Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesinin, Anayasa Mahkemesinin (AYM) verdiği Can Atalay kararını tanımaması ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine başlayan gerilim tırmanıyor.

MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter, tartışmalara ilişkin dün akşam “AYM’yi ya kapatacağız ya da yeniden yapılandıracağız” demişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Yargıtaya destek vermiş, Yargıtay Başkanlığı ise AYM’de yapılacak değişikliklere destek vermeye hazır olduklarını açıklamıştı.

Gazeteci Alican Uludağ, tartışmalara ilişkin dikkat çeken bir ayrıntı paylaştı. Uludağ’ın paylaşımında, “AYM’yi ya kapatacağız ya da yeniden yapılandıracağız” diyen MHP’li Yönter’in, AYM kararını tanımayan Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesinin bir üyesinin kızının nikâh şahitliğini yaptığı görülüyor.

Uludağ’ın paylaşımı şöyle:

YÖNTER'DEN ULUDAĞ'A YANIT: NEFESİMİZ ENSENDE

MH'Pli Yönter, Uludağ'ın bu paylaşımını alıntılayarak "Türk düşmanı Alican... Nefesimiz ensende..." dedi. Yönter şu ifadeleri kullandı:

Türk düşmanı Alican…Nefesimiz ensende…Sen gazeteci değil tetikçi bir militansın…Evet nikah şahidiydim, bununla da iftihar ederim. Bir düğünü bile müptezel ve mülevves emellerine alet ediyorsun ya bin kez lanet olsun sana…

ULUDAĞ'DAN YANIT: KABUL EDERSENİZ SORULAR GÖNDEREYİM

Gazeteci Alican Uludağ, Yönter'in bu sert sözlerine yanıt verdi. Uludağ, 15 yıldır yargı muhabirliği yaptığını hatırlatarak "Ve 15 yıldır hep ensemde hissettiğim birilerinin nefesine rağmen halkın gerçekleri öğrenmesi için yazmaktan vazgeçmedim" dedi. Ayrıca Yönter'e "Eğer kabul ederseniz, size de Türkiye gündeminde tartışılan konulara ilişkin sorular göndereyim (danışmanınız aracılığıyla) ve yanıtlasanız buradan yorumsuz  paylaşayım. Gazeteci olarak size teklifim bu" dedi.

Uludağ'ın yanıtı şöyle:

İzzet Bey, gazeteciliğe Cumhuriyet gazetesinde başladım ve kendime Uğur Mumcu'yu ve O'nun gazeteciliğini örnek aldım. Türk düşmanı değil, bu milletin bir parçasıyım. Yurtsever bir gazeteciyim. Halkın çıkarlarını savunurum. Ayrıca devlet benim olduğumu da ne olmadığımı da iyi bilir, gizlim saklım yok. 15 yıldır yargı muhabirliği yapıyorum. Ve 15 yıldır hep ensemde hissettiğim birilerinin nefesine rağmen halkın gerçekleri öğrenmesi için yazmaktan vazgeçmedim. Gazeteciliğe ilk başladığım yıllarda yargıdaki FETÖ yapılanmasını yazabilen az sayıda muhabirden biriydim, (herkes ortaklık yaparken) Cumhuriyet'in arşivi orada duruyor.

Bugün somut bir olguyu yorumsuz paylaştım. Siz siyasetçiniz. Hakkınızdaki haberleri eleştirmek hakkınız, ancak tehdit dili kullanmak siyaset anlayışı olamaz. Ki Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir.

Gazeteci olarak da kimseye önyargım yok. Eğer kabul ederseniz, size de Türkiye gündeminde tartışılan konulara ilişkin sorular göndereyim (danışmanınız aracılığıyla) ve yanıtlasanız buradan yorumsuz  paylaşayım. Gazeteci olarak size teklifim bu.

ERDOĞAN YARGITAYA DESTEK VERMİŞTİ

Yargıtayın Anayasa Mahkemesinin kararını tanımamasıyla başlayan 'yargı krizi'ne ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Yargıtaya destek vermişti.

Özbekistan dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı "Anayasa Mahkemesinin kararına karşı Yargıtay da demiştir ki 'Sen yüksek mahkemeysen ben de yüksek mahkemeyim ve yüksek mahkeme olarak da şu anda sizinle ilgili bir yaptırımı ben de talep ediyorum'" ifadelerini kullanmıştı. "Yargıtay'ın aldığı karar asla bir kenara atılamaz" diyen Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) yanlış kararlar aldığını savundu. 

