CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, partisi ile ilgili sorulara cevap verdi. ÖZel, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun altılı masanın talebi doğrultusunda cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda hareket edeceğini ifade ederken, partisinin baş örtüsü çıkışının arka planını anlattı.

Seçim sonrasında iktidar olmaları durumunda 'intikamcı' olmayacaklarına vurgu yapan Özel, cumhurbaşkanlığını kazanmaları durumunda 2 bin bürokratın, Erdoğan'la birlikte görevi bırakmalarına dair kararnamenin hazır olduğunu ifade etti.

Hürriyet'ten Hande Fırat'a konuşan Özel'in sorulara verdiği yanıtlar şu şekilde:

Türkiye’nin Yüzyılı vizyonu ile iktidar partisi kutuplaştırmayı ve kutuplaşmayı bir kenara bıraktığını söyledi. Siyasetin dilinin de değişmesi gerektiği mesajı ile. Hürriyet’in geleneksel kahvaltısının konuğu tam da bu konuyu konuşmak üzere CHP’nin Grup Başkanvekili Özgür Özel’di. Özel, “Türkiye Yüzyılı” vizyonunun CHP’nin iki sene önce ilan ettiği ‘İkinci Yüzyıla Çağrı’ beyanamesinin doğrudan kopyası olduğunu iddia etti ve itirazlarını şöyle sıraladı:

‘TÜRKİYE YÜZYILI CHP’DEN KOPYA VE İNANDIRICI DEĞİL’

“Hepimiz aynı gemideyiz diyorlar ama düne kadar düşman hukuk uyguluyorlardı.

Seçimlere 7 ay kala 20 yıldır yaptıklarını, özellikle de son 7 yıldır yaptıklarını bir söylemle değiştirdiklerine inandırmaları o kadar kolay değil.

Siyasette büyük barış olabilir ama gelinen noktada kutuplaştırmayı aşacak olan sandıktaki seçmen iradesidir.

Bir sonraki iktidarın bugünkü gibi davranmaması iklimi değiştirecek.

Tanıdığım iktidar; ‘Türkiye’nin Yüzyılı’ söylemini ölçme değerlendirmeye tabi tutacaktır; oyları artıyorsa yumuşamaya devam ederler, düşüyorsa sertleşmeye geri dönerler.”

Ekran Alıntısı-8

‘BİZ İNTİKAM ALMAYACAĞIZ’

Peki 6’lı Masa iktidar olursa ne yapacak? Hesaplaşma mı yoksa helalleşme mi devrede olacak?

“İntikam almayacağız. CHP, sosyal demokrat ve kurucu parti olduğu için zaten yapısal olarak intikam almaz.

Cumhuriyet’i birlikte kurduklarımızın torunlarına vatan haini diyecek halimiz yok.

Bir hesap görülecekse kanun dışı işler yapanlar şahsen bunun hesaplarını verecekler. Aileleri, yakınları, çevreleri değil.”

‘DEMOKRASİ ANLAYIŞIMIZ GEREĞİ METİNLERİNİ İNCELEYECEĞİZ’

Gelelim son günlerin tartışmalı diğer başlığına; başörtülü ve başı açık kadınlar için düzenleme tartışmasına. Nereden çıktı bu düzenleme? CHP, Anayasa değişikliğine destek verecek mi? Özgür Özel, iki yıldır CHP ve Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nun Anadolu’da kanaat önderleriyle basına kapalı toplantılar yaptığını anlatarak bu toplantılarda Kılıçdaroğlu’nun en çok karşılaştığı soruyu açıkladı:

“İstisnasız Genel Başkan’a sorulan soru şu: ‘İşsizlik çok, yoksuluz, bıktık, oy vereceğiz ama bizi korkutuyorlar, korkuyoruz. Geldiğinizde giyim kuşama karışacak mısınız, başörtüsü yasak olacak mı?’ Genel Başkan kapalı kapılar ardında verdiği teminatı bir kanun değişikliği ile önermek istedi.

