyi okumayacağımız konusunda bilirkişi sizsiniz, takdir makamı sizsiniz, sizin o algoritmanız yapıyor bunu ve ona ulaşmak için de binlerce veri değerlendiriyorsunuz herhalde. Bu nedenle, organik arama sonuçlarında ve Google haberler uygulamasının derlemesinde kullanılan algoritmalar bir eşik bekçisine dönüşüyor.

Türkiye'deki medya kuruluşlarının ürettiği içeriklerin görünürlüğü ve keşfedilebilirliği bu algoritma nedeniyle sizi birinci konuma getiriyor. Aslında siz haberleri değerlendirme makamı olarak da birinci durumdasınız. Bize neyi okuyup neyi okumamamız gerektiğini söylüyorsunuz. Buna nasıl karar veriyorsunuz? Türkiye'deki algoritmanız nasıl çalışıyor? Hangi önceliklerle bunu değerlendiriyorsunuz?"

"İKTİDAR MEDYASINA YÜZDE 73,8, BAĞIMSIZA YÜZDE 26,2 YER VERİLİYOR"

Uluslararası Basın Enstitüsü'nün raporunda, Google haberlerinde iktidar medyasına yüzde 73,8 bağımsız medyaya ise yüzde 26,2 oranında yer verildiğini vurgulayan CHP'li Tuncay Özkan, "Özetle, Google yayının dijital erişimleri, yoğun sosyal medya etkileşimleri ve kullanıcı tarafında artan talebe rağmen bağımsız medyaya, iktidar medyasına kıyasla çok daha az dijital trafik ve reklam geliri sağlıyor. İktidarın adının bugün “A” olması yarın “B” olmasının sizin için bir anlam taşıdığını zannetmiyorum. Siz iktidara yakın olarak bazı avantajlar elde etmek istiyorsunuz. Yarın iktidar değişir onunla da aynı olursunuz ama tüketici, özgürlükler demokrasi bundan olumsuz etkileniyor" diyerek duruma tepki gösterdi.

"İKTİDARA GÖRE HAREKET EDİYORSUNUZ"

CHP'li Özkan, sosyal medya şirketlerinin içerik belirlerken kamu iletişim politikalarının tarafsız ve bağımsız olmadığını, iktidara göre hareket ettiklerini belirterek, şu eleştiride bulundu:

"İktidarı tavlamak için yapıyorsunuz, yarın bizi tavlamak için yapacaksınız. Google, örneğin ABD'de, Türkiye'ye kıyasla kullanıcılara haber kaynakları konusunda çok daha geniş ve güvenilir bir menü sunarken, yüksek hacimli aramalarda Google, Türkiye'deki yerel medyada ABD'dekine kıyasla daha az örneğe yer veriyorsunuz. 'YouTube‘un öneri algoritması gene rapordan söylüyorum iktidar yanlısı medyanın videolarını izleyenleri büyük ölçüde bir yankı odasında tutarken oysa aynı algoritma bağımsız yayıncıları izleyenleri avukata vereceksin sözü, şeytanın savunmasını o yapacak sık sık iktidar medyasını videolarına yönlendiriyor.' Bu rapordaki eleştiriler hakkında Türkiye'ye hiçbir açıklama yapmadınız."

"BAĞIMSIZ MEDYAYI YOK EDİYORSUNUZ"

Sosyal medya kuruluşlarının en çok eleştiri aldığı konuların başında çocukların korunması konusunun geldiğini ve bu konuda hiçbir önlem alınmadığı eleştirisinde bulunan Tuncay Özkan, şu ifadeleri kullandı:

"Bağımsız basınla ilgili çok ciddi sıkıntılar içerisindeyiz. Tekel olduğunuzu unutmadan medyayı tarafsız ve yansız olarak değerlendirecek bir algoritmayı nasıl yaratacağınızı anlatmanız lazım. Bu durum demokratik değil. Google ülkemizden edindiği istihdam konusunda dair bize bilgi verin. Biz insanların nasıl çalıştığını, çok para kazanan bu şirkette çocukların, insanların nasıl çalıştığına dair bilgi edinmek istiyoruz. Google’ın bu konuda bize yansıyan bir bilgisi yok. Taşeronlara veriyorsanız, hangi dağılımlarla, kimleri tercih ediyorsunuz onu da bilmek istiyoruz."

"DEMOKRASİYİ VE İNSAN HAKLARINI ÖNEMSEYİN"

CHP'li Tuncay Özkan, sosyal medya şirketlerinin çok para kazandığını, vergiden vermekten de kaçındığını dile getirdi. Özkan, mahkeme kararlarının uygulanması noktasında sıkıntılar olduğunu da anımsatarak, şöyle konuştu:

"Teknolojiyi ve şirketinizin temsil ettiği teknolojik değerleri çok önemsiyorum. Demokratik ortamın geliştirilmesinde bunları vazgeçilmez olarak görüyorum. Ama sizin tek hâkim olduğunuz bu pazarda demokrasiye, insan haklarına ve kişilerin özgül ağırlıklarına önem vererek bu işi yapmanız gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada, bilgilendirirseniz çok mutlu olacağım."