MHP Genel Başkanı Basın Danışmanı Yıldıray Çiçek, Doğan Cüceloğlu ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın sözlerinden yola çıkarak TürkGün'de kaleme aldığı yazısında, Türkiye’nin farklı kurumlarında yaşanan ahlaki yozlaşma, liyakatsizlik ve toplumsal çürüme tehlikesine dikkat çekti. Çiçek, iktidar ortağı olmasına rağmen yazısında, makamların kişisel zafiyetlere teslim olmasını sert bir dille eleştirdi.
Çiçek, insanın kalitesinin bozulmasının, bireysel değil sistematik bir çürümeye yol açtığını vurguladı:
“Bir kişi gücünü makamdan alıp, kalitesizliğini makamına yansıtırsa, çürüme artık bireysel değil sistematik hâle gelir.”
"Yılın Annesi Fuhuştan, Polis Uyuşturucudan Yakalanıyorsa Adalet Sağlanamaz"
Yazısında, toplumun farklı katmanlarında yaşanan tezatlıklar, tuhaflıklar ve çelişkiler üzerinden, ahlaki bozulmanın boyutunu gösteren çarpıcı örnekler verdi:
-
Emniyet/Adalet: Bir polis, validen "uyuşturucuyla mücadele ödülü" alıyor ama kısa süre sonra aracında uyuşturucuyla yakalanıyorsa... Savcı, hâkim ve avukat adliyede bozulursa adalet sağlanabilir mi?
-
Ahlaki Yozlaşma: Bir kadın “yılın annesi” seçiliyor ama kısa süre sonra fuhuştan yakalanıyorsa... Eşine şiddet uygulayan bir siyasetçi, "Nüfus ve Aile Güvenliği" konferansı veriyorsa...
-
Sağlık ve Eğitim: Hastanede doktor, tedavi etmesi gereken hastasına tecavüz ediyorsa... Bakıcı, huzurevinde yaşlıya; kreşte çocuğa şiddet uyguluyorsa... Öğrenci, öğretmenini bıçaklıyorsa...
-
Finans ve Siyaset: Merkez Bankası’nda paranın namusunu koruması gerekenler yolsuzluk yapıyorsa...
Çiçek, bu durumun, “iyi yetişmemiş insanların ülkesinde düzen bir bozuldu mu, mağara devri, taş devri hortluyor” sözleriyle ifade edilen tehlike olduğunu belirtti.
"Arkamızda Sadece İnsanlığımız Kalır"
Makam, mevki ve unvanların geçiciliğini vurgulayan Çiçek, makam ve sıfat peşinde koşmadan mütevazı davrananların, rahatsızlık vermesinin ise "hesabı ve karakteri deşifre olmuş nasipsizlere" yönelik olduğunu ima etti.
Yazı, herkesin arkasında sadece "insanlığımız kalır" inancıyla hareket etmesi ve bu karakter meselesinin bir nasip olduğunu belirten bir vurguyla sonlandı.