CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı Gazze barış planına ilişkin, Türkiye’nin barışın korunması için sorumluluk alması gerektiğini belirterek, “Filistin’de oluşturulacak bir barış gücünün parçası olmak da buna dahildir” dedi.

“Türkiye barışın korunması için sorumluluk almalıdır. Biz ana muhalefet partisi olarak bunu destekleriz. Filistin’de oluşturulacak bir barış gücünün parçası olmak da buna dahildir” ifadelerini kullanan Özel, planın başarısında Hamas’ın tutumunun belirleyici olacağını dile getirdi.

Özel, “Planın hayata geçmesi için Hamas’ın kabulü önemli. Yoksa çatışmalar tekrar başlayabilir” dedi.

Filistin’in geleceğine ilişkin kararların mutlaka Filistinlileri kapsaması gerektiğini söyleyen Özel, “Her türlü çözüm sürecinde Filistinlilerin yer alması gerekir. Ve bu sürecin iki devletli çözüm talebine engel olmaması gerekir” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, plana ilişkin resmi X hesabından değerlendirmede bulundu. Özel'in açıklaması şöyle:

“CHP olarak Filistin sorununu tarihsel bir tutarlılık ve vicdani bir kararlılıkla her zaman sahiplendik. Gazze’deki insanlık dramına en sert tepkiyi gösterdik. Filistin’de her gün çocuklar ve kadınların da içinde olduğu yaklaşık 100 kişi hayatını kaybediyor. Tüm endişelerimizi muhafaza ederek Gazze’de ateşkesin sağlanmasından, günahsız Filistinlilerin İsrail kırımından kurtulma ümidinden memnuniyet duyuyoruz. Açıklanan planda bizim en başından beri hassasiyet gösterdiğimiz bazı hususların yer aldığını görüyoruz. Gazze’nin İsrail tarafından ilhak edilmeyecek ve İsrail ordusunun geri çekilecek olmasını destekliyoruz. İnsani yardıma izin verilecek olmasını, Filistinlilerin tehcire zorlanmayacak olmasını ve göçmek zorunda bırakılan Filistinlilere geri dönme imkanı sağlanmasını destekliyoruz. Rehinelerin serbest bırakılmasını olumlu buluyoruz.

“PLANIN HAYATA GEÇMESİ İÇİN HAMAS’IN KABULÜ ÖNEMLİ”

Türkiye barışın korunması için sorumluluk almalıdır. Biz ana muhalefet partisi olarak bunu destekleriz. Filistin’de oluşturulacak bir barış gücünün parçası olmak da buna dahildir. Hem Hamas’ın hem de Netanyahu kabinesindeki bazı şahin isimlerin plana direnme, süreci zora sokmaya çalışma ihtimali var. Planın hayata geçmesi için Hamas’ın kabulü önemli. Yoksa çatışmalar tekrar başlayabilir. Süreci dikkatle takip ediyoruz. Tüm bunlarla birlikte Filistin sorununun çözümü için iki noktanın dikkate alınması gerektiğinin altını çizmeliyiz. Filistin’in geleceğini ilgilendiren her türlü çözüm sürecinde Filistinlilerin yer alması gerekir. Ve bu sürecin, iki devletli çözüm talebine engel olmaması gerekir. Nihai çözümün ancak iki devletli bir yapıyla gerçekleşeceğini tekrar ediyor, bu konudaki Birleşmiş Milletler (BM) kararını hatırlatıyoruz.

“BU ADİL BİR BARIŞ DEĞİL AMA KÖTÜ BİR BARIŞ, SÜREN BİR SAVAŞTAN DAHA İYİDİR”

ABD-İngiltere’nin, Filistinlilere sormadan hazırladığı, BM’nin görevini insani yardımların ulaştırılmasına indirgeyen, Gazze'nin başına Irak işgalini desteklemiş Tony Blair’i getirmeyi hedefleyen bu plana ilişkin yaklaşımımızı Aliya İzzetbegoviç'in şu sözleriyle özetleyebilirim: ‘Bu adil bir barış değil ama kötü bir barış, süren bir savaştan daha iyidir.’”