Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında, AKP hükümetinin 2025 yılını özetleyerek, "AK Parti yazın serin, kışın sıcak salonların partisidir; CHP meydan meydan büyüyenlerin partisidir. 2026’da sizlere umut, mücadele ve iktidar vadediyorum. Hiç meydanların salona yenildiğini gördünüz mü? Meydanlar kazanır, millet kazanır, halk kazanır. Biz kazanacağız, yolumuz açık olsun, yürüyelim arkadaşlar" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM’de partisinin haftalık grup toplantısında konuştu. Özel, şunları kaydetti:
"Yılı kapatıyoruz acılarla, adaletsizliklerle. Sadece ilk anda aklıma gelen altı tanesini yazdım. Kartaakaya’da 36’sı çocuk, 78 vatandaşımız yanarak hayatını kaybetti. 91’i çocuk, bin 956 işçimiz iş cinayetlerinde katledildi. 12’si metan gazından, ikisi güneş altında bekletilmekten, 20’si uçak kazasında 34 kahraman askerimiz şehit oldu. Dilovası'ndaki kaçak iş yerinde üçü çocuk, yedi kadın yanarak öldü. 349 kadın, kadın cinayetlerinde katledildi. Bir yılda sadece 85 kahraman polisimiz intihar etti görevli başında. Böyle bir yılı kapatıyoruz. Camus diyor ki ‘Bir ülkenin nasıl yönetildiğini görmek istiyorsan o ülkede insanların nasıl öldüğüne bak.’ Bu ülkede insanlar böyle ölüyorlar. Millet çarşıdan, pazardan filesi boş dönmemek için havanın kararmasını, güneşin batmasını bekliyor. AK Parti'nin kara düzeni cilalı taş devrinde insanlığın bıraktığı toplayarak geçinme, toplayarak yaşama, toplayıcılık dönemini pazardan ezik, atılmışların toplanmasıyla, bir gün önce satılamayan ekmeklerin yarı fiyatına alınmasıyla, yırtıldı diye kenara atılan yufkanın bayatlanınca beşte bir fiyata alınıp suyla ıslatılmasıyla tanıştırdılar bu ülkeyi. Bunların hepsi 2025 yılında AK Parti'nin kara düzeninde oldu."
“KADAŞ’ın faaliyet raporu...”
Cumhurbaşkan ı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2018 yılında “Ülkeyi şirket gibi yöneteceğim” sözlerini hatırlatan Özel, şunları söyledi:
"Madem yıl bitiyor, KADAŞ’ın faaliyet raporuna bir bakalım. Bakan, ‘Türk gençlerine, Türk iş adamlarına neden vize verilmesi, vize sorunu var’ deyince ‘Gençlere vize verilmiyor çünkü Türk gençleri gittikleri yerden dönmüyor’ diye vize sorununun sorumlusunu yurt dışına giden gencin geri dönmemesi olarak söyledi. Pasaportumuzun saygınlığı bir yılda 10 sıra birden geriledi. ABD Ankara Büyükelçisi, ‘Trump, Erdoğan'a onda olmayan meşruiyeti veriyor’ dedi. Amerikan Dışişleri Bakanı, ‘Beş dakika randevu için kapımızda yalvarıyorlar’ diye söyledi. Bizim TikTokçu Hakan bunlara tık çıkarmadı, varsa yoksa TikTok yaptı. Ak Toroslar Çetesi siyasete darbe yaptı. Yargıya güven yüzde 20’ye düştü. Cezaevleri doldu taştı. AYM kararlarına birinci kademe mahkemeler uymamaya AİHM’i hiçbiri uygulamamaya başladı. ‘Gözaltına alınıyorum’ yılın cümlesi oldu. Adalet Bakanımız günde iki kez ‘Türkiye hukuk devletidir’ dedi, bakanlığa geri girdi.
Suç ve uyuşturucu çeteleri ülkeyi sardı. Daltonlar Çetesi, kurucusu ‘Can Dalton’a hapishanede pasta koydu, mum yaktı, canlı yayın açtı. 81 ilde, Daltonlar Çetesi eş zamanlı olarak havaya ateş açtı. Can Dalton’un kuruluşunu kutladı. Joe Dalton hapisteyken gerçek Daltonlar bu güçte değil. 13 belediyeye kayyum atandı; üçü bizim, 10’u DEM’in. 5 bin polis il başkanlığımız basıldı. Milletvekillerimize bir karış mesafeden yüzüne gaz sıkıldı. Bir yılda 85 polis intihar etti, İçişleri Bakanı olacak -diğerlerine sıfat kullanmayayım ama- bu kifayetsiz ‘Türkiye güvenlik alanında dünyaya örnek oluyor’ dedi. Enflasyon Avrupa'nın birincisi. Yoksulun kredi kartı ve avans hesabının faizi yüzde 95’e çıktı. Faiz ödemeleri tarihi rekor kırdı. Bütçe ilk günden 2 trilyon açık verdi. Bakan Şimşek, ‘Borçlar düşüyor, bütçe düzeliyor’ dedi. Ayasofya'ya tır girdi. Turizm işçisinin tatil hakkı 10 günde bire düştü. Kartalkaya'da 78 insan cayır cayır yandı. Bakan, lüks yatıyla Yunanistan tatiline çıktı. Orada misafir ağırladı.
