PKK’nın fesih kararı ve silah bırakmasının ardından yürütülecek süreçte gerekli yasal düzenlemeler için TBMM’de kurulan komisyon ilk toplantısını yapıyor.

Komisyonda partisi adına söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, "Bu süreç 2013-15 tarihleri arasında ortaya konulan çözüm sürecinin 2024-2025 versiyonu değildir. O süreç tekrarlanmayacaktır ve yeniden de canlandırılmayacaktır. Anılan dönemde çözüm süreci katılanların görev yaptıkları faaliyetler nedeniyle idari ve hukuki bir tahribata uğramamak için bir kanun maddesi çıkarılmıştı. Diğer arkadaşlarımızın hatırlattığı gibi bu kanun yürürlüktedir. Bu dönemde görev ifadesi nedeniyle benzer bir yasaya ihtiyaç yoktur. Yeni anayasa hazırlamak, yeni anayasanın bazı maddelerini değiştirmek gibi de bu komisyon görevi yoktur" diye konuştu.

PKK’nın fesih kararı ve silah bırakmasının ardından yürütülecek süreçte gerekli yasal düzenlemeler için TBMM’de kurulan komisyon ilk toplantısını bugün yapıyor. Toplantının ilk gününde, komisyonun adının, çalışma usul ve esaslarının, prensiplerinin belirlenmesi planlanıyor.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un kurulacak komisyonun ilk toplantısı için üye milletvekillerini davet ettiği toplantı TBMM Tören Salonu'nda başladı.

TBMM Başkanı Kurtulmuş komisyonun açılış konuşması sonrasında komisyondaki siyasi parti temsilcilerinin değerlendirmeleri için grubu bulunan siyasi parti temsilcilerine 20’şer dakika, grubu bulunmayan komisyon üyelerine ise 10’ar dakika konuşma süresi verildi. ​​

MHP adına söz alan İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 1 Ekim 2024 tarihinde Meclis'te DEM Parti eş genel başkanı ve milletvekillerinin elini sıkmasıyla bir sürecin başladığını anlatarak, "Gelişmeler aşamalı bir şekilde devamlılık arz eden siyasi bir sürece, daha sonra da bir devlet projesine dönüşmüştür. Terörsüz Türkiye için atılması gereken adımlar dizisi ya da yol haritası diye nitelendirilecek bir çalışma yapmak üzere partimiz tarafından görevlendirilmiş bulunuyoruz. Bu komisyon demokratik sınırlar içerisinde her partinin görüşlerini paylaşması, önerileri sunması için önemli bir fırsattır. Buradaki faaliyetlerimizi büyük bir uyum ve uyumluk içerisinde sürdüreceğinize inanıyorum. Anaların gözyaşının akmadığı bir geleceğin inşaası için hepimizin gayret göstereceğini umuyorum" diye konuştu.

"Ülkemizin enerjisini sömüren terör belasını tarihin çöplüğüne atmak için elimizde büyük fırsat var"

Diğer siyasi partileri düşman olarak görmeyen, hayatını bu esasa göre şekillendiren, politik anlayışını buna uygun biçimlendiren bir duruşa ihtiyacın olduğunu söyleyen Yıldız, konuşmasında şunları kaydetti:

"Türkiye'yi ve komşularını etkileyen, geleceğimizi şekillendiren 41 yıllık ağır bir sorunun etkilerini çözmeye çalışıyoruz. Kararlı duruşumuza aziz milletimiz de büyük destek vermektedir. Ülkemizin enerjisini sömüren, sosyal maliyeti gerçekten çok yüksek bir terör belasını tarihin çöplüğüne atmak için elimizde büyük bir fırsat var. Bu fırsatı heba etmeyelim. Birbirimizi itibarlaştırmak yerine anlamaya çalışalım ve komisyonun değerli üyelerinin buna uyacağını umuyorum ve bekliyorum. Bu komisyondaki görevimiz Terörsüz Türkiye'yle bağlantılı olarak bazı sorunların çözümü konusunda farklı görüşlerin kesişme noktalarını tespit ederek müşterek çözümler yürütmektir.

