Yeni sürece ilişkin Meclis’te kurulan komisyon, ilk toplantısını gerçekleştiriyor. Komisyonda yer alan siyasi parti üyeleriyle bir araya gelen Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş toplantının açılış konuşmasını yaptı.
Kurtulmuş’un konuşmasından başlıklar şöyle: “Komisyonumuz 10 yıllardır ülkemizin enerjisini tüketen ve kardeşi kardeşten uzaklaştırmaya çalışanların provoke ettiği bir meseleye yeni bir gözle bakma iradesinin de yansımasıdır. Orada asıl meselemiz hiç şüphesiz anayasa yazmak, hukuk reformu yapmak ya da tüm meseleleri bir anda çözmek değildir. Meclis'in halkın sesi olmanın yanında toplumsal barışın taşıyıcısı, kardeşliğin teminatı, çözümün meşru adresi olduğunu hatırlatma iradesidir. Siyasi hesaplarla, dar tanımlarla ve kalıplarla değil; cesaretle, vicdanla ve adaletle hareket etmenin adıdır. Çünkü örgütün kendini feshederek silahların tamamen susturulması ile başlayan süreç, herhangi bir kişi, kurum ya da siyasi yapının değil doğrudan doğruya aziz milletimizin meselesidir. Meclis Komisyonunun da kıymeti tam buradadır. Bu komisyon, toplumun manevi dokusunu tahkim etmeye, kardeşliği kalıcı kılmaya ve farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak kabul edip ortak yaşamı güçlendirmeye dönük bir çağrıdır. Esasında milletimiz arasındaki birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları, toplumumuzun asırlar boyunca en önemli toplumsal yapı taşı olmuştur.
DAHA YÜKSEK SESLE KONUŞMANIN ZAMANI
Yeni dönem siyasetin, düşüncenin ve vicdanın daha çok konuşulduğu bir dönem olmak zorundadır. Ancak artık güvenliğin yanı sıra özgürlüğün, eşitliğin ve adaletin imkanlarını ve gücünü daha da yüksek sesle konuşmanın zamanı gelmiştir. Bu komisyonun bir diğer misyonu da budur. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra birbirinden koparılan, aralarına tel örgüler çekilen halklar artık yeniden birbirlerini daha yüksek sesle duymayı hak ediyor. Attığımız her adım bu kadim coğrafyada barış ve kardeşliği tahkim etmeye yönelik olmalıdır. Bu çerçevede ‘terörsüz Türkiye’, aslında açıkçası terörsüz bir bölge demektir. Değerli milletvekili arkadaşlarım, aziz milletim; gayet açıktır ki Türk-Kürt kardeşliği coğrafyamızın asli konusudur. Çanakkale’de omuz omuza savaşanların torunlarıyız. Kardeşlik, kaderde birlik yalnız savaş meydanlarında değil; alın terinde, acıda ve umutta da birlikte yürümektir.
MECLİS EN BÜYÜK DEMOKRATİK ÇATI
Bugün de bizler, halkın tam da içinden çıkan o hakka yaslanarak, o millî irfanı kuşanarak, tarihi bugünün anlayışıyla yeniden yorumlamak ve geleceği bu iradeyle kurmak mecburiyetindeyiz. Küresel şartlar ve bölgesel gelişmelerin kırılganlığına rağmen, içeride birliğimizi büyütmek, toplumsal huzuru pekiştirmek; dışarıda ise bölgesel barışı korumak mecburiyetindeyiz. İç cephemizi tahkim etmek, Türkiye'nin istikrarını kurumsal bir siyasal akla oturtmak zorundayız. Ülkemizin önünü tıkayan karanlık dönem, milletimizin feraseti ve devletimizin kararlılığıyla artık geride kalıyor. Meclis, hakikati duyan, toplumu hisseden ve vicdanını temsil eden, şüphesiz en yüksek demokratik çatıdır. Biz bu komisyonda yeni bir anayasa yazmıyoruz belki, ama kardeşlik cümlelerini kuracağız ve birlikte hareket edeceğiz. Meclisimiz, bin yıllık kardeşliği yeniden hatırlatmakla kalmayacak, siyasal düzlemde yeniden tarif edecektir. Bilinmelidir ki, şahit olduğumuz silah bırakma süreci bir pazarlığın sonucu asla değildir. Milletimizin huzura ve birliğe dair kararlılığının sonucudur ve bunun yansımasıdır. Bugün iftihar ettiğimiz gelişmeler, insanımızın emeğini ve vaktini çalan bir engelin ortadan kalkması istikametindedir.”
KOMİSYON SÖZÜNÜ YÜKSELTEN HERKESİN YERİ
Bu komisyon sözünü yükselten herkesin yeridir. Yeter ki ortak kelimelerimiz barış ve kardeşlik olsun. Bu çatı altında konuşulmayacak hiçbir konu yoktur. Yeter ki birbirimizi dinlemeye hazır olalım. Yeter ki her görüş birlik ve kardeşliği yansıtsın. Vicdan sahibi olan herkese teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki katkı veren herkes bu memleketin mayasında kardeşlik olduğunu göstermiştir.”