Takip, Tehdit ve "Devlet Düşmanı" İması
Öğrenci Kolektifleri'nin açıklamasına göre, olay şu şekilde gelişti:
-
Takip ve Gözaltı: Kolektif Yürütme Kurulu üyesi ve Basın Sözcüsü olan kadın öğrenci, okuldan çıktıktan yaklaşık 20 dakika sonra 5 sivil polis tarafından takip edildi. Polisler, "ifade eksikliği" bahanesiyle öğrenciyi Beyazıt Karakolu'na götürdü.
-
Taciz ve Tehdit: Kapalı kapılar ardında bir odaya alınan öğrenciye, polisler tarafından tehdit ve taciz uygulandı. Polisler, öğrenciye "senin devlet düşmanı olmadığını biliyoruz" imasında bulunurken, ailesi ve kardeşi hakkında bilgiler verdi.
-
Siyasi Baskı: Polislerin, öğrenciye "Kampanya eyleminde mevcuttu tutuldun, tutuklanırsın. Aralık’ta da Ankara’da olacaksın" diyerek korkutmaya çalıştığı iddia edildi.
-
Kolektife Yönelik Tehdit: Polislerin, Öğrenci Kolektifleri ile ilgili "İstanbul Üniversitesi’nde olan örgütlerin tümünü biliyoruz" diyerek tacizi sürdürdüğü, hatta kadının faşistleri dövdüğü yönünde "haber aldık" diyerek tehdit edildiği belirtildi.
-
Edirne Uyarısı: Edirne'deki polislerin yaptıklarının bilindiği söylenerek, "Eğer bir şey yapılacaksa biz İstanbul'dan, Ankara’dan yaparız" şeklinde şantaj yapıldığı ileri sürüldü.
Öğrenciler: "Baskılar Bizi Yıldıramaz"
Öğrenci Kolektifleri, tüm bu korkutma çabalarına rağmen temel hakları için mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı:
"Biz bu oyunlarınızı çok iyi biliyoruz! Ama yemezler... Tüm bu basit korkutma çabalarınıza rağmen biz, Aralık'ta imzalarımızla ve anketlerimizle Ankara’da olacak, sözümüzü en yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz! Baskılar bizi yıldıramaz!"



