Sincan Cezaevi'nde devam eden ve eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ'ın aralarında bulunduğu 108 kişinin yargılandığı Kobani Davası, bugünkü duruşma ile sürüyor. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, duruşma öncesi cezaevi önünde açıklama yaptı. Davayı, "Kumpas davası" olarak nitelendiren Sancar, "Bu dava Türkiye siyasetini dizayn etme konusundaki kapsamlı mühendislik projelerinin çok önemli bir parçasıdır. Sadece arkadaşlarımızın özgürlüğü gasp edilmiyor, yılları çalınmıyor. Asıl yapılmak istenen bu ülkenin geleceğinin gasp edilmesidir. Bu ülkenin demokratik ve hukuk devletine uygun bir gelecek inşa etme umudunun gasp edilmesidir" dedi. 

HDP Eş Genel Başkanı Sancar’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

DÜŞMAN HUKUKU UYGULANIYOR

"Tam bir kumpas operasyonu olarak başlayan davanın bugünkü duruşmasını birlikte izleyeceğiz. Her yönüyle bir özel operasyon dosyasıydı Kobani davası. Şimdi de her açıdan hukuksuzluklar örneği ile devam ediyor. Aslında buradaki uygulamalara hukuksuzluk demek çok hafif kalır. Açık söyleyelim; burada karşılaştığımız şey hukukun ihlali, basit ihlali değil. Burada karşılaştığımız şey, basit bir adaletsiz uygulaması değil. Burada, karşı karşıya kaldığımız durum, gerçek anlamda bir düşman hukuku uygulamasıdır. Onca yıllık akademisyenlik tarihimde mesleğimde, çalışmalarımda incelediğim hukuksuz davaların hepsini geride bırakmış bir düşman hukuku olduğunu söylersem abartı değil. Bakın tarihe hukuk adına, adalet adına yüz karası olarak geçmiş davalarda bile bu kadar keyfilik yaşanmadı."

SAVUNMA YAPILMASI BÜTÜNÜYLE İMKÂNSIZ HALE GETİRİLİYOR

"Adil yargılamadan vazgeçtik, burada tek yapılan şey acil yargılamadır. Adaletin gerekleri değil, iktidarın ihtiyaçları esas alınıyor bu yargılamada. Son zamanlarda özellikle davayı hızlandırmaya yönelik kararlar çoğaldı, yoğunlaştı. Savunma hakkı yok sayılıyor. Yargılanan arkadaşlarımızın savunma yapmalarına imkân tanınmıyor. Süreler çok kısaltılıyor. Böylece 3 bin 500 sayfalık iddianame, 324 klasörden oluşan dava ile ilgili gerçek bir savunma yapılması bütünüyle imkânsız hale getiriliyor. Bırakın gizli tanık uygulamasının kural hale gelmesini gizli tanıkların kendileri bile gizli dinlenir oldu. Hafta sonu mahkeme heyeti, bir gizli tanığı, yargılanan arkadaşlarımızın ve avukatlarının bilgisi dışında dinledi. Gizli tanığı, gizli dinleme operasyonuna da böylece bu ülkede yargılama hukukunda tanık olmuş olduk."

YAPILMAK İSTENEN BU ÜLKENİN GELECEĞİNİN GASP EDİLMESİDİR

"Bu dava Türkiye siyasetini dizayn etme konusundaki kapsamlı mühendislik projelerinin çok önemli bir parçasıdır. Sadece arkadaşlarımızın özgürlüğü gasp edilmiyor, yılları çalınmıyor. Asıl yapılmak istenen bu ülkenin geleceğinin gasp edilmesidir. Bu ülkenin demokratik ve hukuk devletine uygun bir gelecek inşa etme umudunun gasp edilmesidir. Demokrasi mücadelesini sindirme, gelecek adına umutları boğma çabasıdır. Bu kumpas davasını, sadece HDP’ye yönelik bir uygulama, özel durum olarak değerlendirmek büyük yanılgı olur. Seçimlere yaklaştıkça belli ki mahkeme heyeti de gündemini ve düzenini bunun ihtiyaçlarına göre ayarlıyor. Yani hukuktan değil, iktidardan talimat alıyor."

HAKİKATİ SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ

"Bizim çağrımız: Biz direnmeyi biliriz. Her türlü hukuksuzluğa karşı da sözümüz var. Bu sözü de her şart altında söyleriz. Tıpkı burada, duruşma salonunda arkadaşlarımızın o sözü hakikatin gereklerini en etkili şekilde yerine getirecek bir tarzda dile getirmelerinde olduğu gibi. Sözlerini en cesur şekilde söylüyorlar. Bizler, halkımız her alanda hakikati söylemeye devam edeceğiz. Bu bir kumpas davasıdır. Türkiye siyasetini dizayn etme planlarının çok önemli bir halkasıdır. Hiçbir muhalefet partisinin, derdi adalet ve demokrasi olan hiçbir çevrenin bu keyfiliklere, buradaki kumpas ve operasyona seyirci kalmaması gerekiyor. Adaletsizlik kime yapılırsa yapılsın, hep birlikte buna karşı çıkılmadıkça bu ülkeyi adaletsizlik pençesinden kurtarma imkânımız yoktur. O nedenle tekrar ediyoruz; bu dava HDP’yi hedef almakla sınırlı bir dava değildir. Bu dava arkadaşlarımıza ceza vermek için hukukun bütün kurallarının bir kenara bırakıldığı keyfi bir planın parçasından ibaret değildir. Bu dava ülkenin geleceğini gasp etmek için yapılan hazırlıkların en önemli parçasıdır."