Anayasa değişikliği önerisi imkânı da vardı. Ancak Türkiye’de basında haber yapma özgürlüğü sorunu var mı, var. Oysa Anayasa’da ‘Basın hürdür, sansür edilemez’ deniyor. Ancak sansür kanunu çıkıyor.

Kanun ve anayasa değiştirmek Meclis’in yetkileri arasındadır. Ancak TBMM Başkanı da tarafgir davranıyor. TBMM Başkanı siyasal aktivizm yapmasın, tarafsız olsun, Meclis’in gücünü artırsın.

Şimdi bu düzenlemeye bir de ailenin korunması adı altında farklı bir madde getiriyorlar. Geçtiğimiz günlerde bir miting vardı, ailenin korunması adı altında fırsatçılıkla, kendileri açısından o kitlelere ‘Bakın biz sizin için bir şeyler yaptık’ diyecekler.

Sonuç itibarıyla demokrasi anlayışımız gereği metinlerini göreceğiz. Kurumsal olarak, parti yetkili organları değerlendirir, kararını verir.

Kişisel kanaatim, bu mantalite ve iş görüş biçimiyle anayasa değişikliği yapma zaman ve zeminimiz yok.”

KILIÇDAROĞLU KENDİ KALESİNE GOL MÜ ATTI?

“Bunu futbol maçına indirgemek ve Erdoğan’ın ‘Nereden bulduysa buldu, birkaç tane başörtülüyü almış, o kişilere de söylüyorum, bu işin gerçek sahiplerine ihanettir’ sözü; kendi kişisel tercihleri ile başını kapatanlara haksızlıktır.”

ALTILI MASA’DA SON DURUM

İYİ Parti ile CHP arasında sorun mu var? İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP’de kime şımarık dedi? 15 vekil için niye “Ömer Seyfettin’den diyet” benzetmesi yaptı? İşte yanıtları:

“Sayın Akşener’in söylediği sözleri ben üstüme almadım, CHP’li yöneticilerin aldığını da düşünmüyorum.

Genel Başkan partide, sürekli ‘Bu partinin görüşlerini genel başkan, parti sözcüsü ve üç grup başkanvekili açıklar’ diyor.

Meral Hanım herhalde birilerinin aramızı bozmaya çalıştığını söylüyor, ama o şımarıklar CHP içinde yok. Partinin seçilmişleri ve resmi olarak görevlerini yürütenler bu konuda çok özenli.

15 vekil meselesinde; Kemal Bey bunu ‘İleride diyetini isteriz’ diye yapmadı, Meral Hanım da ‘Ben borcumu öderim’ diye kabul etmedi.

KILIÇDAROĞLU ADAY MI?

Meral Hanım’ın Kılıçdaroğlu’nun adaylığına mesafeli olduğu iddialarına yanıt vermek; bir başka partinin lideri olduğu için yetki ve sorumluluk alanımda değil.”

“Kemal Bey’in pek çok açıklaması kişisel adaylık talebi olarak okunuyor oysa CHP’nin iktidar talebi olarak okunması lazım.

Siyasetteki genel akışa göre CHP’nin içinde Genel Başkan’ın adaylığı konusunda neredeyse tam mutabakat var.

Ancak kararı 6’lı Masa verecek. Kemal Bey ufacık bir sorun olsa talepkâr olmak yerine fedakârlığı seçer.

İktidar ve yakınları ‘Aday niye belirlenmiyor?’ diye soruyorlar. Cumhur İttifakı bundan niye rahatsız? Acele ettiriyorlarsa, belirlemeyerek iyi bir şey yapıyoruz.

Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu tercih etmiyor, ondan çekiniyor.”

‘1 NO’LU KARARNAMEMİZ HAZIR’

6’lı Masa cumhurbaşkanlığı seçimini kazanırsa, cumhurbaşkanı ile gelen yaklaşık 2 bin bürokrat Cumhurbaşkanı ile görevi bırakacaklar. Özgür Özel, bunun için hazırlıkları yaptıklarını açıkladı:

“1 No’lu kararname taslağı hazır. Bir sıkıntı olmaz, insan kaynağı sorunumuz yok, fazlamız var.”