Moda Sahnesi seyircisiyle sahnede

Abone Ol

Her yıl açıklanan “özel tiyatro destek listesi” Türkiye’de kültür politikasının aynası gibidir. Bu yıl da aynaya baktığımızda tanıdık bir siluet belirdi: Moda Sahnesi yine yoktu.

Üç yıldır üst üste devlet desteğinden mahrum bırakılan bu sahne, artık sadece bir tiyatro değil; bir direniş mekânı, bir hatırlatma sesi. Çünkü mesele yalnızca birkaç satırla reddedilen bir destek başvurusu değil — mesele, sanatın kim tarafından yaşatılacağına dair derin bir sorudur.

Bir ülkenin sanat kurumlarına verdiği destek, aslında o ülkenin demokrasiye ne kadar inandığını gösterir. Devlet desteği, bir lütuf değil; sanatın kamusal bir hak olduğunun kabulüdür.

Ancak Türkiye’de bu destek, bir tür “kültürel liyakat testi” gibi dağıtılıyor. Kimlik, düşünce ve estetik çizgiler; sahnelerin kaderini belirliyor.

Moda Sahnesi’nin bu yıl da listede yer almaması, yalnızca bir “bütçe kararı” değil — sistemli bir sessizleştirme biçimi. Bir sahne susturulmadığında bile, destek kesilerek yavaşça yalnızlaştırılabilir.

Sansür Artık Görünmez

Eskiden sansür bir metin üzerindeki kırmızı kalemdi; bugün ise bir banka havalesinin eksikliği.

Devlet desteği, tiyatrolar için sadece ekonomik değil, varoluşsal bir meseledir. Çünkü tiyatro, bilet geliriyle ayakta kalmaz; seyirciyle birlikte nefes alır. O nefesi daraltan her politik müdahale, sadece bir sahneyi değil, o sahneden yükselen sesi de kısar.

Moda Sahnesi’nin hikâyesi, Türkiye’de sanatın “devlet onayına sığmayan” yüzünü gösteriyor. Bu yüz, sansüre rağmen oyun çıkaran, yasaklara rağmen perde açan, devletin değil halkın desteğiyle yaşayan bir yüz. Belki de en sahici sanat, tam da burada başlıyor: kısıtlandıkça özgürleşen, susturuldukça çoğalan bir sanat.

Ama belki de en büyük destek, her şeye rağmen salonları dolduran seyirciden geliyor.

Çünkü tiyatro dediğimiz şey, sadece sahnedekilerin değil, karşısında oturanların da ortak emeği.

Ve bu ülkede bir seyirci bile “perde!” dediği sürece, kimse o perdeyi kapatamayacak.

Moda Sahnesi, eski bir sinemanın dönüştürülmesiyle doğdu. Bugün hem tiyatro oyunlarına, hem de film gösterimlerine, söyleşilere, atölyelere ve konserlere ev sahipliği yapıyor. Kendine ait sahne düzeni, teknik altyapısı ve kolektif çalışma modeliyle Türkiye’de özerk tiyatro işletmeciliğinin öncülerinden biri. Moda Sahnesi, 2020’lerde giderek artan sansür ve baskı ortamında bağımsız sanat üretiminin sembolü haline geldi. 2021’de pandemi kısıtlamaları sırasında kapılarını erken açtığı için idari para cezası aldı; bu cezayı “kültüvel bir sivil itaatsizlik” olarak savundu.

Moda Sahnesi seyirci dayanışması ve bağımsız üretim modeliyle ayakta kalmaya devam ediyor.