"Asgari ücret açlık sınırının altında kaldı, Bakan CHP'li belediyeleri silkelemekle uğraştı"
Bir yılda 80 bin hektar orman yandı. Et ve Süt Kurumu'nun müdürü kendi şirketinden et ithal etti. Çiftçi afetlerde çaresiz kaldı, söz verilenler ödenmedi. Şap hastalığı besiciyi bitirdi. Bakan, ‘Tarımda çok iyiye gidiyoruz’ dedi. MESEM’lerde 17 çocuk can verdi. Devlet okullarında beslenme ve hijyen krizleri durmadı. MEB Akademisi ile öğretmen diplomaları yok sayıldı. Atanmayan öğretmen sayısı 1 milyona çıktı. Bakan, ‘Devlet okulları çağ atladı’ dedi, kendi çocuğunu koleje yolladı. Allah'ı var, bu önceki gibi özel okul zincirinin sahibi değil, müşterisi. Senin çocuğunu devlet okuluna yollayıp sabunsuz bırakıp, kapısını bekçisiz bırakıp kendi çocuğunu lüks okullarda okutan bu. Bir yılda bin 956 işçi denetimsizlikten öldü. Asgari ücretle emekli aylığı açlık sınırının altında kaldı. Dilovası'nda üçü çocuk yedi işçi yanarak can verdi. İki büyük işçi grevi milli güvenlik bahanesiyle yasaklandı. Bakan, kendisini atayanın talimatıyla CHP'li belediyeleri silkelemekle uğraştı.
"Alnından öpüyorum Mansur Başkanım"
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş, Ekrem Başkan’ın Silivri'ye konmasıyla birlikte AK Parti'nin hedefe koymaya çalıştığı yeni ismimiz. İkide bir soruşturma izinleri vermeye kalkıyorlar. Dün yine bütün televizyonları kırmızıya boyadılar; ‘Mansur Yavaş'a soruşturma izni verildi’ diye. Neymiş diye bir bakınca insan gerçekten gurur duyuyor. Mansur Yavaş'ın soruşturma izni: Ankara'yı parsel parsel satan Melih Gökçek döneminde, İncek'te 90 hektarlık alan için fahiş inşaat emsalleri vermiş. Kendisi görevden el çektirilince yerine gelen Mustafa Tuna -Allah'ı var, AKP ile uyumsuzluk derecesinde dürüst bi insandı, zaten bi daha aday da yapmadılar- döneminde yapılan plan değişikliğiyle inşaat emsalleri düşürülmüş. Mansur Yavaş döneminde de aynı bu şekilde haksız yere verilen, olmadık ilişkilerle verilen bu emsallere karşı direnilmiş ve o katlar verilmemiş. Kazanılmış hak kararı alanlar başvurular yapmışlar, suç duyurusunda bulunmuşlar. Mansur Yavaş'ın suçu: Melih Gökçek’in ranta açtığı, fahiş emsal verdiği yerlerde bu yapılaşmaya izin vermeme suçu. Alnından öpüyorum Başkanım. Bu Mansur Yavaş'ı ben anından öptüm ya partimiz adına. Ben bütün vatandaşlarımızı, başkentimizi bu yamyamlardan kurtarıp Mansur Yavaş'a teslim eden, o oyları veren herkesin alnından öpüyoruz.
"2026’da sizlere umut, mücadele ve iktidar vadediyorum"
2025 yılı artık siyaseten tükenen AK Parti'nin malum darbe yılı oldu. Ama biz bu darbeye karşı mücadeleyi seçtik. Teslim olmadık, yerimizde oturmadık, partide oturmadık; hep birlikte ayağa kalktık ve dokuz ayda 76 tane eylem yaptık. Yarın 77’ncisi Kağıthane'de. Yaz gelirken, ‘Nisan-mayıs iyi de bu yazın nasıl olacak her çarşamba İstanbul'da eylem? Üniversiteler kapandı, öğrenciler gitti. Hava 42 derece oldu. Millet tatilde, memlekette. Bu sıcakta kimse gelmez’ dediler. İstanbul'da milyonlar, kendi iradelerine sahip çıktı. 42 derecede Sancaktepe'yi dolduranları da geçtiğimiz hafta tir tir titrerken Çatalca meydandan ayrılmayanları da yarın ki bir kez daha göstereceğiz hiçbir yer AK Parti'nin değil, artık her yer ve Kağıthane'de milletin kalesidir. Aralığın sonunda, dondurucu soğukta darbeye direnenlere selam olsun. AK Parti yazın serin, kışın sıcak salonların partisidir; CHP meydan meydan büyüyenlerin partisidir. 2026’da sizlere umut, mücadele ve iktidar vadediyorum. Endişesi olan var mı? Hiç meydanların salona yenildiğini gördünüz mü? Meydanlar kazanır, millet kazanır, halk kazanır. Biz kazanacağız, yolumuz açık olsun, yürüyelim arkadaşlar."