"Bu süreç 2013-15 tarihleri arasında ortaya konulan çözüm sürecinin 2024-2025 versiyonu değildir"

Askerimize, polisimize, korucumuza, öğretmenimize, şehidimize, şühedamıza terörden büyük bedel ödeyen masum insanlarımıza karşı sorumluluğumuzu biliyoruz. Toplumun tamamını kucaklayan, temel hak ve özgürlüklerini genişleten, vatandaşların ülkeye aidiyetini ve devlete güvenini pekiştiren adımlar attırırken yeni bir dil inşa edelim. Sukunetle düşünelim. Düşmanlık körüklemeye hevesli olanların tuzağına düşmeyelim. Terörsüz Türkiye yolunda zorunlu olan hukuk içerisindeyiz belirlerken milletimizden aldığımız yetkiyi milletimizin işaret ettiği istikamette kullanalım. Liderimizin 22 Ekim 2024 tarihinde yaptığı tarihi çağrı ve bugüne kadar geçen sürede çok önemli bir ihtiyaç geride bırakılmıştır.

Bu süreç 2013-15 tarihleri arasında ortaya konulan çözüm sürecinin 2024-2025 versiyonu değildir. O süreç tekrarlanmayacaktır ve yeniden de canlandırılmayacaktır. Anılan dönemde çözüm sürecine katılanların görev yaptıkları faaliyetler nedeniyle idari ve hukuki bir tahribata uğramamak için bir kanun maddesi çıkarılmıştı. Diğer arkadaşlarımızın hatırlattığı gibi bu kanun yürürlüktedir. Bu dönemde görev ifadesi nedeniyle benzer bir yasaya ihtiyaç yoktur. Yeni anayasa hazırlamak, yeni anayasanın bazı maddelerini değiştirmek gibi de bu komisyon görevi yoktur. Aslında yazdığım metinle bu komisyonun adını çoktan koyduk. Mart-Mayıs ayında liderimiz bunun Milli Birlik ve dayanışma komisyonu olduğunu söylemişti. Şimdiye kadar da gerçekten süreç başarılı bir şekilde yönetiliyor. Türk devleti, askeri ve siyasi kapasitesini dost düşman herkese gösterdi.

Orta Doğu'da yaşanan gelişmelerin Türkiye için oluşturacağı tehditleri yok etmek için öncelikle PKK'nın, silahlarının bırakılması, feshine doğru önemli gelişmeler sağlandı.

Örgütün 12 Mart'ta kamuoyuyla paylaştığı fesih ve silah bırakma kararına önemli bir eşikle açıldı.

"Bu süreci istihbarat örgütlerinin cirit attığı Orta Doğu'da kimseden yardım almadan siyasi partiler olarak götürüyoruz"

Biz bu süreci istihbarat örgütlerinin cirit attığı, her türlü entrikanın döndüğü Orta Doğu'da kimseden yardım almadan siyasi partiler olarak götürüyoruz. Bunda da çok başarılıyız. Evet 41 yılda terör karmaşası çok sorunlar üretti. Buna rağmen demokratik olgunluk seviyemiz ve ortak geçmişimiz sayesinde sorunlar zaman zaman derinleşse de hiçbir zaman toplumsal bir çatışmaya dönüşmedi. Bu süreçte yapılacak hiçbir şey onun için kamu vicdanını incitmemelidir. Atacağımız adımlar şeffaf ve evrensel hukuk çerçevesinde olmalıdır.

"İlk üç madde, dördüncü maddede yazılı olduğu şekilde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez"

Ancak bu hususta bir şeyi tekrar hatırlatmak istiyorum. Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir hukuk düzeninin dışına çıkamayacağı, hiçbir faaliyetinin Türk milli menfaatlerini Türk varlığının devleti, ülkesiyle bölünmez hükümlerinin karşısında koruma göremeyeceği açıktır. Anayasanın bir, iki, üçüncü maddelerini burada tekrarlamaya gerek yoktur. Türk devletinin dili Türkçedir. Bayrağın şekli kanunda belirtilen beyaz al yıldızlı bayraktır. Milli Marşı da İstiklal Marşı'dır. Bu ilk üç madde, dördüncü madde de yazılı olduğu şekilde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.

Biz sorumluluğumuzu biliyoruz. Ne yapacağımızı, nereye gideceğimizi de biliyoruz. Elbette biz burada bir kanun yapmayacağız ama yapılacak kanunların çerçevesini hazırlayıp yüce Meclise bir rapor olarak sunacağız. Burada ülkedeki tüm mağdurları her türlü siyasi görüşü, dini inancı, felsefesi, dünyaya bakışına aldırmadan bir eşitlik içinde bu meseleleri çözmek zorundayız."