YENİ ANAYASA SİNYALİ

Yeni Anayasa sinyali de verem Erdoğan, "Yapılan onca değişikliğe rağmen, güçler ayrılığı ve güçlerin kendi içlerindeki dengenin sürekli önümüze çıkıyor olması haklılığımızın işaretidir" dedi.

Erdoğan şunları söyledi:

Son olarak Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasında yaşanan tartışma bu gerçeği bir kez daha teyit etti. Elbette her kurum gibi yargı kurumlarının da kararları tartışılabilir. Hiçbir kurum eleştirilemez değildir.Geçmişte Yargıtay ve Danıştay'a kadar katılmadığımız, eleştirdiğimiz kararları olmuştur. AYM'den Yargıtaya ve Danıştay'a kadar katılmadığımız kararlar olmuştur. Türkiye'de hiçbir kurum eleştirilemez değildir ama bu defa farklı bir sorunla karşı karşıyayız. Anayasa, devlet başkanı sıfatıyla bize devlet organlarının uyumlu çalışmasını temin görevi vermektedir.

"Biz bu tartışmada taraf değil hakem konumundayız. Tartışmanın çözüm yeri Anayasa'dır" diyen Erdoğan, "Darbecilerin bundan 41 sene önce Türkiye'ye biçtiği gömlek, yapılan 20'ye yakın tadilata rağmen 2023 Türkiye'sine dar gelmektedir" ifadelerini kullandı. 

YARGITAY BAŞKANLIĞI DA AÇIKLAMA YAPMIŞTI

Anayasa Mahkemesinin Can Atalay kararını tanımayan Yargıtay, tartışmalara ilişkin dün akşam saatlerinde açıklama yapmıştı. Açıklamada, AYM'de değişikliğe gidilmesine destek vermeye hazır oldukları belirtilmişti.

ADALET BAKANI DA 'YENİ ANAYASA' DEDİ

Tartışmalara ilişkin bu sabah açıklama yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan da 'krizin çözümü için yeni anayasa' çağrısı geldi. Tunç, "Yüksek mahkemeler arasında astlık üstlük ilişkisi yok. Anayasada değişiklik yapmadan, sorunu kalıcı çözemeyiz" dedi.

MECLİS'TE NÖBET SÜRÜYOR

Yaşananları ‘yargı darbesi’ olarak değerlendiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise, Meclis Genel Kurulunda ‘adalet nöbeti’ başlattı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yargıtay’ın AYM üyeleri hakkındaki suç duyurusu kararını içeren açıklamasının ardından, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’la görüşerek Meclis Danışma Kurulu’nu toplantıya çağıracağını duyurmuştu.

Ancak Kurtulmuş, Danışma Kurulu’nu toplayamayınca, Özel olağanüstü grup toplantısında aldıkları karar gereği, ‘yargı krizi ve darbe girişimini gündemde tutmak amacıyla, TBMM Genel Kurulunu terk etmeme’ kararı aldıklarını duyurdu.

Özel, dün geceki nöbette yaptığı açıklamda şöyle demişti:

Bu darbe girişiminin içinde Recep Tayyip Erdoğan var. Meydan boş değil, Erdoğan bunu böyle bilsin. Sokaktan, meydandan çekinmeyen her türlü eylemi yapan bir pozisyonda olacağız. Anayasa'nın bir maddesini yok sayan, tümünü yok sayar. Anayasa Mahkemesi'ni tartışmaya açmak istiyorsanız biz orada yokuz. Milletvekili dokunulmazlıkları konusunda tarihi bir yanlışlık yapılmıştı. AKP’nin demokrasiyi aşındıracak her hamlesine CHP tüm benliği ve gücüyle karşı koyacak

Taksim, 1 Mayıs'ta emekçiye kapalı. Ama yeni ayaklar eklenirse ayaklarımıza, Taksim'i de özgürleştireceğiz, Türkiye'yi de özgürleştireceğiz. Hatta ben bunu seçimi beklemeden toplumsal muhalefetin gücüyle yapmayı öneriyorum. 1,5 milyon insan 'Taksim'i özgürleştireceğim' derse, Taksim özgürleşir.

Kimin elinde olduğu belli olmayan bir hesaptan atılan dandik tweet'lerle bizi korkutamazlar, sokaktan alıkoyamazlar. Bana bir şey olursa arkamda 129 tane arkadaşım var. Ben gidersem onlardan biri gelir, aynı şekilde sürdürür.